|
|
'Biz Türküz' desinler yeter
Hepimizin ağzında aynı cümle. Yurtdışında yaşayan başarılı Türkler ülkeleri için bir şey yapsın. Niye? Biz ne yapıyoruz ki?
Bu köşenin sadık okuyucuları bilir, 24 isimli dizi favorilerim arasındadır. Ama bu aralar ben de pek objektif bakamıyorum diziye karşı. Geçenlerde Pamir Demirtaş ile konuştum. Pamir Demirtaş Türkiye'ye yabancı filmleri getiren Pinema isimli şirketin sahibi. Pamir'i Oliver Stone'u İstanbul ziyaretinin mimarı olarak da hatırlayabilirsiniz. Biliyorsunuz, başrolünde Kiefer Sutherland'in oynadığı nefes kesen macera dizisi 24'ün Amerika'da yayınlanan son serisinde canımızı sıkan bir şeyler olmuştu. Hani, Türklerin terörist olarak gösterildiği sahneler, Türk kadınlarının çarşaflı görüntüleri vs... ABD'deki çeşitli Türk dernekleri ayağa kalkmış, hatta söz konusu rahatsızlık Abdullah Gül, Condelezza Rice görüşmesine bile yansımıştı. "Hollywood'a karışamıyoruz" demişti Rice, yapay gülümsemesiyle... Pamir de diyor ki, "Hadi diyelim, 24 isimli diziyi yayınlayan kanal yapımcı şirkete müdahale etmiyor, niye yapımcı şirketin Türkiye pazarında iş yapmasına hala izin veriyoruz?" Haksız mı? En büyük ceza işadamının cebine dokunan değil midir? Var mı bundan büyük yaptırım, sorarım size. Sahi neden? Acaba neden o yapımcı şirketin Türkiye'ye film getirmesine izin veriyoruz, niye boykot uygulamıyoruz? Bu arada Pamir Demirtaş, Oliver Stone'dan bir teşekkür mektubu almış. Mektupta Stone, Pamir'i 100 milyon dolarlık uluslararası gişe başarısına ortak ediyor ve diyor ki "Sizin çabanız bizi bu noktalara getirdi." (Büyük İskender filmi her ne kadar gişe açısından hedeflerini pek tutturamasa da, Stone filminden ve hasılattan son derece memnun.)
*** Atıl Kutoğlu fırtına gibi esiyor. Geçtiğimiz hafta Time Dergisi son defilesinden bir fotoğrafı tam sayfa kullandı. Peki, defileyi izleyen yeğen Bush'ların ayyıldızlı kreasyonlardan sipariş verdiğini biliyor muydunuz? Durun daha bitmedi. Atıl, geçtiğimiz günlerde Avusturya'nın en prestijli haber dergisi News'in anketinde de yer aldı. Her yıl düzenlenen ve Avusturya'nın en önemli 1000 kişisinin ismini taşıyan ankette modacımız 238. sırada hem de Türk- Avusturyalı olarak. Çoğumuzun dilinde aynı cümle, "Yurtdışında yaşayan Türkler ülkeleri için bir şeyler yapsınlar." Hayır efendim katılmıyorum. Nasıl bir kolaycılık bu böyle. Biz ne yapıyoruz ki ülkemiz için? Sadece oturduğumuz yerden "Dışarıdaki zenginler bir şey yapsın" diyoruz. Beğenin ya da beğenmeyin, büyük bütçeli "Büyük İskender"in yönetmeni Oliver Stone ticari başarısı için bir Türk'e teşekkür ediyor. Seversiniz sevmezsiniz ama ABD'nin üst düzeyi ayyıldızlı kıyafetler giyiyor. Dünyayı kasıp kavuran, Ray Charles'ın hayatını anlatan filmde onu keşfeden Ahmet Ertegün canlandırılıyor. Tam 45 dakika Türkiye'nin ve Türklerin reklamı yapılıyor. Daha ne olsun? Londra'dan Living in Turkey diye bir kitap satın almıştım. İçinde Osmanlı ve Türk evlerinin fotoğrafları detaylı bir şekilde yer alıyordu. Geçenlerde karıştırma fırsatı buldum. Önsözünü Ahmet Ertegün'ün eşi Mica Ertegün yazmış, hemen yanındaki sayfada Ertegün çiftinin Bodrum'daki evleri gözüküyor. Duyduğuma göre "Living in Turkey" Kraliyet Akademisi'nin mağazasında en çok ilgi gören kitaplardan biriymiş.
*** Bence yurtdışındaki Türkler kendi işlerini iyi yapsınlar ve her fırsatta "Biz Türküz" desinler yeter, biz buradan onları alkışlamaya devam edeceğiz.
|