50 yıl vadeli borçlanmalar
Son dönemlerde, borçlanma vadeleri uzamaya başladı. Fransa 50 yıl vadeyle borçlandı. 6 milyar Euro'luk borçlanma için piyasaya çıktı. Bu tutarın üç katı talep geldi. Bunu gören ABD Hazinesi de 30 yıl vadeli bonoları piyasaya çıkarmaya hazırlanıyor. Başlıca neden talebin ortaya çıkması. Talebin kaynağı ise emeklilik fonları. Sağlık koşullarında iyileşmeler sonucu sanayileşmiş ülkelerde yaşam sürelerinin "90 artı" yıllara uzaması, emekli fonlarını uzun vadeli ürün arayışına itti. Hesaplarını buna göre yapmak istediler. Borçlanan ülkeler ise ortalama borç süresini arttırma çabasındalar. ABD Hazine bonolarının ortalama vadesi 4.4 yıl. Vade uzayınca "net şimdiki değer" (NPV) düşüyor. Düşük net şimdiki değere sahip kamu borcunun, milli gelire oranı yüksek olsa dahi, piyasalar açısından olumlu yorumlanmasına neden olabiliyor. Örneğin, kamu borcunun milli gelire oranı eşit olan iki ülkeyi düşünelim. Bu ülkelerden, ortalama borcunun vadesi 3 yıl olan ile 10 yıl olanı karşılaştırdığınızda bir fark ortaya çıkıyor. Ortalama vadesi fazla olan ülkenin görünümü daha olumlu oluyor.
Yatırımcı bulmak sorun Uzun vadeli borçlanmalarda en önemli sorun, bunları satın alacak yatırımcı bulabilmekti. Emeklilik fonları bu boşluğu doldurdu. Maliyet açısından ise gerek Avrupa'da gerekse ABD'de düşük düzeylere inen nominal ve reel faizler borçlanmaları da teşvik etti. Kısa ve uzun vadeli faiz oranları arasındaki farkın 1 puana düşmesi ayrı bir avantaj sağladı. Uzun vadeli borçlanmaların bir başka avantajı da likidite idaresini kolaylaştırması. Bize benzer ülkelerde, bugüne kadar karşılaşılan finansal krizlerde, vadesi bu araya rastlayan kamu borçlarının geri ödemesi büyük sorunlar yarattı. Krizi derinleştirdi. Vade uzayınca bu olasılık azalıyor. Dolayısıyla da piyasaların bakış açısı değişiyor.
Türkiye'de yararlanabilir Uluslararası piyasalardan daha önceleri 30 yıllık borçlanma fonu sağlamış Türkiye'nin de bu rüzgârdan yararlanması gerekiyor. Kamunun nakit iç borcunun ortalama vadesinin 11.8 ay gibi kısa bir vadede oluştuğunu, borçlar içinde ağırlığı fazla olmasa da uluslararası piyasalardan bono yoluyla alınan borçların 6.8 yıllık bir vade profili bulunduğunu dikkate aldığımızda, vade uzatmanın önemi ortaya çıkıyor. Ancak bir gerçek de şu: İç borcun vadesini uzatmak oldukça zor. Ortalama bir yıl vadeyi ne kadar uzatabilirsiniz. Etkin bir sosyal güvenlik sisteminiz olmayınca, emekli fonlarının talebi de çok yetersiz kalıyor. Vadeyi iki yılın üzerine uzatınca hem maliyeti artıyor, hem de talebi azalıyor. İleride AB'ye girme olasılığı artıp, süre konusunda da belirsizlikler azalırsa, yeni bir olanak daha ortaya çıkacak. Türk Lirası yerine Euro'nun kullanımına geçilince, iç borçların Euro ile ödeneceği gerçeği yatırımcılara cazip gelebilir. Oldukça ince olan bu nokta, iyi bir biçimde pazarlanıp satılırsa iç borcun vadesini 20-30 yıla kadar uzatmak gerçekleşebilir. Not: Bilderberg toplantıları ile ilgili yazım üzerine Sayın Cüneyt Ülsever aradılar. Toplantılarda konuşulan konuların isim vermemek şartı ile daha önceleri de yayınlandığına dair örnekler verdiler. Kendilerinin beni ikazı için teşekkür ederim.
|