| |
|
|
'Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli!..'
Size de öyle oluyor mu? Bir yerden geçerken ezan sesi duyup, kulağınızı iyice verip ezan okuyanın sesine, tavrına takılıyor musunuz? Beni ta çocukluk günlerimde annem, ananem alıştırdığı için bir nevi obsesif vaka halinde yapıyorum bu işi. Onlar konuşurlardı aralarında. Annem ya da onun anası diğerine döner, sesini pelte kıvamına getirip, yüzüne de uhrevi bir mimik oturtaraktan keserdi ahkamı; "Maşallah, ne de güzel okuyor adam!.."
Nasıl okuyor? Çocuk kafam işte, bir türlü mana veremez, "hepsi aynı değil mi bunların" derdim içimden. Bu atmosferde büyüyünce ben de takınaklı oldum ileri yıllarda. Ezan sesi duyunca hemen kulak kabartıp, yoğunlaşıyorum; "Nasıl okuyor adam?..
Vay densizler Bizim mahallenin, Cihangir Camisi'nin müezzini mesela... Gerçekten de harika yorumluyor ezanı. Hani utanmasam gidip kaset yapmayı teklif edeceğim adama. Öyle yanık, öyle hüzünlü bir sesi var çünkü. Bazen de bir ezan duyuyorum ki, koşup müezzinle kavga edesim geliyor. Hele bazı densizlerin açık unuttukları mikrofona doğru gırtlak temizlemeleri yok mu, ııııy!.. Geçen gün bir yerde İstanbul Müftülüğü'nün üst yöneticileriyle karşılaşıp konuştum bu konuyu. Dediler ki; "Müftü Bey'in halkımızdan bir istirhamı var. Ezanı kötü okuyan müezzin dine zarar veriyor. Onları bize şikayet etsin yurttaşlarımız lütfen."
Dikkat kesilin Sonra devam ediyor söyleşmemiz. Diyorlar ki; "Caminin içindeki güzelliği dışarıya müezzin yansıtır. Adabına uygun okunan güzel ezanın etkileyemeyeceği hiçbir insan yoktur." Ananemin de annemin de ne kadar haklı olduğunu anlıyorum bu konuşmadan sonra. Sanırım artık siz de daha bir dikkatli dinler, yorumlarsınız müezzinleri değil mi?..
|