|
|
Türk kadınının hiçbir stili yok
Emir Yargıcı, aksesuar seçmek için yılın 5 ayını Hindistan, Filipinler, Tayland ve Brezilya'da geçiriyor. Ünlü işadamıyla Yargıcı Accessories mağazalarının başarısını konuştuk... Bu sezonda takıdan giysiye her yerde pırıl pırıl ürünler göreceğiz... Hepsi moda sayfasında...
Yaratıcı gücün önünde eğilirim
Üç yıllık çalışmanın ardından "Yargıcı Accessories"ı kuran Emir Yargıcı başarısını Hindistan, Tayland, Filipinler ve Brezilya seyahatlerine borçlu. Projenin sırrını Cumartesi Sabah'a anlattı.
Uzun zamandır ortalarda olmayan ama her zaman karizmasıyla kadınların beğenisini toplayan Emir Yargıcı ile röportaja gidiyorum. İtiraf ediyorum çok heyecanlıyım... Ama "cool" görünmek için de elimden geleni yapıyorum. Fabrika binasına giderken her şeyi gözden geçiriyorum, evet eksik yok. Teşhir salonuna girdiğimizde birbirinden renkli, cıvıl cıvıl ilkbahar-yaz aksesuar koleksiyonu; pareolar, şallar, çantalar, küpeler, kolyeler... Ben binlerce aksesuarın arasında kaybolmuşken, Emir Yargıcı gelmiş bile! Nazik tanışma merasiminden sonra röportaja başlıyoruz. Ancak kayıt cihazımı bulamayıp, paniğe kapılıyorum. O an yerin dibine girmek istiyorum ama sevgili Erkan imdadıma koşup arabada unuttuğum kayıt cihazımla dönüyor ve röportaj başlıyor...
* Kendimi bildim bileli Yargıcı markası var. Kaç sene oldu? Bu sene 26. yılına girdik. Ağabeyim ile beraber başladık. Fakat bir sene sonra ağabeyim rahatsızlanınca ben devam ettim. Dışarıdan göründüğü gibi büyük bir şirket değiliz. Altı konfeksiyon, dört aksesuar mağazamız var.
* Kısa bir zamanda hızlı bir atılıma girdiniz... Evet aksesuar mağazalarımız çok hızlı bir trende doğru gidiyor. Üstelik yatırımı da çok daha kolay. Vasat bir Avrupa otomobil fiyatına dükkan sahibi olabiliyorsunuz.
* Konfeksiyon devam edecek değil mi? Konfeksiyonu bırakmayı düşünmüyoruz. Aksesuar ve konfeksiyon birbirini tamamlıyor. Üstelik konfeksiyona göre aksesuar üretimi de yaptırabiliyoruz. Konfeksiyon ve aksesuarın birlikte satıldığı mağazalarımızdan biz de müşteri de çok memnun.
* Yargıcı Accessories projesi nasıl ortaya çıktı? Kriz döneminde. Krizi atlatmamız sadece bizim için değil, bütün Türk insanı için çok zor oldu. Bankalar kapandı, Türk parası değerini kaybetti, enflasyon arttı, işsizlik başladı... Çok doğal olarak da alışveriş azaldı... Erkek koleksiyonuna son verdik. Bu dönemde Avrupa'dan aksesuar getirmeye başladık. Fiyatları pahalı olmadığı için hanımlar alışveriş mutluluğunu aksesuarla tatmin etti. Fakat Avrupa'dan ithalat yaparken arada birçok aracı var. Belli bir fiyat düzeyindeki aksesuarın kökeni Doğu. "İlk satış noktasına gitmek lazım" deyip araştırmaya başladık. Daha önce gitmediğim yerlere gidip gelmeye başladım. Senenin iki ayını Hindistan'da geçiriyorum. Yılda ortalama beş ay seyahat ediyorum. Hiç kolay değil...
* Hazır olduğunuzda doğru bir çıkış oldu... Aynen öyle. Aslında son altı ayda patlama yaptık ama hazırlığımız üç senedir var. Şu anda bizdeki koleksiyon, kendi fiyat katagorisinde dünyanın en başarılı koleksiyonu diyebilirim. Çok fazla çeşit de var. Fiyatlar da makul. Gerçekten çok ilgi gördü. Dünya geneline baktığımızda, bu işi yapan çok insan yok. Markalara baktığınız zaman, bu işlerde marka da yok.
* Peki neden? Bu işin yapıldığı yerler Avrupa'ya, Amerika'ya çok uzak. Herkes bu kadar seyahat edemiyor. Gidilen yerlerde de şartlar ağır.
* Bence bu işe oldukça motive olmuşsunuz. Çok çalışıyoruz. Ama dediğiniz gibi işi seviyorum ve inanıyorum. Bence işin sırrı da bu. Yepyeni bir iş benim için. Çok seviyorum.
* Sonrası için ne gibi projeleriniz var? Türkiye'deki aksesuar mağazalarımızı artırmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki sene içinde de Londra'da aksesuar mağazası açma projemiz var. Yazlık yerlerde de mağaza açmayı planlıyoruz, başta Bodrum ve Çeşme olmak üzere...
* Yargıcı çizgisini bozmadı. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz? Biz 15 yıldan fazladır, Nişantaşı'ndayız. O köşeyi her zaman aynı temizlikte, titizlikte Türkiye şartlarında tutmak bir başarıdır. Bütün afetlere, krizlere rağmen, geceleri ışıklarımızı hiç söndürmeden, şıkır şıkır vitrinlerimizi hep aynı güzellikle tutabiliyorsak bu önemlidir. Nişantaşı sadece bir örnek. Bütün mağazalar için bu geçerli. Mağazadaki tüm çalışanlara bu aşı yapılıyor.
* Nasıl bir patronsunuz? Disiplini seviyorum aslında. Yaratıcı gücün önünde eğilirim, saygım sonsuzdur. Bizim işimiz ekip işidir, herkesin işini yapmasını isterim. Ben olmasam da çarkların dönmesi lazım.
* Türk kadını sizce nasıl giyiniyor? Tarzı, stili yok Türk kadınının. Kendilerinden hiçbir şey katmadan modanın esiri oluyorlar. New York, Londra, Milano sokaklarındaki kadınlara bir bakın, her birinin bir tarzı var, hepsi birbirinden farklı... Ama bizde kesinlikle öyle değil...
Esra Çoruh
|