|
|
|
|
|
Öteki Semranım
|
|
"Gelinim Olur musun?"un yıldızı Semra Hanım aslında kim? "Cadı kaynana" figürünün ardındaki kadını, eski eşi Hamit Türk anlattı.
Mütevazı bir orta yaş kadını. Tip itibariyle halamıza, teyzemize, annemize ya da eşimize pek bir benzeyen biriydi o. "Gelinim Olur musun?" demeye girmişti o meşhum eve. Kaynana olamadıysa da memleketin bilcümle derdinden daha çok konuşulan "Semranım"ı oldu çıktı. Bu alaturka Mona Lisa'yı kendi kavlimce sunuyorum şimdi sizlere...
Eşinden büyük Hamit Türk'le kaçarak evlenir. Eşi 19, o 23 yaşındadır. 22 ay imam nikahlı yaşarlar. Hamit Bey Giresun'dan kayınvalidesi Sabriye Hanım'a bir telgraf çeker; "Anne hiç merak etme. Kızınız benim yanımda." 1992'de boşandıklarında Semra Hanım küçük oğlu Anıl'a hamiledir. Ata 11, kızı Seçil 13 yaşındadır.
"Cadı kaynana"nın ardında hüzüngen bir kadın var
Ona reyting rekorları kıran kaynana, milenyum kaynanası dediler. Meşhur reality "Gelinim Olur musun?"dan eli boş dönse de, gündemden düşmüyor, programdan programa koşuyor. Peki ekranlardaki Semra Hanım'dan farklı bir "Semra Hanım" var mı? Boşandığı eşi Hamit Türk "öteki Semra Hanım"ı Savaş Ay'a anlattı.
Mütevazı bir orta yaş kadını. Tip itibariyle halamıza, teyzemize, annemize ya da ne bileyim ben eşimize filan işte, onlara pek bir benzeyen biriydi o. Di'li geçmiş zaman kullanışım "O şimdi ünlü" diyeceğimden mülhem. Üç vakit önce güya yarışan kızlardan birine "Gelinim Olur musun?" demeye girmişti o meşhum eve. Kaynana olamadıysa da memleketin AB müzakeresinden, vergisinden, işsizlik, verimsizlik ve bilcümle derdinden daha çok konuşulan "Semranım"ı oldu çıktı. Bu alaturka Mona Lisa'yı kendi kavlimce sunuyorum şimdi sizlere. Mona Lisa oluşu, yüzünün öbür yanında Semra Hanım'ı gizlemesinden.... Buraya konuk olma nedeni "çok reyting ve tiraj" getirmesi. İşteee bilinmeyen yönleriyle "öteki Semra Hanım"...
HAMİT BEY'DEN BÜYÜK Semra Hanım Bayrampaşa'da oturuyor; o, evinin bulunduğu mahallenin kadim sakinlerinden... Neredeyse yarım dalya demiş, 50 yıla yakın bir uzun süre yaşamışlar oracıkta. 3 katlı kagir binalarına göz koyan müteahhit, ailelerine iki daire verince, birinde Semra Hanımgiller oturmaya başlamış. İşte anacığının gelin beğenemediği kuzucuk oğlu Ata da bu evde doğmuş, büyümüş. Şimdi epey bir eskilere, Semra Hanım'ın genç kızlık günlerindeki o mahalleye götüreyim sizi. Kimmiş, neymiş, nasılmış ve nasıl el oğluna kaçıp evlenmiş, üç çocuğunun babasıyla ne şekil bir macareya başlamış o zamanlarda, okuyun tekmilini birden... Ata'nın babası Hamit Bey Giresun'da doğar. 17-18 yaşıma kadar orada yaşar bu yağız delikanlı. 20 yaşında akrabalarının yanına İstanbul'a gelir. Geldiği günün ertesi Semra Hanım'la tanışır. Çünkü mahalle işte o mahalledir. Peki ne mi olur? Hamit Bey'in ağzından okuyun bakalım. "Bir hafta içerisinde evlendim ben Semra Hanım'la. O zaman 19 yaşındaydım. Semra Hanım benden 3-4 yaş büyüktü. O çıkmıştı sokağın başından. Göz göze geldik. Hani bazen olur ya böyle elektriklenme. Akrabasına gidiyormuş. Ben de peşinden gittim. Kapıyı tam çalacağı zaman dedim ki 'Çalmayın'... 