|
|
|
|
|
|
Uykusuzluk çekene 'Al bu hapı uyu' demek sorunu çözmüyor
Geceleri uyuyamıyorsanız, haplardan medet ummayın. Sorununuzun sebebini bulmanız şart. Uyku uzmanları, uykunun süresinden çok ertesi gün nasıl uyandığınızın önemli olduğunu vurguluyor. Beş saatlik uykuyla zıpkın gibi uyanıyorsanız sorun yok ama 10 saatlik uykunun ardından hala bitkinseniz, mutlaka bir uzmana başvurmanız gerekiyor
Yalnız değilsiniz... Toplumun yaklaşık yüzde 90'ı hayatının bir döneminde gecelerini kabusa çeviren uykusuzluk sorunuyla karşılaşıyor. Etrafınızdaki her yüz kişiden beşi solunum problemleri nedeniyle uykusunu yeterince alamadan uyanıyor. Bu nedenle, birçok kişi ertesi gün nerede olursa olsun uyuklamasına engel olamıyor. Ve her yüz kişiden 40'ı horluyor ve daha da önemlisi, bunu normal kabul ediyor. Oysa, iyi bir uyku sağlıklı bir hayat sürebilmemiz için büyük önem taşıyor. Bu yazı dizisinde, konunun uzmanı doktorlar iyi bir uykunun yollarını gösteriyor. Gecelerinizin kabus olmasını engellemeniz mümkün. Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı, Prof. Dr. Hakan Kaynak, Doç. Dr. Erhun Şerbetçi, Amerika Cornell Üniversitesi'nden Lauren Broch, uykusuzluk kabusundan kurtulmanız için neler yapmanız gerektiğini anlatıyor...
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uyku Bölümü Başkanı Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı, uykusuzluğun yaşam kalitesini bozan bir sorun olduğuna dikkat çekerek, uyku sorunlarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı...
* Uykusuzluk bir hastalık mı? Türkiye'de her 10 kişiden biri uykusuzluk çekiyor ve kadınlarda erkeklere göre uykusuzluk daha sık görülüyor. Ancak, bunlardan daha küçük bir grubun gerçekten tedaviye ihtiyacı oluyor. Hepimiz hayatımızda, özellikle de psikolojik nedenlere bağlı olarak birkaç gün uykusuzluk çekmişizdir. Ama ne zaman ki bu durum süreklilik kazanmaya başlar, o zaman uykusuzluğu bir hastalık gibi ele almak gerekir. Zaten hastalık oluştuğunda, olaya neden olan psişik travma da unutulmuştur ve artık hastanın psikolojik nedenleri mi uykusunu bozar, kötü uyku mu psikolojik bozukluğa neden olur karışır. Biz buna 'öğrenilmiş uykusuzluk' diyoruz. Yani, beyin artık uykusuzluğa alışıyor, bunu öğreniyor ve o kötü uyku hastanın normal uykusu haline geliyor. Araştırmalara göre, dünyada en sık rastlanılan uyku bozukluğu da budur. Tedavisi oldukça güçtür. Uyku hastalığı olan bir kişinin bu konuda uzman bir hekimden, psikolog ya da psikiyatristten yardım alması gerekir.
