  |
|
Çanakkale: Acı ilaç...
Tom Usher, Çanakkale'de Türklere karşı savaşan bir İngiliz askeri. Gelibolu'nun bir siperinde yaşadıklarını mektubunda şöyle aktarıyor: "...Yaralanıyorduk. Bu yaralar sonra iltihaplanıyordu. Pis koşullardan hoşlanmıyorduk, fanilanızı bile yıkayamıyordunuz. Ne kadar pislik olduğunu tahmin edemezsin; özellikle tuvaletler. Her tarafta uçuşan tuvalet kağıtları ve sinekler. Konserve kutusunu açtığınız anda milyonlarcası üşüşürdü." Bir başka asker, Walter von Schoen da yaşadığı dehşetin fotografisini şöyle çıkarıyor: "...Bugün, öğleden sonra gökten insan parçaları yağdı. Düşman ta uzaktan, denizden bir mermi atmış; sesini işitmedik. Deniz tarafında bir tepede, neferin biri bitleniyormuş. Parçaları havaya uçmuş." Bu mektup parçalarını Deva Holding'in katkısıyla hazırlanan "Çanakkale: Acı İlaç" kitabından aktarmaya çalıştım. 120 bin şehitle tarihin en acı sayfalarından birini oluşturan Çanakkale Savaşı'nda hastalıktan ölenlerin hikayelerinin ilk kez gün ışığına çıkan fotoğraflarla bezendiği kitap, ulusal ilaç sanayiinin savaştaki önemini de vurgulayan önemli bir kaynak.
Savaşın gerçeği: Gelibolu Dün de "Hititler" belgeselinden tanıdığımız Tolga Örnek'in "Gelibolu: Çanakkale Savaşı Gerçeği" filminin Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gösterimi vardı. Altı yıllık bir hazırlığın ardından İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Avustralya, Yeni Zelanda ve Türkiye arşivlerinde yapılan araştırma sonucu Doğuş Grubu'nun desteğiyle çekilen film, farklı uluslardan bir kaç askerin hikayeleri çevresinde bir taraftan savaşın genel hatlarını, tarihi önemini verirken, bir taraftan da ülkesinden çok uzağa, hiç bilmediği bir düşmana karşı savaşmaya gelmiş askerlerin yazgılarını yansıtıyordu perdeye. Zaman içinde tarafların birkaç metre ötesindeki düşmanı tanımaya başlamaları, aynı acıları paylaşmalarıyla daha da ilginçleşen insan öyküleri filmin ana kahramanları ve konularını oluşturuyordu.
Bir askerin an(ı)ları Tarih Vakfı'nın yayınladığı 'Toplumsal Tarih' dergisi ise bu ay çıkan 135. sayısında Anzaklar adına Çanakkale'de 8. Hafif Süvari Alayı'nda yüzbaşı rütbesiyle savaşan Leslie Fraser Standish Hore'un resimlerine yer veriyor. Hore, 1915'in haziranından aralık ayına kadar Gelibolu'da gördüklerini; insanları, hayvanları, mevzileri, savaş alanlarını resimleyerek bir anlamda Anzaklar'ın oradaki yaşamlarını belgelemiş. Resimler, bir yandan Gelibolu'nun güzel doğasını yansıtırken, bir yandan da savaşın yarattığı trajediyi gözler önüne sermekte. İki gün sonra Çanakkale savaşının 90. yılı. İşte okunacak, görülecek, bakılacak üç önemli kaynak. Tarihi bir kez daha anımsamak için.
|