|
 |
 |
 |
 |
|
Sorulu cevaplı vaaz
* 1948 İzmir doğumluyum. 16 yaşındayken İzmir Motor Sanat Lisesi'nde öğrenciydim. Gülen Hoca'da o sırada Kestanepazarı Camii'nde hocaydı. Bir arkadaşım Cuma namazına çağırdı. Gidiş o gidiş.
* Sık sık onu ziyaret etmeye başladık. Patatesten 30 çeşit yemek yapıyordu.
* Fethullah Gülen ilk kez vaazlarda soru- cevap usulünü getirmişti. Millet kağıda soru yazıp gönderiyordu. O da cevap veriyordu. Bu alışılmış bir stil değildi.
* Vatandaş camiyi, Kuran kursunu finanse etmeye alışmış. Üniversite öğrencilerine burs verme işi ilgilerini çekti. Çünkü vatandaş resmi dairelerde hep itilip kakılmıştı. Ürküyordu memurdan, polisten. Hoca da bu noktaya değiniyordu. "Size insan gibi davranan vali, paşa, hakim istemez misiniz" diyordu. Böylece insanlar bizim üniversiteye yönelik eğitim faaliyetimizi desteklediler. Hoca milletin hayalinde olan bir şeyi ortaya çıkarmıştı.
* Yerine kimin geçeceği belli değil. Çünkü böyle bir sistem yok cemaatte.
* Cemaatte herkesin bir kademe ismi vardır: 'Haslar', 'erkanlar', 'dostlar', 'taraftarlar'. Her üniversitede bir 'abi' vardır. Bu abiler mesajı üstten alıp alta iletir.
* Hoca'nın Nur cemaatinden ayrı çalışma tarzı Bediüzzaman'tanımış Mustafa Sungur, Ispartalı Bayram (Yüksel) Abi, Said Özdemir gibi büyükleri rahatsız etmişti. Çünkü onların stili böyle değildi. Onlar evlerde toplanıp çay içer Risale-i Nur okurdu. "Fethullah Hoca Nurcu değildir" diye broşür dağıtmışlardı. Said Nursi bir keresinde "Hocalar Nur talebesi olamaz" demiş. Onu da Gülen'e karşı kullanarak tavır almışlardı. Sonuçta Nurcular kızgındı, Kuran kursunu finanse eden işadamı Ali Rıza Güven kızgındı, ayrıca devlet de "gece üniversite öğrencileriyle niye toplanıyor" diye kızıyordu.
* Hoca'yı ABD'de ziyaret etmek büyük sevap sayılıyor; Hacca gitmek gibi... nCemaat, 1980'lerin başında Kenan Evren'in 'Kendi okulunu kendin yap' kampanyasıyla ve Turgut Özal'ın özel okul açma imkanı sağlamasıyla okul yapımına girişti. Yani aslında Hoca'nın planı değildi.
KOLA İÇMEDİLER
* 1966'dan 1990'a, hatta 95'e kadar bu cemaat ağzına 'Cola' koymadı. Günah olur, ABD'ye yardım olur diye içmedi.
* O kasetler bizim her arkadaşın evinde var. Gizli değil ki... Sıradan kasetler.
* Cemaatin işlerini görürken sürekli aynı soruyla karşılaştım. Siyasetçisinden askerine hep aynı soruyla karşılaştım: "Bu değirmenin suyu nereden geliyor?" Bunun cevabı basit: Bu millet her şeyi yapar; yeter ki inansın. Gülen camiyi kullanarak, gençliği kullanarak, gözyaşı akıtarak insanları okul yapmaya, yurt dışına gitmeye inandırdı. Talebelere burs sağlamak gerekiyordu. Bizim halkımıza eğitim dedin mi akan sular durur. Çocuğunun ya da fakir fukaranın okuması için, eğitimi için fedakarlıkta bulunur. Kurban derilerini topladık, zekatları topladık. 70 milyonluk Müslüman bir toplumda bu büyük paradır. Zekat servetin 40'ta biridir yani, yüzde iki buçuk. İşte size bitmeyen bir kaynak.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