* Günde kaç saat uyumak gerekli? Normal uykuyu tarif etmek zor. Ben kısaca şöyle anlatmayı tercih ediyorum: Ertesi sabah uyandığımızda kendimizi güne hem bedensel hem de ruhsal olarak hazırlanmış hissediyorsak, normal bir uyku uyumuşuz demektir. Mesela, beş saat uyursunuz zıpkın gibi kalkarsınız, 10 saat uyursunuz dayak yemiş gibi kalkarsınız. İdeal uyku süresi dört saat ile 11 saat arasında kişiden kişiye değişir. Türkiye'de toplumun büyük çoğunluğu, yani yaklaşık yüzde 75'i yedi - sekiz saat süreyle uyuma alışkanlığına sahiptir. Ünlü insanların bazıları çok az uyku uyur. Napolean, Churchill gibi bazı tarihi kişilikler, kısa uyku süreleriyle tanınmıştır. Ancak, kısa süre uyuduğu halde ertesi gün hayatı değişmeyen insan sayısı azdır. Türkiye'de toplumun yalnızca yüzde 10'u altı saatin altında bir uykuya sahiptir. Kısa süreli uykuyla yetinenlerden bahsederken, hafta içi altı saat uyuyup, hafta sonunda uyku sürelerini sekiz-10 saate uzatarak uykularını telafi edenleri, değerlendirme dışı bırakmak gerekir. Sekiz saatten daha uzun süre uyuyanlara ise, kısa süre uyuyanlara oranla biraz daha sık rastlanır. Kısa süreli uykuyla yetinenlerin uykuları daha yoğun, derin, yavaş uyku ve REM dönemlerinden oluşur. Gece uyanma bu insanlarda azdır. Dolayısıyla, kısa süreli ama derin uyurlar.
EN UZUN UYKUSUZLUK DENEYİ 11 GÜN * İş dünyasında az uyuyup çok çalışma modeli yaygındır. Bunu alışkanlık edinmek mümkün mü? Uyku süresini belirli bir oranın ötesinde kısaltmak mümkün değildir. Üniversite öğrencileri arasında yapılan bir çalışmada uyku süresi çok küçük oranda kısaltıldığında bile, ertesi gün öğrencilerde yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, hafıza bozukluğu görüldü.
* Uyumadan yaşamak mümkün mü? Uyku organizma için yemek yeme, su içme, nefes alma gibi vazgeçilmez bir zorunluluktur. Aç ve susuz yaşamak nasıl mümkün değilse, uyumadan yaşamak da mümkün değildir. İnsanlar uzun süre uykusuz bırakıldıklarında kısa süreli olarak, istem dışı uyuya kalırlar. Uyku yoksunluğu deneylerinde üç günün sonunda gerginlik, sinirlilik, zamanı bilememe, hayal görme, kekeleme, konuşulanları anlamama gibi belirtiler görülür. Bugüne kadar insanlarda yapılan en uzun süreli uykusuzluk deneyini, 11 günle Amerikalı bir üniversite öğrencisi gerçekleştirdi. Psikoza benzer bir tablo görüldüğü için deney sona erdi.
* Günde sekiz saat uyuduğumuz halde yataktan kalkarken yorgun oluyorsak tedaviye mi ihtiyacımız var? Bu durumda uykunuz bozuk demektir. Kaç saat uyursanız uyuyun, uykunuzun kalitesini bozan bir problem var demektir. Bunun için çoğunlukla uyku laboratuvarlarında hastayı incelemek gerekli. Türkiye'de açılan ilk uyku laboratuvarlarından bir tanesi Cerrahpaşa Nöroloji Ana Bilim Dalı'nda kurulmuştur. Uyku laboratuvarlarında insanlar, doğal uykuları sırasında kendilerine has özel bir odada, başlarına ve başka bedensel bölgelerine bağlı elektrotlarla sabaha kadar poligraf adı verilen bir cihazla izlenir. Aynı zamanda, videoya da alınırlar. Biz bilgisayarlar aracılığıyla o kişinin uykusunun ne kadar bozuk olduğunu ve bunun nedenlerini anlamaya çalışıyoruz. Bu iş bir gecede de çözülebilir, iki geceye de uzayabilir. Ondan sonra tedaviye başlanır. 'Ben uyuyamıyorum doktor bey'in karşılığında 'Al bu yatıştırıcıyı, uyu' demek, kötü bir yaklaşımdır. Mutlaka olayların nedenine inmek, bunları laboratuvarda saptadıktan sonra o nedenleri tedavi etmek gereklidir. Bu durumda, 10 saat uyumuş ve dinlenmeden kalkmış olmanın nedeni, uykuya ait 80 hastalığın bir tanesinden ya da başka bir rahatsızlığın uykuya yansımasından kaynaklanabilir.
