|
|
|
|
Bu gençlere dikkat
Çoğu 18 yaşından küçük. Ancak yeşil sahada öyle başarılılar ki şimdiden geleceğin yıldızları olarak kabul ediliyorlar. İşte Türk futbolunun "ünsüz" yetenekleri.
Cafercan 18 yaşında, Galatasaray forması giyiyor, şimdiden Fenerbahçe'nin transfer listesinde. Çaykur Rize'de oynayan Fahri, 10 kez Ümit Milli Takım'ın formasını giydi. Dardanel'den GS'ye transfer olan Fevzi, A Takım'da yedek. Gürhan, Fenerbahçe'de yıldız olmaya aday. Kayserisporlu Mehmet, büyük kulüpleri peşinde koşturuyor. GS'li Mülayim ise amcası Arif Erdem'in yolunda. Profesyonelce hazırlanan yeni kuşak "yıldızlar", Türk futbolunun yetenekli oyuncu problemine son verecek.
Bu gençlere dikkat
Kulüplerin altyapılarında geleceğin futbol yıldızları yetişiyor. Çoğu 18 yaşını bile doldurmayan bu genç yetenekler, önümüzdeki yıllarda hem kendilerinin hem de Türk futbolunun yıldızını parlatacak.
Galatasaray'ın Avrupa'da, Milli Takım'ın da dünyada kazandığı başarıların devamı gelmedi ve maalesef son birkaç yıldır Türk futbolunda gözle görülür bir düşüş yaşanıyor. Artık ne kulüplerimizin ne de Milli Takım'ın uluslararası başarılarından söz etmemiz mümkün değil. Ancak "Türk futbolu nereye gidiyor?" diye karamsarlığa kapılmaya da gerek yok. Çünkü öyle bir jenerasyon geliyor ki, önümüzdeki yıllarda dünya futbolunda Türkiye'nin adından ve Türk futbolculardan sık sık söz edilecek. 18-22 yaş arasında, yetenekleri ve disiplinli çalışmalarıyla gelecek vaadeden birçok genç futbolcumuz var. Yavaş yavaş adlarını duyurmaya başlayan ve fırsat verildiğinde neler yapabileceklerini gösteren bu gençler, otoriteler tarafından geleceğin futbol yıldızları olarak nitelendiriliyor. Türk futbolu 10 yıl gibi kısa bir sürede büyük gelişme gösterdi. Artık "Şerefli mağlubiyetlere" sevinmeyip, Dünya Kupası'nda üçüncülüğe bile "Şampiyon olabilirdik" diye hayıflanır hale gelmiştik. Bu gelişmeyi de Fatih Terim, Rasim Kara, Sepp Piontek, Mustafa Denizli ve Serpil Hamdi Tüzün gibi gençlere önem veren teknik adamların varlığına borçluyduk. İyi yetişmiş genç futbolcular, 2000 yılında Galatasaray'a UEFA Kupası'nı kazandırmış, 2002'de de Dünya Kupası'nda Milli Takımımızı üçüncü yapmıştı. Ay-yıldızlı ekibimizin Euro-2004'e gidemediği, Dünya Kupası'na bile katılmasının kesin olmadığı bir ortamda gözler yine genç futbolculara çevrildi. Türkiye'nin yeşil sahalarda geleceğine damga vurmaya hazırlanan "gençlik hareketinde" 1985-86-87 doğumlu yeteneklerin oluşturduğu bir jenerasyon var. Onlar yurtdışında sessiz sedasız bir şekilde, akranlarına çeşitli turnuvalarda üstünlük sağlıyorlar. Bu kuşakta özellikle G.Saray'da forma giyen isimler dikkat çekiyor. 18 yaşındaki Cafercan Aksu, ilk yarıda ligde Malatya ve kupada Karabük önünde Hagi'den formayı almıştı. Forvet ve orta sahanın solunda oynayan Cafercan, şimdiden F.Bahçe'nin transfer listesine girdi ama sarı-kırmızılıların onu bırakmaya niyeti yok. Mülayim Erdem, kariyerinin son yıllarını yaşayan amcası Arif Erdem'in mirasını devralmaya hazırlanıyor. Bu iki ismin liseden arkadaşı Uğur Uçar da G.Saray defansının ilerideki güvencesi gibi. Uğur, Antalya kampında Hagi'nin kendisine verdiği şansı iyi değerlendirdi. 1985 doğumlu Zafer Şakar, AEK ile yapılan hazırlık maçlarında dikkat çekti. Orta sahada Milanlı Gennaro Gattuso'yu andıran tarzıyla farkedildi. Hiç Ümit Milli olmayan Zafer, 26 kez A Genç Milli Takım forması giydi. 1988 doğumlu forvet Özgürcan ise Nike Premier Cup'ta gol kralı olmuştu. O da tarzıyla Tanju Çolak'ın kopyası. 18 yaşındaki Arda Turan da sağ kanatta süratli ve teknik bir isim. İleride pek çok sol bekin canını yakacağa benzer. Beşiktaş'ta da Lucescu döneminde A Takım'a çıkan Serdar Özkan, orta sahada geleceğin Sergen'i olarak gösteriliyor. Beşiktaş PAF Takımı'nın golcüsü Adem Büyük de daha 17 yaşında ama uzaktan sert şutlarıyla kalecilerin korkulu rüyası. Ayrıca tam bir frikik ustası. İsveç'in Norkköping takımında pişen ve Türkiye'de Adanaspor'da parladıktan sonra F.Bahçe'ye gelen Gürhan da etkili bir sol ayağa sahip. Oldukça soğukkanlı olan Gürhan, ileride Türk Milli Takımı'nın sol kanadına talip. F.Bahçe'nin iki kalecisi 17 yaşındaki Volkan Babacan ve ABD doğumlu 18 yaşındaki Peter Cavit Akman da Türk futbolunun kaleci sıkıntısı yaşamayacağını ispat edercesine yetenekliler.
