|
|
|
|
Erdoğan'ın 'Roma Tatili'
Papa'nın cenazesi için Vatikan'a giden Başbakan, birkaç saatliğine Roma sokaklarını sıradan bir turist gibi gezebildi; tıpkı 'Roma Tatili' adlı filmdeki gibi....
Audrey Hepburn'ün "Roma Tatili," sinema klasikleri arasında özel bir hayran kitlesine sahiptir. Filmde meçhul bir Avrupa ülkesinin prensesi Anne, kaçamak yapıp herkesi atlatarak Roma'da bir günlüğüne "sade vatandaş" olarak yaşamak ister. Ancak genç gazeteci rolündeki Gregory Peck, olayın kokusunu alıp prensesin peşine düşer. Kısa zamanda aralarında, arka fonda tarihi Roma'nın bulunduğu müthiş bir aşk doğar... Tayyip Erdoğan'ın Roma gezisinin detaylarını duyunca aklımıza, ister istemez "Roma Tatili" filmi geldi. Benzerlik mi?.. Erdoğan da Prenses Anne gibi, birkaç saatliğine de olsa Başbakan kimliğinden sıyrılıp, sıradan bir turist gibi Roma sokaklarını arşınlayabildi (Ya da en azından denedi). Bildiğimiz kadarıyla Roma'daki o birkaç saat, iş yükü nedeniyle günlük resmi programının tam bir esiri olan Başbakan'ın son aylarda kendine ayırabildiği yegâne zamandı. Papa'nın cenazesi için Perşembe günü akşamüzeri Roma'ya varan Erdoğan, beraberinde danışmanları ve çalışma arkadaşlarıyla önce Roma'nın ünlü makarnacısı "Alfredo" lokantasına gitti. Via della Scrofa'daki lokanta gurmelerce, "Fettucini Krallığı" sayılıyor.
ŞARKICININ SÜRPRİZİ Başbakan içeri adım atar atmaz, ön masalardan bir çığlık yükselmiş: "Aa... Başbakan!" Tesadüfen Roma'da bulunan iki Türk iş kadını, makarnalarını yerken Başbakan ve yakın çalışmaarkadaşlarının içeri daldığını görünce önce şaşırmış, sonra gidip kendilerini tanıtmış. Erdoğan, lokantanın anlam ve önemine saygı göstererek domatesli fettucini ısmarlamış. Bu arada lokantanın bir diğer köşesindeki Malezyalı çift, Erdoğan'la hatıra fotoğrafı çektirmiş. Duvarlarda Sakıp Sabancı ve Enis Fosforoğlu'nun resimlerini fark eden danışmanlar, buranın Türk turistler tarafından sevilen bir mekân olduğuna kanaat getirmiş. Ama asıl sürpriz, lokantada canlı müzik yapan gitarist ve akordeoncunun, biraz sonra Türkçe olarak "Bir Şarkısın Sen"i söylemeye başlaması olmuş. Tamam, buraya kadar Başbakan'ın bir türlü "sade vatandaş" takılamadığını kabul ediyoruz. Ama yemekten sonra Roma'nın tarihi sokak ve meydanlarında uzun bir yürüyüşe çıkan resmi heyettekiler, belki de uzun zamandır ilk defa sıradan insanlar gibi dolaşabilmiş. Erdoğan, İspanyol merdivenleri ve Vatikan'ın önündeki San Pietro meydanından geçmiş; Papa'nın cenazesi için 30 saatlik tren yolculuğuna katlanarak Roma'ya gelen Polonyalı gençleri seyretmiş. Ama sonra yine aynı şey... Başbakan, meydandaki güvenlik görevlileriyle sohbet ederken, bayrak sallayan birkaç Polonyalı genç kendisini tanıyıp, gelip fotoğraf çektirmiş! Ee, belki de prensesler ve başbakanlar için tamamen tanınmayan biri olarak kalabalığa karışabilme özgürlüğü, yalnız filmlerde oluyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|