|
|
Bu aşkı taşımak yürek ister
Şarkıcı Sibel Bilgiç uzun süren sessizliğini bozdu ve özel hayatını anlattı.
*Mehmet Ali Bey'le (Yılmaz) ilişkimiz hakkında çok şey söylendi. Ama ben hiçbirine kulak asmadım.
*Çok yürekli bir kadınım. Aşk pişman olmamaktır. Ben de hiçbir zaman pişmanlık duymadım.
*Müziğe ara vermek kendi kararımdı. Yakında yeni bir albüm yapacağım.
*Şimdi işim kadınları güzelleştirmek. Bundan da çok keyif alıyorum.
Büyük aşkların yükü ağır oluyor
7 yıl önce bir albüm yapıp, gözlerden kaybolan Sibel Bilgiç, yeni mesleği ve özel hayatıyla ilgili ilk kez konuştu.
Onu 'Alışamadım' isimli şarkısıyla tanımıştık. Çoğumuzun aklında ise, o hala video klibinden hatırladığmız "Siyah saçlı hoş kız" olarak duruyor. 7 yıl önce Türk Pop müziğinde hızlı bir çıkış yapan ama aynı hızla da müzikten uzaklaşan Sibel Bilgiç, aşk için her şeyden vazgeçmişti. Devlet eski bakanı ve Trabzospor Kulübü Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'la olan beraberliği uzun süre gündemden düşmeyen Bilgiç'le yeni açtığı güzellik merkezinde konuştuk. Karşımızda hep aşk için yaşamış ve yaşayacak bir kadın vardı.
* Uzun zamandır kendi kabuğunuza çekilmiştiniz. Güzellik merkezi açmak nereden aklınıza geldi? Güzellik ve bakım konularına yıllardır çok meraklıydım. Amerika'da ilgim daha da arttı ve sonunda laser epilasyon üzerine eğitim aldım. Türkiye'de de bu yöntemi ilk deneyen kadınlardan biriyim sanırım. Sonuçlarını gördükten sonra bu işi yapmaya karar verdim. Şimdi hem sevdiğim işi yapıyor hem de üzerine para kazanıyorum.
* Sizin asıl sevdiğiniz işin şarkı söylemek olduğunu sanıyordum ben, müzikle aranıza ne girdi de uzaklaştınız? Müzik benim tutkum tabii ki, onun yeri apayrı. Bir albüm projem var, çok yakında olmasa da en kısa zamanda müziğe kaldığım yerden devam edeceğim. Bir süredir bu yeni işime kanalizeyim, çok da keyif alıyorum.
* Bir şarkıyla meşhur oldunuz ve sizi daha doğru düzgün tanıyamadan gözlerden kayboldunuz... Aslında kaybolmadım, sadece müzik hayatıma ara verdim. Gerçi besteler yaptım, şarkı sözü yazdım. Ama bu ara biraz fazla uzadı galiba. Müzik benim için vazgeçilmez, zaman içinde bunu daha iyi anladım. Ancak işin şöhret kısmı ilgilendirmiyor beni, o yüzden de sade bir hayatı seçtim ve gözönünde olmayan bir hayat yaşıyorum.
* Bu gönüllü bir tercihti, öyle değil mi? Aşk galip gelmişti sanırım her şeye... Evet ama aşk pişmanlık duymamaktır. Asla pişmanlık duymadım, sıkılmadım. Çok yüce bir şey için müziğe ara verdim aslında.
* Güzel bir çıkış yakalamıştınız oysa ki. Aşk için tüm hayallerinizi ve bunca emeği bir kenara iterken hiç tereddüt ettiniz mi? Ben çok yürekli bir kadınım, beni tanıyanlar bilir. Çok sade ama aynı zamanda çok sıradışı bir kadınım. Savunduğum her şeyin sonuna kadar arkasındayımdır. Hiçbir zaman kendi prensiplerimden, inandığım değerlerden ödün vermedim, vermem. Dolayısıyla asla da pişman olmadım. Ben her zaman başkaldıran biri oldum zaten, aileme de öyle. Hayatta da başkaldıran insanları çok severim.
* Tam tersi sakin, yumuşakbaşlı bir kadın gibi duruyorsunuz. İnanmış olmak insana sukunet getiriyor. İnandığınız şey uğruna yaşadığınız zaman, hayatta bir çok şeyin size pozitif olarak geri döneceğini biliyorsunuz. Benim Mehmet Ali Bey'le ilişkim aykırı görüldü o zamanlar. Ama birçok insan benim yaptığım gibi değer verdiği, aşık olduğu şeylerin peşinden gidemedi.
* Yargıladığınızı mı düşünüyorsunuz evli ve tanınmış bir erkekle birlikte olduğunuz için? Açıkcası öyle oldu. Bir sürü insan bazı şeyleri yaşıyor, hiç ortaya çıkmıyor. Ama ben her zaman için yaşadığım, inandığım şeyin arkasında durdum, çekinmedim. Müziğe ara vermek de, benim kendi kararımdı. İkisinin bir arada yürüyemeyeceğini düşünmüştüm, doğruydu da.
* Dışarıdan bakıldığında zor bir ilişkiydi sizinkisi, neydi bu beraberliği ayakta tutan? Her ilişkide kırgınlıklar, ayrılıklar olur. Ama önemli olan özveri ve gerçekten istemektir. En ufak bir şeyde savaş alanını terketmek hoş değildir. Ben savaşçıyımdır. Karşılıklı özveri ve güven de bir ilişkinin uzun yıllar devam etmesini sağlar. Ayrıca ilişki basın önünde yaşanması gereken bir şey değil, buna da dikkat etmek gerek. Ben her şeyi kendim için yaşadım, başkaları bilsin, görsün diye değil. Hakkımızda çok şey yazıldı, söylendi ben hiçbirine kulak asmadım. Biz yarın ayrılabiliriz de, hayatta her şey insanlar için. Ama ben inandığım şeyi yaşadım. Ayrıca büyük şeyler yaşamak herkesin harcı değildir, yükü ağırdır. Ben bu yükü çok genç yaşımdan beri taşıyorum. Kendi içimde çok sessiz fırtınalar koptu ama bunu hiç toplum melesi haline getirmedim. Benim yaşadığım başkalarını niye ilgilendirsin ki?
* Hakkınızda çıkan haberler sizi yıprattı mı? Artık üzülmüyorum ama toplum olarak dedikoduyu seviyoruz. Hepimiz zararsız şeyler konuşuruz, zarar vermek üzere konuşmak başka. Bir insanı tanımadan yargılamak hiç hoş değil.
İlknur Kızıltoprak
|