|
|
|
|
|
|
Ustaların tabloları ilk kez İstanbul'da
Monet'den Picasso'ya kadar Batı resminin 17 usta sanatçısının eserlerinden oluşan ve satışa sunulacak sergi sanatseverleri büyüleyecek.
Bir sanatseverin Monet, Renoir, Lautrec ya da Picasso'nun tablosunu, Paris'teki Louvre ya da New York'taki Metropolitan Müzesi'nde değil de İstanbul'da bir galeride görebileceğini duyduğunda heyecanlanmaması mümkün mü? Ya da ünlü heykeltıraş Rodin'in bir eserine bu kadar yaklaşabileceği gerçeği karşısında sakin olabilmesi elde mi? 19. yüzyıldan günümüze Batı resminin en usta 17 isminden seçilen eserleri Türkiye'ye getiren antikacı ve müzayedeci Raffi Portakal da böyle özel bir hayali gerçekleştirerek sanat ve kültür hayatımızda bir ilke imza atmaktan büyük mutluluk duyuyor. "Batı Resminin Büyük Ustaları" adı altında 10 Aralık 2004-12 Ocak 2005 arasında Portakal Sanat ve Kültür Evi'nde sergilenecek 17 özel eser, satışa da sunulacak.
GENEL BEĞENİYE DİKKAT EDİLDİ Sergide 19. yüzyılın sonlarındaki empresyonist ve fovistlerin eserleri yer alıyor. Raffi Portakal bu sergiyi oluştururken Türk sanatseverin beğenisine dikkat ettiklerini belirtiyor; "Hepsi son derece önemli koleksiyonlardan çıkmış ve büyük çoğunluğu da önemli kataloglarda yer almış eserler. Herhangi bir Rodin, herhangi bir Picasso herhangi bir Monet değil. Ülkemizin genel beğenisine dikkat ettim. İlk empresyonistlerden Bonnard'ın eserinin yanı sıra Dali'ye kadar bir pencere açmaya çalıştım. Türk sanatseverlerin Nazmi Ziya, Hikmet Onat gibi ilk dönem ressamlara büyük ilgisi var. Özellikle Bedri Rahmi'nin eserlerini çok severler. Bedri Rahmi'nin ilk dönem eserlerinde de Dufy'nin büyük etkisi vardır. Biz de buna dikkat ettik. Benim dileğim her kesimden sanatseverin böylesine bire bir izleme imkanı bulacağı bu sergiyi görmes i... Bir de pazartesi-salı günleri saat 10.00- 12.00 arasını öğrencilere ayırdık. Önceden randevu almaları şartıyla 20'şer kişilik gruplar halinde gezdirip sanat tarihi bilgilerimizi paylaşacağız.'' Raffi Portakal, İsviçre'de yaşayan Fransız asıllı bir İngiliz koleksiyonerle yıllardır görüşme içinde oldukları halde AB'ye girme süreci içinde Türkiye'de yaşanan gelişmelere paralel olarak bu sanat olayını daha rahat gerçekleştirme imkanı bulduklarını söylüyor. Eserleri dünyanın en ünlü müze ve galerilerinde bulunan bu ünlü sanatçıların eserlerinin ilk kez Türkiye'ye gelmesini ise bir gençlik hayali; "Dedem ve babam antikacıydı. Ben de 16-17 yaşında bir genç olarak bu mesleği çok daha farklı bir çizgide sürdürmek istedim. İlk dileğim tek başına Batılı tarzda bir galeri sahibi olmaktı. Babam beni genç yaştan itibaren Avrupa ve Güney Amerika'ya götürdü. 18 yaşından itibaren Fransa'daki müzayedeleri gezmeye başladım. O yıllarda her şey çok ucuzdu. Ben de Fransız ve Rus edebiyatına hayrandım. Daha yeni yeni şekillenmeye başlayan resim tutkum vardı. Renoir, Monet, Picasso gibi farklı dönemlerin büyük ustaları beni çok heyecanlandırırdı. O zaman bizim için yüksek ama bugünle mukayese edilirse çok düşük fiyatlara, 10 bin dolarlara Picasso'lar Monet'ler satılırdı. Ben de babama 'Bunu biz de yapabilir miyiz' diye sorduğumda 'Bu bir hayal oğlum' derdi. Şimdi gün geldi, ülke pek çok konuda ilerledi. Sanat ve kültür dünyasında da istediğimiz gibi süratli gitmedi ama yine de ilerliyor. Biz de böyle farklı bir pencere açmaya çalışıyoruz. İkinci hayalimi de çok sonraki yıllarda New York'ta 5. Cadde'de gezerken Metropolitan Müzesi'nin önünde kurardım. Müzedeki sergilerin ihtişamlı bayraklarını görürünce hep 'buraya özel bir Türk koleksiyonu getirelim' diye bir hayal kurardım. Açılışını Sakıp Sabancı ile yaptığımız, oluşmasında katkım olan Sabancı Hat Koleksiyonu ilk kez orada sergilendi ve daha sonra başka ülkelerde de sergilendi. O koleksiyon İstanbul'daki bir müze için çekirdek teşkil etti. Üçüncü hayalim de işte gerçekleşiyor."
YIILAR önce Fransa'daki galerilerde Monet'ler Picasso'lar satılırdı. Ben de babama "Bunu biz de yapabilir miyiz?" derdim, "Bu bir hayal oğlum" derdi. İşte şimdi ben Türkiye'de bu hayali gerçekleştiriyorum
Figen Yanık
|
|
|
|
|
|
|
|
|