  |
|
Kadınlar aşkla kurtulmaz aşkla aldatılır!
Aşk Türkiye'de en çok satan konudur. Aşk hep, 'iyidir, güzeldir' diye sunulur. 'Kadınlar aşkla kurtulur' denir. Kadınlar aşkla kurtulmaz, kadınlar aşkla aldatılır! Çünkü aşk geçer, hayat kalır.
O Türkiye'nin en çok okunan, en ünlü ve en çok satan polisiye yazarı Türkiye'de de Amerika'daki gibi polisiyeyi sevdiren, polisiye roman yazılabileceğini gösteren adam. 14 yaşında devrimci olmayı seçmiş. 15 yıl boyunca süren işkenceden kaçmaların, çatışmaların, sahte pasaportla yurtdışına kaçmaların, yaralanmaların film gibi geçen bu sürecin sonunda yazmaya başladığında polisiye çıkmış kaleminden. 'Patasana', 'Beyoğlu Rapsodisi', 'Kukla', 'Sis ve Gece', 'Şeytan Ayrıntıda Gizlidir' gibi 'bestseller' romanlar arka arkaya gelmiş. 'Yazarın kişisel üslubunu belirleyen şey tarihidir' diyor zaten... Ona Türkiye'nin Dan Brown'ı dersek haksızlık ederiz. Hatta ayıp ederiz! Zira biz Brown'un 'Da Vinci'nin Şifresi', 'Melekler ve Şeytanlar' gibi polisiye kitaplarını sular seller gibi ezberleyip yere göğe sığdıramazken Ahmet Ümit'in hiç de iyi fikirleri yok bu kitaplar hakkında.
"Bunlar edebiyat değil spekülasyona dayanan malzemelerdir" diyor biraz da kızarak. Tarihsel olaylar, Susurluk gibi toplumsal vakalar, gerilim dolu hikayeler anlatmayı seven Ahmet Ümit bir sürpriz yaptı ve son kitabında aşkı anlattı. Hem de ne anlatmak! 'Aşk Köpekliktir' adını verdiği kitabını anlatırken öyle laflar etti ki, ortalık fena karışacak. "Çok satan kitaplara bakın hepsinde 'aşk şöyle iyidir, aşk öyle güzeldir' diyor. Yalan! Bu konuyu sulandırıyorlar. Kadınlar aşkla aldatılıyor aslında diyor. Bence herkesi düşündürtecek bir laf!
* Türkiye'nin en ünlü, en çok satan polisiye yazarı özellikle de toplumsal ve tarihi konularda yazmayı seviyorsa neden bir gün çıkıp da aşk öyküleri yazar?
Ben polisiye yazarken de suçtan yola çıkarak hayat ve insanları anlatmaya çalışıtım. Aşktan yola çıkarak da insanı anlatıyorum. Ama kitabın ismini 'Aşk Köpekliktir' koymamın nedeni şu: Son 10 yılda Türkiye'de aşk konusunun bizim edebiyatçılarımız tarafından çok fazla sulandırılması, bunun tecimsel bir hale getirilmesi, aşkın doğru bir şekilde anlatılmaması. Aşk Türkiye'de en çok satan konudur. Çünkü Türkiye'de en çok kitabı kadınlar okur. Kadınlar bir uyanış içerisindedir ve kadınların kendilerini erkeklerden biraz daha üstün hissettikleri tek alan aşktır. Bu yanlış bir şey bana göre! Kadınların erkeklerle eşitlendikleri yer hayatın kendisi olmalı. Gazeteyse gazete, fabrikaysa fabrika, okulsa okul olmalı. Aşkta zaten bir eşitlik yok ki! Aşk bir eşitsizlik durumudur. Eşit olduğun zaman aşk biter. Aşkı, aşkın dinamiğini sağlayan şey bir tarafın daha az sevmesi, öteki tarafın daha çok sevmesidir. 'Ben seni çok seviyorum, sen beni sevmiyorsun' diye peşinden koşar ona ulaşmak için elimizden gelen her şeyi yaparız aşk böyle bir eşitsizlik durumudur. Ama şu sunuluyor: Aşk iyidir, aşk güzeldir, kadın aşkla kurtulur. Hayır kadın aşkla filan kurtulmaz, kadğn aşkla aldatılır.
* Çok büyük laf!
