Merkez Bankası'nın Para Politikası raporu: 'Merkez Bankası, alım ihalelerinin yanı sıra kur hareketlerini yakından takip etmeye devam edecek ve her iki yönde oluşabilecek aşırı oynaklık halinde piyasaya müdahale edebilecektir.'.
Merkez Bankası, önümüzdeki dönemde döviz kurlarında, enflasyonun düşüş eğilimini tehlikeye sokacak bir gelişme beklenmediğini bildirdi.
Merkez Bankası, 2004 yılının dördüncü çeyreğindeki gelişmelerin değerlendirildiği Para Politikası Raporu'nu yayımladı. Raporda, 2004 yılının ikinci yarısında iç talebin, tüketici kredilerine getirilen sınırlamalar, KKDF artırımı, hurda indiriminin azaltılması ve Kasım ayında ÖTV'nin artırılması gibi önlemlerin de etkisiyle belirgin bir biçimde yavaşladığı belirtildi.
Raporda, döviz kuru-enflasyon ilişkisindeki tarihsel kırılmaya rağmen döviz kurlarının halen enflasyon dinamiklerinde ithal girdi maliyetleri kanalıyla önemli bir yer teşkil etmeye devam ettiği belirtildi.
Önümüzdeki üç yıl için uygulanacak program üzerinde mutabakata varılması ve AB müzakere sürecine yönelik yaşanan gelişmeler sonucunda, hali hazırda başlamış olan ters dolarizasyon sürecinin dahada güçleneceğinin düşünüldüğü bildirilen raporda, şu görüşler yer aldı:
''Kuşkusuz bu dönemde de Merkez Bankası, alım ihalelerinin yanı sıra kur hareketlerini yakından takip etmeye devam edecek ve her iki yönde oluşabilecek aşırı oynaklık halinde piyasaya müdahale edebilecektir.''
Raporda, gerek döviz kurunun önceki dönemlere göre kazandığı istikrar ve gerekse dünya emtia fiyatlarındaki artışın yavaşlaması nedeniyle, 2005 yılında maliyet koşullarının daha olumlu olacağının öngörüldüğü de ifade edildi.
Raporda, faiz kararlarının Para Politikası Kurulu'nda oylanması uygulamasına açık enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçiş ile birlikte başlanacağına dikkat çekilerek, şöyle denildi:
''Geçiş döneminde, para tabanı ve net uluslararası rezervler performans kriteri, net iç varlıklar ise gösterge niteliğinde hedef olmaya devam edecektir. Son dönemde daha iyi anlaşılmaya başlanan dalgalı kur rejimi çerçevesinde piyasaya olabildiğince az etki edilmesi amaçlanmaktadır. Yani döviz kuruna ilişkin herhangi bir düzey hedef olmayıp seviye piyasa arz ve talep koşullarına göre belirlenmeye devam edecektir. Döviz rezervlerini ılımlı bir biçimde artırmak veya azalmasını engellemek amacıyla, döviz ihalelerine devam edilecektir.''
POLİTİKALARIN HIZLA HAYATA GEÇİRİLMESİ ÖNEMLİ
Raporda, 2005 yılında özellikle Hazine'nin net döviz cinsi borç ödeyecisi olmasının, piyasadaki likiditeyi ''azaltıcı yönde'' etki yapacağının öngörüldüğü belirtilirken, söz konusu durumda referans alınan faizlerin Merkez Bankası'nın kısa dönemli borç verme faizi olması, fiyat istikrarına yönelik politikaların aktarım mekanizmasının etkinliğini de artırıcı unsur olarak ortaya çıktığına işaret edildi.
Burada dikkat edilmesi gereken unsurun, ''seçilen para politikası stratejisinin başarıya ulaşabilmesinin ön koşulunun, mali disiplin ve yapısal reformların kararlılıkla devam ettirilmesi'' olduğu hatırlatılan raporda, ''önümüzdeki üç yılı kapsayan program çalışmalarında, söz konusu politikaların devam ettirileceği taahhütünün yer alması olumlu karşılanmakla beraber, bu taahhütlerin hızla hayata geçirilmesi kritik önem taşımaktadır'' denildi.