DERİN UYKUDA VÜCUT YENİLENİYOR * Fazla uyumak bir sorun mu? Fazla uyku, az uykudan daha önemli bir sorundur. Her fazla uyuyanı laboratuvara yatırıp, teşhisini koymak gerekli. Çünkü onun altında daha ciddi sağlık sorunlarının olma ihtimali vardır. Ama her durum da hastalık olarak ele alınmamalı. Örneğin, normal insanlar da kendi içlerinde kalıtsal özellikleri ile ikiye ayrılır. 'Kısa uyuyanlar', 'uzun uyuyanlar', 'gündüz tipleri' ve 'gece tipleri' diye. Bu tipleri hep etrafımızda izleriz. Bazı insanlar yaratıcılık gerektiren işleri gece yarısından sonra yapar, zihinleri o zaman açılır. Mesela ben bunlardan biriyim. Gece geç saatlere kadar ders çalışırdım. Uzun uyuyan gündüz tipi, kısa uyuyan gündüz tipi, uzun uyuyan gece tipi, kısa uyuyan gece tipi diye uyku tipleri vardır. 'Uzun uyuyan gece tipi' olan bir insan 'Ben tedavi olmak istiyorum' diye doktora giderse, onu tedavi etmeye çalışmamak gerekli. Gece ikide yatacak, ertesi günü öğlen 12.00'da kalkacak. Bu tipler herkes gibi kalkıp işe gitmek için uykularının ucundan kırpmak zorunda kalıyor. Sürekli bir uyku açlığı çektikleri için tedavi olmayı istemeleri normal ama bu bir hastalık değildir.
* Hangi uyku aşamasında vücut kendini yeniler? 'Derin uyku', diğer adıyla 'üçüncü ve dördüncü evreler', diğer adıyla 'yavaş dalga uykusu' bölümünde vücudumuzda birtakım tamiratların yapılır, bedensel olarak restore oluruz. Bağışıklık sistemimiz güçlenir. Özellikle birtakım özel hücrelerin kandaki miktarının düştüğünü biz saptadık. Bu hücreler uçuk meydana getiren virüsle savaşmada birinci rol oynuyor. Bu özel hücreler, habis hastalıklarla, kanserlerle ve bunların uzak organlara sıçrama (metastas yapma) özellikleriyle, dolayısıyla bu hastaların kalan ömürlerinin uzunluğu ya da kısalığıyla ilgilidirler. Bu nedenle, derin yavaş uykunun mutlaka normal oranlarda uyunması şarttır. Kabaca, gece uyunan uykunun ilk yarısı 'derin yavaş uykudan' yoğun, ikinci yarısı da 'REM uykusu'ndan yoğun kabul edilir. REM uykusu da insanı ertesi güne psikolojik olarak hazırlayan uyku evresidir. Bildiğimiz kadarıyla hafıza, öğrenme, gibi bilmeye ait beyin fonksiyonlarıyla yakın ilişkilidir. REM uykusunun bozulması durumunda da ruhsal rahatsızlıklara benzer tablolar ortaya çıkar.
* Gündüzleri de REM evresinde uyunabilir mi? Gündüz uykuları uydurma uykulardır, pek REM uykularında uyunmaz. Uyuduktan sonra her bir buçuk saatte bir REM uykusuna gireriz. Gecenin ikinci yarısında bu REM uykularının süreleri daha uzundur. REM uykusu sağlıklı bir yaşam için şarttır. REM kelimesi, hızlı göz hareketlerinin İngilizce baş harflerinden gelir. Bu uyku evresinde gözler sağa, sola, yukarı, aşağı hareket eder. Bu hareketlerin ne işe yaradığı hakkında çeşitli teoriler var. Rüyalar, hafıza ve bizim ruhsal sağlığımız konuları arasındaki ilişkiyi gözden geçirmek için REM uykusu inceleniyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|