|
|
|
|
|
Derin sırlarla dolu deney
|
|
İçerdiği gizlilik çağrıştırıcı boyut yüzünden tarikat kelimesi kimine ürkütücü, kimine çekici gelmektedir. Geçmişte haşhaşla özdeşleşen, günümüzde salin gazı ile hafızalara yer eden şiddet eylemcisi gizli örgütler bile tarikat olarak anılabildiğine göre bu kelimenin kuşatabileceği alanın genişliği ortadadır. Konuyu 'İslami olanlar' diye sınırladığımız zaman da, genellikle 12 esas yol ve onların çok sayıda değişik kollarından oluştuğu kabul edilen 'Tarikatlar' dünyasını bütün boyutları ile çerçevelemek kitaplık değil kütüphanelik çapta bir iştir. Bugün yayınlamaya başladığımız çalışmanın amacı ise, çok yönlü kavram karmaşasının yaşandığı bir alanda olabildiğince tarafsız bakışla özet bir değerlendirme sunmaktır. Bilindiği gibi tasavvuf, sufilik, tarikatçılık veya tarikat ehli olmak gibi birbiriyle akraba ve komşu kavramlarla ifade edilen 'derinlemesine ruhani hayat'a batılılar 'İslam mistisizmi' diyorlar. Bu geniş alanla ilgili olarak başlangıçtan bugüne kadar, çok değerli İslam bilginleri ve batılı doğu araştırmacıları (=müsteşrik, oryantalist) son derece zengin ve önemli bir birikim oluşturmuşlardır. Ancak, hemen her yönüyle bu alanı araştıran sayısız kitaba rağmen tasavvufun veya tarikatın gerçekte nasıl bir deney olduğu, herkesi ikna edebilecek şekilde kağıda dökülebilmiş değildir. Açıkçası, bireyin duygu ve düşünce alanında mahremce yaşanan bir deney (tarikat yoluyla manevi olgunluğa erişme çabası) nedenselci bir mantıkla tanımlanamaz. Onun için doğaldır ki bu yazı dizisi tarikatlar hakkında oluşabilecek her türlü soruya cevap vermek iddiasında değildir. Kağıt üzerinde hala yasadışı görülmelerine rağmen toplumda birer gerçeklik olarak yaşamaya devam eden çeşitli tarikatlar ve kökenleriyle ilgili sağlıklı bir genel kültür çerçevesi oluşturmak ve daha derin bilgi arzulayacak kimseler için yararlı bir bakış açısı takdim etmek, bu mütevazı araştırmanın başlıca hedefidir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|