'Neden?' dedi. "Biraz dışarı çıkalım" dedim, 'Olur' dedi. Yani hiç tepki vermedi. O şekilde biraz sokakları dolaştık. Hatta bir pastaneye gittik. Çay içtik. Ondan sonra da 'yarın görüşelim' diye sözleştik. Ertesi gün de buluştuk. Buradan çıktık yola, 'Maran'a gittik. O zamanlar Yenikapı'da Maran vardı. Üçüncü ve dördüncü buluşmamızdan sonra da kaçtık. Topkapı garajlarına gitmedik cayarız diye! Biz Harem'e gittik." Hamit Türk ve Semra Yücel Giresun'a doğru yola çıkmışlar. "Kız isteme" bile olmamış. Hamit Bey "O zamanki gençlik işte" diyor: "Anne-babasından bile istemedim Semra'yı... Ne bileyim ben! Gençtik... Laleli'den yukarıya giderken bir kuyumcu vardı. O kuyumcuda Semra Hanım'ın bileziğini bozdurmuştuk. O para da bizim yol paramız oldu. Daha sonra Harem'e geçtik. Harem'den otobüse bindik. Heyecanlıydık. Hatta bizi kandırdılar, bilet bulamazsınız diye. Yağmur, kar yağıyordu. Biz o şekilde memlekete gittik. İmam olan amcam ve dedem imam nikahımızı kıydı." Genç Hamit Türk ile Semra Yücel Giresun'a gitmişler ama akılları Semra Hanım'ın annesi Sabriye Hanım ve babası 'Başçavuş' Halim Bey'de... Hamit Bey postaneden bir telgraf çekmiş, kayınvalidesi Sabriye Hanım'a; "Anne hiç merak etme. Kızınız benim yanımda. Biz Giresun'dayız." Bir de çiçek göndermiş. Böylece "kız isteme" ritüelini uzaklardan da olsa yerine getirmeye çalışmış, Hamit Bey. Kayınvalidesinin kendisini ilk kez gördüğü zaman hiç de iyi tepki vermediğini söylüyor: "Bende o zaman bir mont -hani şu askeri montlardan- bir de bot var. Hafif de sakalım çıkmış... Beni uzaktan görüp Semra'ya 'Kızım, bu komünist, momünist olmasın?' demiş." Sonra ne mi olmuş? Hamit Bey'in gönderdiği çiçeği evinin duvarına asmış, Semra Hanım'ın annesi. Akrabalarına da biraz buruk "Bir çiçeğe kız verdik' diyormuş. Hamit Bey kayınvalidesiyle sonradan çok iyi anlaştığını, hatta 10 seneden fazla beraber yaşadıklarını gizlemiyor.
22 AY NİKAHSIZ YAŞADILAR Giresun'da imam nikahıyla evlenmiş, genç aşıklar. Hamit Bey askere gidince resmi nikah 22 ay sonra gerçekleşmiş ve ilk çocukları Seçil'i kucaklarına almışlar. Sonra da Bayrampaşa'daki evlerine taşınmışlar: "General Elektrik'e girdim işçi olarak. Son dört sene de imalat ustalığı yaptım. 1988'de ayrıldım. Semra Hanım Türkiye İş Bankası Unkapanı şubesi memuresiydi evlenmeden önce. Benimle evli iken resmi olarak hiç çalışmadı. Ama çok iş gelir elinden. Dikiş diker, örgü örer." Türk çiftinin mutlu evliliği 1992'de noktalanmış. O zaman Seçil 13, Ata ise 11 yaşındaymış. Şimdi 11 yaşında olan küçük oğulları Anıl daha ana karnındaymış. Yani gündemden düşmeyen bu sert kaynana, eşinden boşanırken dört aylık hamileymiş. Peki sebep? Hamit Bey "işsizlik" diyor: "Deri tekstil işini yaparken işimizi kaybettiğimiz için... O zaman iş bulamadım. Ekonomik durumum kötüydü. Çocuğun sabah geliyor, okula gitmek için senden para istiyor. Para veremediğin zaman onun ezikliğini yaşıyorsun. Çok rahat bir hayatımız vardı. Ben General'de çalışırken her yıl tatile, hafta sonu yemeğe giderdik. Daha sonra gelir olmadığı zaman bunların hiçbirini yapamadık. Sık sık tartışmaya, birbirimizi kırmaya başladık." Ya şimdi? Ekranlarda, yıllar önce "dostça ayrılan", barışma sinyali veren iki eş görüntüsü var ama yeniden bir birliktelik olur mu? Hamit Bey "Semra Hanım ile çok medeni bir ilişkimiz var. Yani affedersiniz, karı-koca ilişkimiz yok" diyor. Sanırım Semra Hanım'ı izlemeye devam edeceğiz. Arkası yarın mı? Kim bilir...
|
|
|
|
|
|
|
|
|