|
|
Bu şehir 'kültür'ünü arıyor!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir çok ülkeyle kıyaslanacak büyüklüğe ve siyasal güce sahip. Kurum ve kuruluşlarıyla, ekonomisiyle, tarihi ve bilgi birikimiyle de bu nitelemeyi fazlasıyla hak ediyor. Ancak, bu düzeyde bir iradeyle yönetilemiyor. İstanbul'un bir 'yönetim sendromu' yaşadığı, bir politikasızlık içinde olduğu o kadar açık ki... Bunun en somut örneği ise kültür politikasında ortaya çıkıyor. Bir şehri bir yerden bir başka yere taşımak için politikalarınızın olması gerekiyor. İstanbul için o da yetmez. Bu politikaları hayata geçirecek iradenizin de olması şart. Aslında o da yetmez, o iradeyi uygulamaya sokacak kadrolarınız yoksa o şehri yönetemezsiniz. O şehre klasik deyimle 'çağ' atlatamazsınız. İstanbul tam da böyle bir 'yönetim yetmezliği' içinde. Hıncal Ağabey (Uluç) Erkan Mumcu'nun Ayazağa Kültür Merkezi ile ilgili söylediklerini yazısında şöyle aktarıyor: "Ali Müfit'le beni uğraştırma. Topbaş gelsin tamam. Hele Topbaş bir nefes alsın. Yerine otursun tamam. Bir projeler hazırlattım.. Tamam..." Hıncal Ağabey, Mumcu'nun kendi sorumluluğu bir yana, olacakları önceden gördüğü kesin. Çünkü Kadir Topbaş'ın gelmesi, İstanbullu'nun başkanını hissetmesi yaklaşık 9 ay sürdü. Nefes alması da bir o kadar sürse, etti mi bir buçuk yıl. Daha işin o aşamasındayız. Ee, bir de bunun oturması var. Büyükşehir'de kadroların oturmadığını Mısır'daki sağır sultan bile duydu. Yani henüz işin çoook başındayız. O kadar başındayız ki, bırakın bir kültür merkezini bitirip hayata geçirmeyi, bu 'şehrin kültür politikasını' yürütecek makamın bir sorumlusu bile yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanı İskender Pala'nın göreve gelmesiyle gitmesi bir oldu. Pala niçin ayrıldı? Kulislerde Pala'nın şöyle yakındığı konuşuluyor: "Benim tarzıma aykırı. İnsanlara bir vizyon verilir, bir çalışma prensibi gösterilir. Ona göre insanlar üzerine düşen görevi yapar. Ben insanlara bağırmadan iş yaptıramıyorum burada, böyle alışmışlar çünkü..." Peki İstanbullu'ya karşı bir sorumluluk hisseden var mı? Bırakın onu, Kültür A.Ş'nin başındaki Cengiz Özdemir de Star Medya Grubu'na gitti. Dahası var, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun aylardır yöneticisi yok. Kültür ve sanatla ilgili diğer kurumlardaki tartışma ve yönetim gerginliklerini bir yana bırakıyorum. Siz, böyle yönetilen bir şehrin, dünyanın 'Turizm ve Kültür Başkenti' olabileceğini hayal edebiliyor musunuz?
|