|
|
Boşanma yerine yeni bir çocuk..
"Engereklee mail grubu bana bir kadının kaleminden, kadınları anlatan (Bizim Pakize mi yazdı acaba) bir pasaj göndermiş. Dikkat edin.. Bunu bir erkek değil .. Bir kadın yazıyor. Yani bir kadın, başka kadınları, hemcinslerini anlatıyor. Öyle şeyler söylüyor ki, bunları bir erkek söylese kadın düşmanı homongolos ilan edilirdi diyorsunuz. Ama erkek söylememiş. Neden mi? Anlatılanlara bir bakalım ben size bir erkeğin neden bunları söyleyemeyeceğinin sırrını vereceğim. "Bütün kadınlar birbirlerini rakip görürler. Kadınların birlikteliklerde mutlaka şartları vardır. En güzel aşk şiirleri, mısraları duygu dolu aşk şarkılarının tamamına yakını erkekler tarafından yazılmıştır. Çok duygulu oldukları söylenen kadınlar ise o sıralarda diğer kadınları incelemekle uğraşmaktadır. Ne giymiş, ne takmış, benden güzel mi vs.. Erkekler (ruh hastası değillerse) eşlerini akrabalarından, arkadaşlarından, kıskanmazlar. Oysa kadınlar dişi olan her şeyden kıskanırlar kocalarını.. Kendinden 30 yaş büyük bir kadınla parası yüzünden evlenen erkek sayısı çok azdır. Buna karşılık ortalık babası, hatta dedesi yaşında, ama mutlaka zengin erkeklere aşık (!) kadınlarla doludur. Hiçbir kadın çalıştığı yerde üstünün kadın olmasını istemez. Erkekler kadınlardan ilgi, şefkat, sevgi beklerler. Kadınlara ise bunlar asla yetmez, ek olarak iki bilezik, bir yüzük gerekir çoğu zaman.. Evli kadınla ilişkiye giren çok az sayıda erkek vardır. Evli erkeklerle ilişkiye giren kadın sayısı bir hayli kabarıktır. Erkekler bir araya geldiklerinde işten, politikadan, futboldan bahsederler genellikle. Kadınlar bir araya geldiğinde ise vay o anda orada olmayan diğer kadınların haline.. Eşlerinden "yorgunum, başım ağrıyor" gibi bahanelerle kaçan kadınlar ortaya ikinci bir kadın çıktığında kocalarını çok sevdiklerini (!) fark ederler. Aldatılan kadınlar genellikle boşanmak yerine bir çocuk daha yapmayı tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler kadınlar kadar akıllı olmadıkları için bunu gurur meselesi yapar ve kadını boşamaya kalkarlar. Özellikle ev kadınları evde akşama kadar istedikleri gibi yaşarlar. Erkeklerin akşamdan akşama geldikleri evlerinde pek de özgür oldukları söylenemez. Kendilerine durmadan oraya oturmaması, sigarasının külüne dikkat etmesi, ayakkabısını çıkarması hatırlatılır. Kadınlar ilişkilerinde şeffaf değildirler. Hoşlanırlar, hoşlanmaz gibi davranırlar, isterler, istemez gibi yaparlar . Eşleriyle sorunlarını çözmede bedenlerini silah olarak kullananlar bile vardır. Bedenlerini göstermeye bayılırlar. Açık, dar, şeffaf, kısa giyerler. Sonra da neden bakıyorsunuz diye sinirlenirler. Aslında amaçları baktırmaktır, ama bunu asla kabul etmezler. Özgürlükten, rahatlıktan, medeniyetten falan söz ederler.." Şimdi diyeceksiniz ki.. "Kadınlarla ilgili bu sözleri niye bir erkek söyleyemesin? Karısından dertli ya da maço bir erkek de bunları rahatlıkla söyleyebilir.." Hayır söyleyemez. Niye söyleyemez? Çünkü söylenenlerde 3 önemli sır var. Erkekler, yukarıda belirtildiği gibi " bütün kadınların birbirini rakip olarak gördükleri" gerçeğini bilmezler. Onun için onu belirtemezler. Bu biiir.. Erkekler, herhangi işyerinde bir kadının, üstünün bir başka kadın olmasını istemeyeceği gerçeğinden de bihaberdir. Bu ikiii.. Ve en önemli sır .. Şu cümleye iyice dikkat edin: "Aldatılan kadınlar genellikle boşanmak yerine bir çocuk yapmayı daha tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler kadınlar kadar akıllı olmadıklarından bunu gurur meselesi yapar ve kadını boşamaya kalkarlar." Aldatılan bir erkeğin karısını boşamak yerine, bir başka çocuk yapmamasını "akılsızlık" olarak niteleyecek dünyada tek bir cins vardır. O da kadındır.. Bu da üüüççç.. Sevgiyle kalın.. Bu da döörttt ..
|