Raporda, enflasyondaki düşüş süreciyle birlikte ekonomideki birimlerin fiyatlama davranışlarında da değişiklikler yaşanmaya başlandığına dikkat çekilerek, ekonomik birimlerin yeni dönemde daha uzun vadeli fiyat ayarlamalarına gittikleri belirtildi.
Yıl boyunca enflasyonun ana eğiliminin düşüş yönünde olacağı tahmin edildiği bildirilen raporda, ''2005 yılının ilk aylarında enflasyon rakamları yorumlanırken dikkat edilmesi gerekmektedir. 2005 yılı başından itibaren geçerli olan sağlık, eğitim, gıda gibi sektörlerdeki KDV indiriminin fiyatlara ne ölçüde yansıyacağı belirsizlik taşımaktadır'' denildi.
Raporda, enflasyon ölçülme biçiminde revizyona gidilmiş olmasının Merkez Bankası'nın ekonominin orta vadeli görünüme bakışında bir farklılaşma yaratmaması gerektiğinin açık olduğu da kaydedildi.
PARA POLİTİKASI, ORTA VADELİ EĞİLİMLERE ODAKLI
Üretim ve iç talebe ilişkin göstergelere bakıldığında, 2005 yılına yönelik arz-talep unsurlarının enflasyona katkısının, önceki döneme kıyasla daha sınırlı olmasının öngörüldüğü belirtilen raporda, orta vadeli bakışta da enflasyonun ''düşüş sürecinin devamının'' büyük olasılık olarak görüldüğü vurgulandı.
Raporda, her dönemde ekonomi politikalarının kontrol edemeyeceği çeşitli dışsal şokların ortaya çıkabileceğine de işaret edildi. Aynı şekilde işlenmemiş gıda ürünlerine gelebilecek arz yönlü şokların, olumsuz hava koşulları ya da dolaylı vergi ayarlamalarının da enflasyon hedefini tehlikeye sokabildiği kaydedildi.
Son dönemde bu tip şoklarla defalarca karşılaşıldığı kaydedilen raporda, daha sonra şu görüşlere yer verildi:''Ancak Merkez Bankası, söz konusu geçici şokların enflasyonun temel eğilimini bozmayacağını öngörmüş ve bu şoklara tepki vermemiştir. Para politikası orta vadeli eğilimlere ve bu eğilimleri değiştirebilecek durumlara odaklı olarak yürütülmüştür. Önümüzdeki dönemde de Merkez Bankası, para politikasını orta vadeli eğilimlere odaklı yürütmeye devam edecektir. Orta vadeli enflasyon tahminlerinin hedeflerle uyumsuz olması durumunda veya fiyatlama davranışında bir bozulma görülmesi halinde ise gereken tepki verilecektir.''
Para Politikası raporunda, 2004 yılı son çeyreğindeki gelişmeler ışığında, büyük dışsal şoklar dışında, önümüzdeki dönemde enflasyon hedefini tehdit edecek büyük bir risk bulunmadığı bildirildi.
Ancak önümüzdeki dönemde yapısal reformların kararlılıkla yürütülmesi ve mali disiplinin devam ettirilmesinin altı çizilerek, böylece rekabet ortamının gelişebileceği, verimliliğin artacağı ve enflasyonist olmayan istikrarlı bir büyümenin sağlanabileceği belirtildi.
Raporda, 2004 yılında üst üste üçüncü kez yıl sonu enflasyon hedefine ulaşıldığı ve yılın ilk ayı itibarıyla 2005'e ilişkin bekleyişler yıl sonu hedefi olan yüzde 8'e yakınsandığı da kaydedildi.