|
|
|
|
|
|
Sizde hicret sünnet bizde cihat farz!...
12 Mart 1971'deki darbeden önce gerilim yine artmıştı. Farklı gruplar Nurcular'ı kendi safına çekmek istiyordu... Siyasi olaylar Nur cemaatinin önemli bir özelliğini ortaya çıkardı: Şiddetten uzak durmak, silaha sarılmamak.
Necmettin Erbakan siyasete atılana dek Nur cemaatinin ağabeyleri nispeten rahattı. Demokrat Parti'nin devamı saydıkları Adalet Partisi'ne oy veriyorlardı. Siyasette dinin kullanılmasına karşıydılar. Çünkü siyasallaşma Müslümanlar arasında bölünmeye yol açıyordu. İster istemez senben kavgası başlıyordu. Ağabeyler ise Demirel'e oy verip ondan çeşitli taleplerde bulunmak, bu arada da ders yapmaya, Risale- Nur'u yaymaya devam etmek istiyordu.
MHP İLE KAPIŞMA Ama işte önce Erbakan'ın ortaya çıkışı... Ardından Alpaslan Türkeş'in, 'Türk' kadar 'Müslüman' kavramına da ağırlık vermeye başlaması, Nurcular'ın ezberini bozmuştu. Kendilerini birden siyaset fırtınasının ortasında bulmuşlardı. Nurcular Zübeyir Gündüzalp'in kararıyla önce MHP'ye yüklendiler. 1969 seçimleri yaklaşırken Türkeş'in Nur karşıtlığını ileri süren bir broşür basıldı: 'Tarihi Vesikaların Işığı Altında İslami Hareket ve Türkeş'. Avukat Bekir Berk'in araştırıp, Mustafa Polat'ın kaleme aldığı ve Türkiye'nin dört bir yanında dağıtılan bu broşür, Nurcular'ın ilk siyasi kitabı sayılır.
'BATIL ZAİL OLDU...' Artık kılıçlar çekilmişti. Bunun üzerine ülkücüler matbaayı basıp kalan broşürlere el koydu. Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Şevket Eygi, Erbakan-karşıtı tavırlarından dolayı Nurcular'ı topa tutuyordu. Hatta Eygi işi ideolojik-siyasal kapışmanın ötesine taşımıştı. Nurcu 'İttihad' gazetesinin keskin kalemi Şule Yüksel'i 'Bugün' gazetesine transfer etmişti. Yüksel aynı zamanda haftalık 'Seher Vakti' dergisinde de yazacaktı. Ara notu: Bütün bunlar olurken İzmir'den bir itirazyükseldi. Günümüzün diliyle, "Yanlış yapıyorsunuz, Nurculuk hiçbir siyasi görüşe angaje olmamalıdır" diyen bu ses... Kasete de alınıp dağıtılan vaazlarıyla, Ege gibi 'dindarlık reytingi düşük' bir bölgede etkili olmaya başlayan Fethullah Gülen'e aitti. Ancak biz bu sese şimdilik kulak vermeyeceğiz. Çünkü zaten yazı dizimizin üçüncü öbeğinde Gülen'in öyküsünü bu günlere de dönerek anlatmaya çalışacağız. Yani çok gerekli olmadıkça Gülen'den söz etmeyeceğiz. Artık bölünmeler dönemi başlamıştı. 1969 seçimlerinde Erbakan, Konya'dan bağımsız milletvekili seçildi. Zübeyir Gündüzalp ise Erbakan ile parti kurmayı arzulayan Ahmet Tevfik Paksu ve Hüsamettin Akmumcu gibi Nurcu siyasetçilere yeşil ışık yakmıyordu. Israrlara 'Hele bir kurun da görelim bakalım' diyordu. O böyle diyordu ama Abdullah Yeğin, Bayram Yüksel gibi ağabeyler de Erbakan'a yönelmişti. Neticede Erbakan ve arkadaşları 26 Ocak 1970'te 'Hak geldi batıl zail oldu' sloganıyla Milli Nizam Partisi'ni kurdular. Parti için Nakşibendi Şeyhi Mehmed Zahit Kotku da onay vermişti. Bu arada 1969 seçimini kazanan AP kaynıyordu. Demirel 'Müslümanlar'ı ve milliyetçileri' tasfiye etmekle suçlanıyordu. 41 milletvekili ayrılarak Demokratik Parti'yi kurdu. AP milletvekili olan Akmumcu ile Hüseyin Abbas da AP'den istifa edip Erbakan'a katılmıştı. MNP üç sandalye ile temsil edildiği parlamentoda aktif muhalefet yapıyor, tabanda da harıl harıl çalışıyordu. MHP de yarıştaydı. Nurcu gençleriyanlarına çekme operasyonunun bir parçası onların gururlarıyla oynamaktı: "Siz düşmanı görünce, 'Hicret sünnettir' deyip kaçıyorsunuz; Biz ise 'Cihat farzdır' deyip ileri atılıyoruz." Bu şartlar altında Nurcu ağabeylerin bir şeyler yapması gerekiyordu. En iyi bildikleri işe yöneldiler: Yayıncılık... Günlük bir gazete çıkaracaklardı. Bekir Berk'in isim babalığını yaptığı, Mehmet Kutlular'ın yönettiği, 'İttihad' gazetesinin ağır toplarının kalem oynattığı Yeni Asya gazetesi 21 Şubat 1970'te yayın hayatına atıldı. Kitaplar, broşürler basacak olan Yeni Asya Yayınları'nın başına ise Mustafa Polat geçmişti. Bütün bunlar olurken ülkede sağ-sol gerginliği başlamıştı. Derken 12 Mart 1971'de ordu muhtıra verdi. Demirel şapkasını alıp gitti.
ASKERİN MANTIĞI İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Faik Türün, o dönemde nasıl davrandıklarını daha sonra şöyle anlatmıştı: "Balıkları tek tek yakalamak yerine, akvaryumu boşalttık." Askerler sadece devrim yaparak 'sömürüyü yasaklamak' isteyen solculara değil... Biz vatanımıza, milletimize, devletimize bağlıyız" diyen sağcılara da pata küte girişmişti. Mehmet Şevket Eygi'nin 'Bugün' ve 'Sabah' gazeteleri kapatıldı... Şule Yüksel, Necip Fazıl, Mustafa Birlik, Bekir Berk mahkemeye çıkarıldı. MNP kapatıldı. Erbakan 'hastayım' deyip İsviçre'ye gitti. Nurcular bu dönemde karakollarda filan epey sopa yediler. 1971 aynı zamanda Zübeyir 'ağabey'in vefat ettiği yıl oldu. Artık herkes için yeni bir dönem başlıyordu. (Devamı aşağıda...)
Emre AKÖZ- Nevzat ATAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|