| |
Şanlı muhalefet
Bilirsiniz, inşaatların etrafı bir "tahta perdeyle" çevrilir... Tahta perdenin üzerine de "şöyle bir tabela" asılır: "Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz." Dün sabah Deniz Baykal'a sorduk: - CHP de, verdiği rahatsızlıktan dolayı halktan özür dileyecek mi?
CHP'nin bizim gazetenin yakınındaki yeni "Genel Merkez İnşaatı" sürüyor. (Ankara-Söğütözü) Deniz bey galiba "o inşaatı kastettiğimizi" sandı. "Yok" dedik: - Millet CHP'den ne bekliyor, CHP neyle uğraşıyor?
Demokrasi "tek kanatlı kuş" değil. Sol kanadı da olacak, sağ kanadı da. İktidarı da, muhalefeti de. "Solsuz siyaset... Muhalefetsiz siyaset" tek kanatlı kuş gibidir. "Yalpalar." Onun içindir ki, milletin verdiği "muhalefet görevini" yeterince yapamayan ve iç çekişmeleri bir türlü aşamayan CHP'nin "ey milletim, verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim" demesi gerekir.
Deniz Baykal "ne dediysek dinledi." Sonra "o konuştu, biz dinledik." Bakalım, neler söyledi?
Türkiye'de her kuruma uzanan genel bir yozlaşma ve çürüme var. Bunun siyaset kurumuna yansımaması düşünülemez. Bu bozulmanın maalesef partimde de işletilmek istendiğine tanık oluyorum. Şişli'de bir rüşvet çarkı dönüyor. İçişleri Bakanlığı müfettişleri rapor yazıyorlar. Konu, disiplin kurulumuza intikal ediyor. En güven verecek kurum olması gereken disiplin kurulumuzda da maalesef bir başka rüşvet olayı ortaya çıkıyor. Kurulun bir üyesi eli, ayağı titreyerek bana geliyor ve kendisine rüşvet teklif edildiğini söylüyor. Et kokarsa, tuz atarlar. Ama ya tuz kokarsa ne yapacaksın? Bu olayda, tuz kokmuş. Çok acı. Çok canım sıkıldı. Olağanüstü kurultay kararını daha o dakikada verdim. Göz yumamayız. Cerahati patlatacağız. Partiyi korumak, genel başkan sıfatıyla en başta ben olmak üzere, bütün CHP'lilerin görevi. Bünyemize virüs girdi. Enfeksiyon var. Ateş yapıyor. Mikrop daha da yayılmadan, cerahatin patlatılması ile birlikte, virüs bünyeden atılacaktır. Koca parti böyle bir hastalığı aşar. Gereken yapılacaktır.
Şevket Bülent Yahnici bir kitap yazdı: "Ankara Cumhuriyeti'nden, Cumhuriyet Ankara'sına." Kitapta, Atatürk'ün Cumhuriyet'i kurduğu dönemde "kimin, ne verdiği" kuruş, kuruş sıralanıyor. Berber Hasan Ağa 200 kuruş. Bakırcı Halim Ağa 250 kuruş. Nalbant Sadullah Ağa 200 kuruş. Çilingir Hacı Osman Ağa 200 kuruş. Aşçı Hacı Kadir Ağa 100 kuruş. Müftü Efendi 200 kuruş. Kasap Gökmen'in Mehmet Ağa 100 kuruş. Atatürk Ankara'yı da, Cumhuriyet'i de işte böyle kurmuş. "Kör kuruşu" bile kayda geçirerek.
Sabah, akşam "Atatürk'ün partisiyiz" diyen CHP'de yaşanan "şu son olaylar" ne kadar acı. Parti kulislerinde "milyon dolarlar" konuşuluyor. Bu CHP, bu ülkeye lazım. Yazık oluyor, ayıp oluyor. CHP bir an önce kendi göbeğini kendisi kesip, "şanlı muhalefet" görevine dönmeli.
|