| |
Pardon!
Lise ikideydim ve hatırladığım kadarıyla en kazık derslerden çakmıştım. Bunun tembellikle veya geri zekalılıkla ilgisi yoktu. Sadece benim için akademik yıl yedi ay değil, on iki ay anlamına gelirdi. Yani derslerin bir kısmını kışın, bir kısmını da yazın çalışmayı isterdim. Böylecene daha çok gitar çalma vaktim olur, ileriki yıllarda kuracağım mega rock grubu için daha sağlam adımlarla ilerleme şansına sahip olurdum. Neyse okula gidip bütünleme tarihlerini alıp, çalışma programımı belirledim. İki ay sonra da sınavlar başladı. Kimyada boş kağıt verip borçlu geçme hakkımı kullandım. O zamanlar böyle bir uygulama vardı değerli akademisyenler hatırlayacaktır. İkinci sınava gittim birkaç gün sonra. Matematik... Gittik de kimse yok ortalıkta. Öğrenci işlerine uzadım ve sınavın bir gün önce yapıldığını öğrendim. "Ya bana niye yanlış tarih verdiniz?" "Pardon." "Pardonunuzu yiyim! Bir kere pedere sınıfı geçtiğimizi söyledik bunun dönüşü yok; oyar beni" "Pardon..." O yıl sınıfta kaldım. Şimdi bile alakasız bir halt yesem, o hıyarlığımı kafama kakar hemen. Eline kötü koz geçti anlayacağınız... Geçen hafta Sinan Çetin'in film üssü Plato'da Pardon adlı filmi izlemeye gittik. Mert Baykal'ın yönettiği filmin senaryosu Ferhan Şensoy'dan. Dikkatinizi çekmiştir, zira pompası hafif hafif başladı. Açıkçası daha önce bir iki Türk filmini bana kaktırıp "pardon" bile demedikleri için Türk sinemasına ciddi bir önyargım vardı. Ne izlemek ne de konuşmak istiyordum. İster snob diyin, ister kıskanıyor diyin, ne derseniz diyin... Ama işin içinde Ferhan Şensoy olunca insan "bi'dur" oluyor. Çöktük plazmanın başına yayıldık kanepelere, çekirdek çıtlaya çıtlaya, kuru pastalara dadana dadana izlemeye başladık filmi. Plato'nun bir sorunu var. Ne zaman gitsem kıçım donar. Yaz, kış fark etmez. Bir süre sonra elimin titremesi yüzünden yediğimi içtiğimi ağzıma denk getirememeye başladım. Allah'tan film sardı da kafayı oraya verdik. Film gerçekten güzel. Derli toplu, eğlenceli. Kitabına, kuralına uygun olması için harcanan çabayı görmek mümkün. "Ben yaptım oldu" yok! Bir tek biraz uzun gibime geldi. Ya da çok üşüdüğümden bana öyle geldi. İzleyeni hıyar yerine koymayan, çok samimi bir girişim olarak mütalaa ettim. Tahmin edebileceğiniz gibi Şensoy patentli güzel diyaloglar (hatta birini apartıp yazının girişinde kullandım; italik cümle) gırla. Bol bol sırıtacağınıza hatta güleceğinize eminim. Hatta ben bir sahnede sırıttım soğuktan yüzüm o halde kaldı. Film bittiğinde de sırıtma halim devam ettiğinden beğendiğimi anladılar. Soğuktan midye bağlayıp, yosun tutmamak için eve gittiğimde elektriğimin kesildiğini gördüm. Ertesi gün: Banka şubesi- iç- gündüz.. "Ya, otomatik ödeme talimatı vermiştim, kesmişler elantriği! Bütün gece zangırdadık." "Pardon!"
|