Şike, doping ve kadınlar!
Bizim futbol dünyamızda üç şey önemlidir; şike, doping ve kadınlar! Bu önemli gerçeği hepimiz biliriz ama üç maymunu oynarız. Çok değil 5-10 yıl öncesine kadar atlara yapılan dopingler futbolculara yapılırdı. Sahada bayılan, sonradan hastalanıp felç geçiren o kadar çok oyuncu var ki... Şike ise bugün mafya-futbol ikilemi içinde dönüp dolaşıyor. Futbol dünyamızın kadınlar bölümü de var tabii...
Hayır, hayır futbolculardan söz etmeyeceğim. Onlar bu konuyu ünlü mankenlerle, Laila'ya gitmek olarak yorumluyor. Ben sizlere kadının futboldaki rolünü anlatacağım. Bilirsiniz ki futbolda en önemli kişi ne bacak arasından gol yiyen kova kaleci ne de kendi kalesine gol atan oyuncu ne de boş kaleye gol kaçıran golcüdür. En önemli kişi hakemdir. Hakem için "Satın alındı" sözü kullanılmaz. Hakem "Bağlandı" denilir. Eğer hakem Kuzey ülkelerinden özellikle dağılan Sovyetler'den gelmişse yapılacak şey basit: O hakemi alışverişe götüreceksiniz. Hakemin eşine burma Trabzon bileziği, deri ceketler alınacak; bolca da dolar verilecek. Eğer hakem güneyden gelmişse yapılacak tek şey lüks bir yaşam sağlamak. Elbette bu yaşamın içinde güzel kadınlar. Hakem dünyasının bu şaşmaz kuralından yaşanmış örnek vereceğim. Avrupa Kupaları'ndan bir maç...
Hakemlerin isteğine göre güzel kadınlar otelin kral dairesinde hizmete sunulur. Ertesi gün hakem çıkar, hata yapmadan maçı bitirir. Hatta 90. dakikada santradan atılan golü ofsayt diye iptal bile eder. Ev sahibi takım memnun. Hakem de mutlu ülkesine döner. Ama birkaç gün sonra hakem kulübe telefon ederek yöneticiye küçük bir ricada bulunur: "Birlikte olduğum Ukraynalı kadına aşık oldum. Lütfen onu bul ve Roma'ya tatile gönder!" Laleli'deki bütün oteller taranır, kadın bulunur, sonra da bizi kupalarda tur atlatan hakeme yollanır. Peki bu iş burada bitseydi ne olurdu? Aman efendim, o hakem her zaman lazım. Hatta lazım bile oldu. Takımımız sahasında farklı yendi, deplasmanda farklı yenildi. Elendi. Acaba deplasmandaki kadınlar daha mı güzeldi?! Hadi size 15 yıl önce yaşanmış bir olayı anlatayım. Hagi de, Tanju Çolak da iyi bilir. Çünkü onlar yaşadı. Galatasaray-S.Bükreş maçı...
Maçın başında Tanju'nun golünü hakem ofsayt diye iptal etti. Sahada Galatasaray'ı yok etti. Sonradan öğrenildi ki Çavuşesku'nun oğlu hakemi satın almış. Hem kadınlarla hem de parayla. Galatasaray UEFA'ya gitti. O hakemin de o maç son maçı oldu. Hani Lucescu Türkiye'deki şikeyi anlatmak için ne demişti; "Bu işler ancak Çavuşesku'nun Romanya'sında olur!" Aman Tanrım! Savaşların kaderini değiştiren kadınlar, futbol maçlarının da kaderini değiştiriyor!!!
|