CHP YDK'da değiştirilen söz
Şanlıurfalı'nın "İsot" kelimesini duyması gibi, CHP'de de "Kurultay" denilince tüm hücreler ayaklanıyor. Geçen hafta sadece milletvekillerinin doldurduğu TBMM CHP Grup salonu dün tıklım tıklımdı... Kalabalığın beklentisi Genel Başkan Deniz Baykal'ın ağzından olağanüstü kurultay çağrısını duymaktı. Nitekim, Baykal'ın, Irak, IMF ve dış borç, AB zirvesi sonuç bildirgesi ile ilgili sözlerine, not tutmamalarından anlaşıldığı gibi basın mensupları da dahil ilgi gösteren yoktu. Ne zamanki, "gelelim şimdi meseleye" dedi, salondakiler önce irkildi, "Hah.." sesleri yükseldi, herkes pür dikkat kesildi. Baykal, Yüksek Disiplin Kurulu'ndaki (YDK) rüşvet olayını detayıyla aktardı. YDK üyesi Ergün Aydoğan'ın, YDK toplantısı öncesi, olayı kendisine detayı ile anlattığını açıkladı.
Neden iptal edilmedi? Baykal, rüşveti anlatırken yanımızda oturmakta olan Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı İsmet Çanakçı'ya şu soruyu yönelttik: "YDK toplantısı öncesi sizin de Aydoğan'ın rüşvet iddiasından haberiniz var mıydı?" Başkan Çanakçı'nın yanıtı net oldu: "Evet, toplantı öncesi konudan bilgim vardı. Zaten bir gazeteye de iddia yansımıştı. Oradan da okumuştum..." Baykal, anlatımını sürdürürken, biz de kulaklarımıza fısıldaşarak Çanakçı ile sohbeti sürdürdük. "Madem rüşvet olayı hakkında bilginiz vardı, Sarıgül oylamasını neden yaptırdınız? Neden iptal etmediniz?" Çanakçı şu yanıtı verdi: "Toplantıda konuyu tartıştık, sonra nasıl olsa etki yapmaz düşüncesiyle oylamaya geçtim. Böyle bir sonuç çıkacağını ve bu noktaya geleceğini tahmin etmedim..."
Baykal: Uyardım Toplantı sonrası TBMM'deki odasında aynı soruyu CHP lideri Deniz Baykal'a da yönelttik. "Rüşvet iddiası size kadar ulaşmış. Yüksek Disiplin Kurulu böyle bir iddia ortada iken toplanıp nasıl karar aldı?" Baykal, duraksamadan şu yanıtı verdi: "Yüksek Disiplin Kurulu bağımsızdır, hiçbir etki altında kalmamalıdır. Başkan Çanakçı'ya ben durumu detayıyla aktardım. Bu aşamadan sonra kendisine oylama yaptır veya yaptırma diye bir söz söyleme hakkını kendimde görmedim, görmem de..." Baykal'a göre, böyle bir iddia ortada iken YDK Başkanı, oylamayı yaptırmamalı veya haklarında iddia bulunan kişileri oylama dışında bırakmalıydı.
Sözleri değiştirildi Baykal'ın yanından ayrıldıktan sonra Çanakçı ile bu kez telefonla konuştuk. Çanakçı, YDK toplantısında yaşananları detayıyla anlatmaya başladı: "Toplantı öncesi konu hakkında bilgim vardı. Ancak, rüşvet verdiği iddia edilen Cafer Bey (Dursun) toplantıdan önce yanıma geldi ve 'Bu iddiayı, oylamaya geçmeden önce gündeme getir ve Ergün'e (Aydoğan) sor' diye ısrar etti..." Kendisinin bunun üzerine Ergün Aydoğan'a, "Cafer bey size bir paket getirdi mi?" diye sorduğunu belirtip anlatmaya devam etti: "Ergün Aydoğan , Engin Baba ve Cafer Dursun'un kendisine bir paket bıraktıklarını, hediye getirdiler zannedip arabanın arkasında eve götürdüğünü, akşam paketi açıp içinde dolarları görünce, Cafer Bey'e telefon ettiğini, sabah da götürüp iade ettiğini anlattı..." Çanakçı'nın iddiasına göre, Aydoğan'ın toplantıdaki sözlerine Dursun itiraz etmiş. Aydoğan bunun üzerine Dursun'a, "Size zarfı iade etmedim mi?" diye sorunca, bunun bir rüşvet olmadığını belirtip, "Evet paketi geri aldım. Ne var bunda? Arkadaşlar arasında hediye olmaz mı?" demiş. Çanakçı, konuşmaları bu şekilde aktardıktan sonra şu ilginç detayı da ekledi: "Cafer Bey , 'Zarfı geri aldım' deyince, aramızda bulunan hukukçu arkadaşlar kendisini uyardı. 'Zarfı aldığını' söylememesini, bu sözünün tutanağa girmemesini, bunun rüşveti kabullenmek anlamına geleceğini belirttiler. Cafer Bey bunun üzerine sözünü değiştirdi ve zarfı geri almadığını söyledi..." Tartışmaya bakılırsa, bu ayın sonunda yapılacak CHP'nin 13'üncü Olağanüstü Kurultayı'nın gerçekleştirileceği salon, sadece seçim hesaplaşmasına mekanlık etmeyecek, mahkeme salonuna da dönecek...
|