En meşhur New Yorklu'da Osmanlı geni
Fransız Bartholdi'nin yaptığı Özgürlük Heykeli'nin hikayesi hayli ilginç. Aslında Hürriyet Hanım Mısır'a dikilecekmiş.
Biz onu "Miss Liberty" diye bilirdik, meğerse kendileri "Hürriyet Hanım" olarak doğmuş! Malumunuz olduğu üzere, internette her türlü meseleyi Türkler'in atalarına bağlayan envai çeşit sansasyonel bilgi dolaşır. Çoğunun sağlaması imkansız olduğundan genellikle ciddiye almam. Ancak geçen gün, Özgürlük Heykeli'nin yapımına, 19. yüzyılda Osmanlı toprağı olan Mısır'a dikilmek niyetiyle başlandığını okuduğumda, mevzuyu biraz kurcalamaya karar vermiştim. Kararımın henüz dumanı soğumamıştı ki, posta kutumda Özgürlük Heykeli'nin nasıl Paris'te yapılarak NY'a gittiğini anlatan bir serginin davetiyesini buldum ve davete "icabet eder etmez", küratörün yakasına yapıştım. Evet sayın seyirciler, bu bilgi tamamiyle doğruydu: Genç Fransız heykeltraş Bartholdi, o günlerde yapımı süren, Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı'na dikilecek bir heykel projesiyle yanıp tutuşuyordu.
DOĞU VE BATI BULUŞTU Bu, dev bir kadın heykeli olacaktı ve elinde tuttuğu meşale, Doğu'yla Batı'nın buluştuğu noktayı aydınlatacaktı. Ama kimse sanatçıya inanıp destek vermedi. Ama Bartholdi, inatçıydı, üzerinde çalıştığı, durmadan maketlerini yaptığı heykele özel bir mekan bulacaktı. Tam bu dönemde, Fransa'nın, ABD'ye resmi bir hediye göndermek istediğini öğrenen heykeltraş, 1871 yılında New York'a gitti. Limana girer girmez, Asya'nın ışığını temsil etmesi için tasarladığı alevin asıl yerinin Manhattan'ın karşısındaki Bedloe Adası olduğunu hissetti ve derhal görüşmelere başladı. Bundan sonrası da, gerçek bir "girişimcilik" hikayesi. Bartholdi, Paris'e döndükten sonra tüm hayatını bu projeye adadı. Bir yandan ABD'ye başka heykeller yaparak dikkat çekmeye çalışıyor, bir yandan atölyesini halka açarak giriş ücretleriyle para topluyor, bir yandan da fotoğraflar çekip basına dağıtarak çeşitli fonlardan ödenekler elde ediyordu. Bartholdi'nin atölyesi Paris'in en moda mekanlarından biri oluvermişti. Heykelin sağ eliyle meşalesi iki yıl sonra bitti ve Amerika'da sergilenmeye başlandı. Bartholdi, Miss Liberty'nin bedeni için de bir kaç yıl sonra dünyaca ünlü bir başka anıtı, Eyfel Kulesi'ni yaratacak olan mühendisten yardım istedi.
EIFFEL'DEN YARDIM Gustave Eiffel, heykele NY'un iklimine dayanabilmesi için, inanılmaz bir metal iskelet yaptı. Onun yardımıyla 1884 yılında biten heykel, Paris'in orta yerinde süzülüyor, böylece de Bartholdi, aralarında Victor Hugo gibi, dönemin "jet set"inin de içinde bulunduğu gruplara 50 santim karşılığında heykeli gezdiriyordu. Miss Liberty, ertesi yıl sökülüp 200 ayrı kasaya yerleştirilerek gemilerle NY'a taşındı ancak ufak bir ayrıntı vardı. Amerikalılar heykelin kaidesini hazırlamamışlardı! Gözüpek heykeltraşımız, bu zorluğu da, ünlü gazeteci Pulitzer'ın başlattığı bir kampanyayla çözünce, 93 metrelik anıt, 25 Ekim 1886 günü bir havai fişek gösterisiyle, 10davetlinin huzurunda açıldı. Yılda 4 milyon turistin ziyaret ettiği bu hanım kızımız, bildiğiniz gibi sol elinde 1776 anayasasını tutuyor, ayaklarındaki kırık zincirler de köleliğin kaldırılmasını simgeliyor. Hayatın işaretleri tuhaftır. Kaderin bu hikayede oynadığı rol size de tuhaf görünmedi mi? Sen kalk, Doğu ile Batı'nın buluştuğu noktayı selamlayacak bir meşale tasarla ama oraya kondurama. Sonra da aynı meşaleyi "Amerikan Demokratik değerlerinin" simgesine dönüştür ve bir asır sonra yattığın yerden seyreyle: O "değerleri" artık Bartholdi'nin alevleri bile aydınlatmakta zorluk çekiyor ve yine Doğu ile Batı bir türlü buluşamıyor. Kaderin cilvesi işte!
Sedef Ecer
|