Onur'un perde arkasında Alman devi ile kapışması mı yatıyor?
Onur Air ateş hattında. Peki ama neden? Bu soruyu pek çok insana soruyorum. Havacılık uzmanımız Güntay Şimşek bile işin içinden çıkamadığına göre, ortada bir terslik var. Yerli yabancı hiçbir kaynak, Hollanda'nın Onur Air'e ait uçaklara yasak koymasının teknik nedenlerini yazmıyor. Nitekim "nedenler konusunda" ne Onur Air'e ne de Sivil Havacılık Kurumu'na şu ana kadar resmi bir rapor ulaşmış. Almanya ve diğer ülkelerin yasak koymasının nedeni de Hollanda'- nın tavrını referans kabul etmelerinden kaynaklanıyor. Tüm olup bitenlere ekonomik bir kavganın yol açtığını ileri sürebilir miyiz? Bu soruya yanıt verebilmek en azından bir yargıya varabilmek için Hollanda-Türkiye uçuşlarının ekonomik boyutunu görmemiz lazım. Dün Onur'un üst düzey yetkililerinden edindiğim bilgilere göre durum şu: Son yıllarda Türkiye'ye gelen Hollanda çıkışlı turistlerin sayısı 1 milyon 200 bini buluyor. Bu kişilerin 550 bini Onur'a ait uçaklarla Türkiye'ye geliyor. 350 bin kişiyi ise diğer Türk hava şirketleri taşıyor. Geri kalan 400 bin kişiyi ise Avrupalı şirketler getiriyor.
PAKET SİSTEMİ Bu turistler aslında paket tabir edilen sistemi kullanıyor. Turist, içinde uçak-konaklamanın da yer aldığı "her şey dahil" sistemini kullanıyor. Yani turist doğrudan Onur'u değil, Onur'u tercih eden tur operatörünü seçiyor. Hollanda'dan Türkiye'ye yönelik en büyük satışı OAD Reizen yapıyor. Onur, rekabetçi bir fiyat verdiği için OAD'ın en önemli iş ortağı. Hollanda'dan haftada 75 uçak kaldırıyor (Onur'un Almanya'- dan Türkiye'ye taşıdığı kişi sayısı da 700 bini bulmuş). Hollanda'da Türk uçak şirketleri pazardaki payını birbirleriyle rekabet ederek artırırken, devreye sektörün yakından tanıdığı Alman TUI giriyor. TUI, Air Hollanda'yı satın alıyor ve adını önce Holland Exel olarak değiştiriyor. Sonra isim ArkeFly oluyor. Şirketin ilk uçuşları Bodrum, Mısır (Şarmel Şeyk) ve Dalaman oluyor. Çok değil üç ay önce TUI'nin bir yetkilisi, günlük 800 bin tirajlı ve ülkenin en büyük gazetesi De Telegraaf'a, Onur Air'in sahibi Cankut Bagana için kara para aklayıcısı şeklinde bir açıklama yapıyor. Bunun üzerine Onur, Bagana'ya ait Türk resmi rakamlarından alınmış bilgileri toplayarak, mahkemeye gidiyor. Gazete tekzibi yayınlıyor. Tarafların avukatları bir araya gelerek anlaşıyor ve mahkemeden vazgeçiliyor. Tam olaylar yatıştı denilirken bu kez aynı gazetede çeşitli zamanlarda Onur Air için "güvenli değil" şeklinde haberler çıkıyor. 20 gün sonra Hollanda yasak getiriyor.
GEREKÇESİZ YASAK Bir başkta gariplik ise şu: Onur'a bir aylık uçuş yasağı Türk Sivil Havacılık Kurumu'na bildirilmiyor. Karar, Onur'a hiçbir gerekçe gösterilmeden duyuruluyor. Dünya havacılık tarihinde ilk uygulama deniliyor. Normalde yasak kararı uçağın bağlı olduğu sivil havacılığa bildirilirmiş. Ve yasak konması talep edilirmiş. İkinci nokta ise, dün ortaya çıkıyor. Hollanda, Onur'un uçaklarını Türkiye'de kontrol etmek istediklerini bildiriyor. Ancak Onur bunu kabul etmiyor. Dün konuştuğum bir yetkili, "Bu Türk otoritelerine saygısızlıktır. Eğer bizim otoritelerimizin denetimi altında olursa gelebilirler" bilgisini verdi. Peki neden gelmek istiyorlar sorusuna ise aynı yetkili, "Amaçları belli. Şimdi karardan geri dönmek için bir bahane yaratmak istiyorlar. Ancak bu bahane Türk otoritelerini ezmemeli" şeklinde oluyor. Peki zarar ne kadar? "Tahminimize göre, zararımız 30 milyon Euro'yu geçecek." Yeri gelmişken birkaç bilgi. Onur adını taşıyan 26 uçak var. Günlük operasyonel maliyetleri 400 bin dolar. Şirkette 256 pilot, bin 500 personel, 300 teknisyen çalışıyor.