YETENEK AVCISI RAŞİT ÇETİNER Yukarıda saydığımız gençleri, 1981-82-83 doğumlu "ağabeyleri"nin etkilediğini söyleyebiliriz. Çünkü bu yaş grubundaki isimler şimdiden Avrupa ve dünya futbolunda tanınan yıldızlar oldular. Yüzleri eskise de önlerinde uzun yıllar var. Ve etkileşim halindeki "kardeşleri" ile uzun süre başarı kovalayacaklar. Bu jenerasyondan bizim "De Boer" kardeşlerimiz, Hamit ve Halil Altıntop, Yıldıray Baştürk gibi gurbetçi yıldızlar artık dev takımları peşlerinden koşturuyorlar. Esenler'de doğan ama artık Bask'ların ilahı haline gelen Real Sociedad'lı Nihat, Ajax'ın Türkiye versiyonu G.Saray alt yapısından yetişen Emre Belözoğlu, F.Bahçeli Servet, Tuncay, Kemal, Serkan, Serhat, Beşiktaşlı İbrahim Toraman, Çağdaş, İbrahim Akın, Trabzonsporlu Gökdeniz gibi futbolcular hep Raşit Çetiner'in Ümit Milli Takımı'ndan yetiştiler ve kendi yaş gruplarında önemli "markalar" oldular. Bu noktada Raşit Çetiner için ayrı bir paragraf açmak lazım. Uzun süreden beri Ümit Milli Takım'ın başında olan Çetiner sistemli çalışması, ülke içi ve dışındaki yetenekleri bulup çıkarmadaki başarısıyla ve her şeyden önemlisi oyuncularına güven aşılamasıyla birçok ismi futbol piyasasına soktu. Yukarıda saydığımız gençlerin çoğunda onun emeği var. Sakaryaspor'da oynarken İkinci Lig tutkunlarının dışında kimsenin ismini bilmediği F.Bahçeli Tuncay Şanlı'nın, Manchester United'a karşı hat-trick yapan, Arsene Wenger ve Sir Alex Ferguson gibi teknik adamların transfer listesine giren bir dünya yıldızı olması biraz da onun eseri. Belirttiğimiz gibi Nihat, İspanya Ligi'ni attığı gollerle sallarken, Emre de Inter formasıyla İtalya'da mücadele ediyor. İbrahim Akın, bu sezon Beşiktaş'ın en formda isimlerinden biri. Gökdeniz ise Almanya ve Fransa'dan önemli teklifler alıyor. Emre gibi Terim'in keşfettiği Sabri ise Hagi'nin de gözdelerinden. F.Bahçe alt yapısından yetişen Fahri Tatan Ç.Rize'de, Bilal Kısa ise Malatya'da harikalar yaratıyor. Mahmut Hanefi ise F.Bahçe'de fazla şans bulamasa da Türkiye'deki en etkili sol beklerden biri. Yine F.Bahçeli Semih, golü çok iyi koklayan bir forvet. Dardanelli Mehmet Çoğum ile Kayseri'nin yıldızı Mehmet Topuz da büyüklerin listesinde. Tayfun Cora ve Adem Koçak, Trabzonspor'da kendilerine forma buluyorlar. Kaleci Fevzi Elmas ise ara transferde Dardanel'den G.Saray'a geçti ve kumaşının çok kaliteli olduğunu gösterdi. Bu yeteneklerin 22-23 yaşlarında olmaları da Türkiye'nin ileride hem milli takımlar hem de kulüpler bazında yeniden söz sahibi olabileceği anlamına geliyor. Sonuç olarak Türk futbolu artık yetenekli oyuncu problemi yaşamıyor. Ve bu gençler eskiye oranla daha bilinçli çalışma sistemleriyle geleceğe hazırlanıyor; doğru zamanda, doğru yerde olmaya çalışıyorlar. Geleceklerini futboldan kazanacaklarını biliyorlar ve ona göre yaşıyorlar. Kamplarda "öz amcalarından" profesyonelliği öğreniyorlar. Ve eskinin kimi yıldızları gibi barlarda ünlü mankenlerle takılmak yerine toplu halde sosyal aktivitelere katılıyorlar. Ama tabii kader bazen ademoğlunun planlarıyla dalga da geçebiliyor. Tıpkı Türk futbolunun geleceği olarak görülen ancak Haziran 1994'te trafik kazasında hayatını kaybeden Samsunsporlu Müjdat Gürsu örneğinde olduğu gibi.
İsmail Annıkızıl
|
|
|
|
|
|
|
|
|