|
|
Futbolun Cilvesi
Fenerbahçe, Kadıköy'de Beşiktaş karşısında bilhassa ilk 30 dakika sezonun en iyi futbolunu oynamasına rağmen 4 gol yiyerek 3 puan kaybetti. Derbinin önemini bilen ve seyircinin motive ettiği futbolcular ilk devre sahaya yüksek tempo, mücadele, pozisyon zenginliği yansıttılar. Her iki kanat da beklenenin üstünde işlerlik kazandı. Tabii ki bu etkili baskı sonucu çok sayıda da duran top kazanıldı. Ama kaçan fırsatların yanında 25. dakikaya kadar hiç atak girişiminde bulunmayan Beşiktaş, Tümer'in becerisiyle ve bir duran toptan gol buldu. F.Bahçe'nin bu yarıdaki tek golü de, hazırlanmış pozisyonlar harcanırken, en büyük silah duran toptan geldi. F.Bahçe'nin 2. yarıda da topa sahip olma yüzdesi rakibine oranla çok fazlaydı. Oyun karşı alana yıkıldı ancak bu defa ilk yarıdaki üretkenlik yoktu. Ayrıca alınan riskler, Beşiktaş'a da geniş alanda kontratak fırsatları verdi. Buna rağmen 2 defa beraberliği yakaladılar. Penaltı golünden sonra da Beşiktaş'ın eksik kalması ve Pancu'nun kaleye geçmesiyle bir anda büyük avantaj elde edildi. Ancak bu elverişli ortamda golü atan Beşiktaş oldu. F.Bahçe'nin 3 defa yenik duruma düşüp de 3 kere skora denge getirmesi ve Pancu'nun kaleye geçmesine rağmen son dakikada yenilmesi futbolun cilvesiydi. Beşiktaş'ın mücadelesini, direncini ve attığı mükemmel golleri göz önüne aldığımızda fazla eleştirilecek bir şey olmadığı görüşündeyim. Yalnız bir konu üzerinde durmak istiyorum, Daum'u bugüne kadar en fazla eleştiren yazarım. Çünkü F.Bahçe kaliteli oyunculardan kurulu geniş kadrosuna rağmen günümüz futbolunun istediği ilkeleri sahaya yansıtamıyor. Bunun sorumlusu da doğal olarak teknik direktördür. 2 örnekle bu görüşümdeki haklılığımı belgelemek istiyorum; Avrupa kulvarı çok başarısız geçti. Ligde zayıf rakipler karşısında çoğu kez zorlanıldı. Bugüne kadar ki 3 derbiden tek puan dahi alınamadı.
Tuncay denklemi! Son bir paragraf da Tuncay için açmak istiyorum. Bir hayli ilginç bir futbolcu. iyi niyet, hırs, çabukluk, kolay adam eksiltmek, pozisyon takipçiliği gibi çok önemli özellikleri var. Ama bir türlü beynini ayaklarıyla birleştiremiyor, topla beraberken oyunu okuyamıyor. Beşiktaş karşısında 2 %100'lük golü atamadı. Bu çok önemli değil, herkes gol kaçırabilir. Ama ilk devrede sıfıra kadar mükemmel driplinglerle adam geçerek getirdiği topu asist yapsa Nobre golü atacak. Ama o çaprazdan kaleye şut attı. Ardından Luciano'nun beraberlik golünden kısa süre sonra Beşiktaş'ın attığı korneri çabuk kontratağa dönüştürdü, 40 metre müthiş bir deparla topu taşıdı. Hem sağda hem solda müsait durumda iki arkadaşı vardı. Hangisi ne pas verse kaleci ile karşı karşıya bırakacaktı, koşuya devam edip duvara çarptı. İkinci yarıda geriye yardıma geldiğinde topu ayağından zamanında çıkarmayarak İbrahim Akın'ın golünün hazırlayıcısı oldu. Bütün bunların dışında da artık mağlubiyet kabullenilmişken takipçiliğiyle ve takımına penaltı kazandırıp son bölümde de galibiyet için bir ortam hazırladı. Kısaca özetlersek Tuncay'ın ne yapacağı her maçta çok bilinmeyenli bir denklem.
|