|
Kokteyl yapmanın sırları
|
|
Evde misafirlerinize en son ne zaman kokteyl ikram ettiniz? Kokteyl El Kitabı'nda çok çeşitli tarifler var.
Yemekten önce özel bir kokteyl içmek ister misiniz?
Evde yemeğe hazırlama içkisi olarak ikram edilirdi kokteyl. Ama giderek bar ortamına çıktı. Şimdi onu eve geri döndürmek için başlatılan girişimler arasında iyi bir kokteyl kitabı da var.
Kokteyl içmek çağdaşlık ifadesiydi bir zamanlar. Çok değil, bundan 15-20 yıl öncesi, kibar sofralara oturulmadan önce, evin erkeği konuklara, onların isteklerini sorduktan sonra kokteyllerini hazırlar, ikram ederdi. Bu aperitifler içildikten sonra, yemeğe geçilirdi. Kokteyller mutfakta hazırlanmazdı kuşkusuz. Yine şık evlerin salonlarında bir bölüm "Amerikan bar" olarak dekore edilirdi. Gündelik yaşamda genellikle kapısı kapalı duran ve konuklar geldikçe açılan geleneksel "misafir odası" düzeninden," içinde her daim yaşanan modern "salon salomanje" sistemine geçildiğinde, salon ne kadar küçük olursa olsun, bir köşenin Amerikan bar olarak ayrılması yazılı olmayan kural haline getirilmişti. İthal içkinin bulunmadığı, kokteyllerde kullanılacak temel içkilerin yurtdışına gidenlerin beraberinde getirdikleri o dönemlerde, çağdaş olmaya özenen en beceriksiz erkek bile hiç değilse "Cin Fizz", "Bloody Mary", "Martini" gibi temel birkaç kokteyl karıştırmayı bilmek zorundaydı.
KOKTEYL UNUTULDU Zaman içinde kokteyl modası geriledi. Amerikan barlar, önemli bir bölümünü işgal ettikleri salonlardan sökülüp atıldı. Ardından kapılar ithal içkilere aralandı. Artık uluslararası markaların önceden karıştırılarak şişelenmiş içkileri satın alınıyor, doğrudan kadehlere servis yapılabiliyordu. Kimileri de viski gibi herhangi bir işlemden geçirilmeden doğrudan kadehe aktarılan kolay içkileri seçiyordu. Nihayet bundan on yıl önce şarabın sınıf atlayışına tanık olduk. Artık yemeklerde şarap ikram ediliyor, pek çok kişi yemek öncesinde farklı bir içki yerine, yemekte içeceği şaraba bir an önce başlamayı tercih ediyordu. Günümüzde kokteyl genellikle ev dışında, barlarda içiliyor. Bunun en önemli nedeni, gençlerin evde kokteyl yapma alışkanlığını henüz edinmemiş oluşları, ileri yaştakilerin ise çoktan eski kokteyl deneyimlerini unutmaları. Kuşkusuz sosyal yaşamın giderek evlerden bar ve restoranlara kayması da bir başka faktör. Yine de yemeğe hazırlayıcı bir içki olarak kokteylin yeri bambaşka ve bu yer hala doldurulamadı. Kokteylin yakında evlerimize de geri geleceğine inanıyorum.
ÖNEMLİ BAŞVURU KİTABI Kokteylsiz geçen yıllarda bu güzel alışkanlığı yazıları ve kitaplarıyla yaşatan, barmenlerin duayeni Vefa Zat dışında ülkemizde kokteyl kültürüyle pek kimse ilgilenmiyordu. Yine de modaya uyarak zaman zaman yeni kokteyller ortaya çıksa, bazıları da bar menülerinden silinse de Batı dünyasında bu lezzetli içki karışımları eskisi gibi varlığını koruyor. Nihayet geçtiğimiz günlerde bizde de piyasaya kokteyl hazırlamayı öğreten, bunun için gerekli asgari donanımı açıklayan tek tek kokteyl reçetelerini görsel örnekleriyle sunan yeni bir kitap çıktı. Adı "Kokteyl El Kitabı". Maria Costanino tarafından yazılan 272 sayfalık bu çeviri eseri İnkılap Yayınevi yayınlamış. Kitaptaki kokteyllerin çoğu cin, votka ya da rom gibi günümüzde bütün dünyada en fazla tüketilen içkiler temel alınarak hazırlanıyor. Daha sonra bunlara ikinci bir içki yada portakal likörü gibi bir likör, meyve yada soda eklenerek oluşturuluyor. Dolayısıyla egzotik isimli, güzel şişelenmiş ve bazen anlaşılmaz likör ve içkilerden uzak durulmuş. Kitap, kokteylin ana içkisine göre bölümlere ayrılmış. Örneğin cin, rom, votka, viski, tekila, brendi, şarap ve şampanya bazlı kokteyller ayrı ayrı bölümlerde sıralanmış. Ayrıca "mokteyl" adı verilen alkolsüz içecekler ile panç ve toddy gibi sıcak ya da soğuk içilen ve şeker ile yapılan içecekler için de bölümler ayrılmış, hangi kokteyllerin hangi tür kadehlerde sunulacağı, süslemede kullanılan malzemelerin nasıl hazırlanacağı da fotoğraflarla gösterilmiş. Kokteyl El Kitabı'nın bir farkı, kokteyllerin önemli bir bölümünün öykülerine de yer verişi. Örneğin Cin Fizz'in ilk kez 1870'lerde ortaya çıktığını, geleneksel olarak saat 23.30'da servis edildiğini, yine de ne zaman içilirse içilsin, hemen tüketilmesi gerektiğini öğreniyorsunuz. Ya da Portakal Çiçeği (Orange Blossom) kokteylinin Amerika'daki içki yasağı döneminde ortaya çıktığı, 2. Dünya Savaşı sırasında Başkan Roosevelt'in İngiliz Başbakanı Churchill'e kendi elleriyle bir bardak hazırladığı, ama onun bu güçlü kokteylin bir kadehinden fazlasını içemediği de kitapta yer alıyor.
MOKTEYL DE VAR Votkalı karışımlar arasında en ünlü kokteyl kuşkusuz Kanlı Mary (Bloody Mary). Kitaptan bu klasik içkinin tarifiyle birlikte, onun 1921 yılında Paris'teki Harry's New York Bar'da bulunduğunu, barmen Fernand Petiot'un bunu ünlü aktris Mary Pickford'un onuruna ilk kez hazırladığını da öğreniyoruz. Flüt şampanya bardağı içinde servis edilen Bellini ise 1943 yılında Venedik'te ünlü Rönesans ressamı Giovanni Bellini için düzenlenen sergi münasebetiyle kentin efsanevi barı Harry's'in barmeni Guiseppe Cipriani'nin ilk kez hazırlayıp, ressamın adını verdiği içki. Öte yandan kokteyl sözcüğünü gayet iyi bildikleri halde "mokteyl" adını pek çok içkisever ilk kez bu kitaptan öğrenecekler herhalde. Alkolsüz kokteyl anlamına gelen bu sözcük, İngilizce'deki yapmacık, sahte karşılığı olarak kullanılan "mock" kelimesinden türetilmiş. Kitapta çok sayıda "mokteyl" tarifi de yer alıyor. Böyle bir başvuru kitabını edinenlere düşen iş ise, hiç değilse temel malzemeleri edinip bir an önce elini alıştırmaya başlamak. Herhangi bir davette konuklarına lezzetli kokteyller ikram eden ev sahiplerinin, çevrelerindeki dostlarına fark atacaklarına hiç kuşkum yok.
|