|
|
|
|
|
|
Gül: Filistin davasına desteğimi sunarım
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Filistin halkına kendi parlamentosundan seslenerek, ''Barışın hüküm sürdüğü bir Filistin'i en kısa zamanda görmek dileğiyle şahsım ve Türk ulusu adına, haklı Filistin davasına desteğimi sunarım'' dedi. Gül, Filistin Yasama Meclisi'nde konuşan ilk yabancı dışişleri bakanı oldu.
Bakan Gül konuşmasında, Türkiye ve Filistin halkının, kökleri yüzyıllara uzanan ortak bir tarihi paylaştıklarını, Filistin ile ilişkileri ve işbirliğini her düzeyde geliştirmeye önem verdiklerini belirtti.
''Türk halkının, Filistinli kardeşlerinin çektiği sıkıntıları derinden paylaştığını'' ifade eden Gül, ''Filistin'in güvenilir dostu Türkiye'nin, kardeş Filistin halkının bağımsız ve egemen bir devlet çatısı altında yaşamak için yürüttüğü haklı ve meşru davaya daima kuvvetli destek verdiğini'' kaydetti.
Gül, Türkiye'nin hem ikili alanda hem de uluslararası platformlarda Filistin'e verdiği siyasi, ekonomik, eğitim ve insani yardımlar gibi alanlardaki desteğine ilişkin olarak tarihten örnekler verdi.
İsrail hükümetinin Gazze Şeridi ile Batı Şeria'nın kuzeyinden tek taraflı ayrılma planının, Yol Haritası'nın bir parçası olarak hayata geçirildiği ve Filistin yönetimiyle işbirliği içinde yürütüldüğü takdirde, barış sürecinin canlandırılması açısından fırsat teşkil edeceğini belirten Gül, Türkiye'nin, karşılıklı tanınmış sınırlar içinde Filistin ve İsrail'in yan yana yaşamalarını sağlayacak kapsamlı bir anlaşmaya varılması için tarafların görüşme masasına dönmesini tek çıkar yol olarak gördüğünü söyledi. Gül, Türkiye'nin Filistin-İsrail ihtilafının adil ve kalıcı çözümü için elinden gelen katkıyı sağlamayı sürdüreceğini vurguladı.
İsrail ve Filistin halklarının geleceğinin birbirine bağlı olduğunu ifade eden Gül, bölgede daha iyi bir geleceğin, duvarların ve fiziksel engellerin inşasıyla değil, ancak iki halkın sağduyu ve uzlaşı içinde hareket etmesiyle mümkün olabileceğini kaydetti.
Gül, iki tarafın da geleceğe güvenle bakabilmesinin tek yolunun, yaşayabilir bir barış anlaşmasının yapılması olduğunu, bu çerçevede, Yol Haritası ile yaratılan zeminin en iyi biçimde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Filistin halkına yönelik baskı ve kuşatmaların İsrail'e de güvenlik ve huzur getirmediğinin açık olduğunu belirten Gül, şunları kaydetti:
''Ortadoğu'da güvenliğin yolunun barıştan geçtiği artık anlaşılmalıdır. Şiddet, aşırı güç kullanımı ve terör ortamı sadece barış karşıtlarına hizmet etmektedir. Bu nedenle bu ortamın biran önce sona erdirilmesi ve hakça bir çözüme ulaşılması için gerek Filistin gerek İsrail yönetimlerine tarihsel bir sorumluluk düştüğüne inanıyorum.''
Gül, Filistin Yönetimi'nin de güvenlik alanındaki yükümlülüklerini yerine getirme yönünde elinden gelen çabayı göstermesinin bölge barışı bakımından önem arz ettiği görüşünü dile getirdi. Gül, Filistin liderliğinin siyasal, toplumsal, ekonomik ve güvenlik alanlarında sürdürdüğü reform çalışmalarını takdirle izlediklerini kaydetti. Bakan Gül, Türkiye'nin Filistin'e yardımcı olabileceği alanları tespit etmek ve projeleri yaşama geçirmek üzere Kudüs veya Ramallah'ta Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı'nın (TİKA) bir ofisini açmayı planladıklarını bildirdi.
Gül, Türkiye'nin Filistin Koordinatörü Vehbi Dinçerler başkanlığındaki bir teknik heyeti de muhtemel projeleri tespit etmek üzere 31 Ocak-6 Şubat günlerinde Filistin'e göndermeyi planladıklarını söyledi.
Bu arada Dışişleri Bakanı Gül'ün Filistin Yasama Meclisi'ndeki konuşması, Gazze'deki milletvekillerince de video konferans yoluyla izlendi. Gül, konuşmasını Arapça ''Şükran cezilen'' (çok teşekkür ederim) sözleriyle bitirdi. Gül, Filistin Yasama Meclisi'ndeki konuşmasının ardından Başbakanlığa geçerek Filistin Başbakanı Ahmed Kurey ile bir araya geldi.
Görüşmeden sonra, Gül ve Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat, Türkiye-Filistin Yönetimi arasında kültürel işbirliği hakkında niyet beyanı anlaşmasına imza koydu. Bunun ardından da Başbakan Kurey, Kudüs'ün sedef kakma bir maketini Dışişleri Bakanı Gül'e takdim etti.
|
|
|
|
|
|
|
|
|