Çünkü aşk geçer, hayat kalır... Ne kadar coşkulu, ne kadar büyük olursa olsun, aşk bir süre sonra biter. Geriye hayat kalır ve hiçbir aşk hayattan daha büyük değil, en büyük olan şey hayattır, aşk bunun öğelerinden bir tanesidir; doğru yaşanır iyi yaşanır aklı başında yaşanırsa... Aklı başında derken köpek olmayı da kastediyorum, çünkü onurundan gururundan, benliğinden vazgeçmeden aşık olamazsınız.
* Çok acımasız bakmıyor musunuz?
Aşk böyle bir şey değil mi Allah aşkına
* Onurundan, gururundan vazgeçerek mi seviyor herkes!
Sevmek ayrı bir şey. Sevmek karşılıklı iki makul insanın bir araya gelip karşılıklı bir şeyler alıp vermesidir. Aşk ise 'sen ben ol, ben sen olayım" demektir.  Bu palavra Platon'un bir kitabında bahsettiği şeye dayanır. Bir zamanlar insanoğlu eril ve dişi olarak tek bir varlıkmış birbirine yapışık ve muhteşem gururlu bir yaratığın kimseye ihtiyacı yokmuş. Zeus denilen bir sakallı var ya(!) bunları ayırmış. Ondan sonra bu iki parça öteki parçayı aramış hep. Onu bulduğumuz an aşkı buluruz diyorlar. Ne güzel ama yalan! Böyle bir şey yok. Her insan tektir, hiçbir insanın ruhu, öteki insanın ruhuna benzemez, hepimizin ruhu farklı. Dolayısıyla aşk iki kişilik bir yey değil tek kişiliktir. Aşkı sen yaşarsın ben yaşarım, kafamızda bir hayal yaratırız, o hayalin peşinden koşarız. İki insanın eşit derecede birbirini sevmesi mümkün değildir. O yüzden aşk yıkıcı bir şeydir.
* Aşka karşı neden bu kadar öfkelisiniz anlamadım.
Yalan söylüyorlaaar, insanları kandırıyorlaaar.
* Sorabilir miyim acaba, kuyruk acısı mı var?
Aşk acısı çektim tabii, ben de aşık oldum, süründüm.
* Ne zaman, nerede, nasıl?
Oralara girmeyelim, evli barklı adamım (gülüyor).
* Aşkın iyi yanları kadar kötü yanları da var tamam ama aşk köpekliktir, çok sert bir laf değil mi?
Yanlış mı? Bir yazarın görevi insanları kışkırtmaktır. İnsanları kışkırtmak için bunları söylüyorum. Aziz Nesin bu işi çok iyi yapardı. Şimdi bunu ben yapıyorum. İnsanlar bunu tartışsınlar ya... Aşk iyidir, güzeldir, bizi bulutlara çıkarır... İnsanlar bu yüzden öldürülüyor! Dünyada cinayet nedenlerinden ilk üçünden biri aşk. Bunu kimse söylemiyor ama... bunu atlıyorlar aşk yaşayacağız diye. Sonra aşk bitiyor; büyük bir depresyon, büyük bir yıkım, başkasını öldürmek belki, hayattan zevk almamak. Aşk aysberg gibi; gördüğüm kısmı iyi de, altta acılar var. Bunları bilerek aşk yaşansın ben aşk yaşanmasın demiyorum ki. Ben tartışma açıyorum. Bunları bilelim, aşkın bu olduğunu bilelim, öyle yürüyelim. Ben aşkın öteki yüzünü, karanlık yüzünü, muhteşem bencilliğini, korkunç cesaretini anlatmaya çalışıyorum. Görkemli yanılsamadır aşk...
* Birisi çıkıp 'Sen bu konuda ne biliyorsun da bu kadar ahkam kesiyorsun kardeşim' dese?
Hasbelkader yazıyorum. Beğenmeyebilir okur tabii; saçmalamış herif der, bir daha da kitabımı almaz, yapacak bir şeyim yok.
* Aşkı yücelten, aşkla ilgili yazan çok yazar var; onlara mı kızıyorsunuz?
Sadece bir kişi yok, bir sürü... Son zamanlarda böyle bir anlayış oluştu. Çok satanlara bak, hepsinin isminde 'aşk bilmem ne oldu' var. Ben aşk lafını kullanmak istemiyordum ama öyle bir noktaya geldi ki, kullanmazsam çok light olacak. Ahmet Ümit de sert bir yazar, polisiye yazarı, aşkın yanına köpekliği koydum ki nötralize etsin.
* Fena karışacak ortalık.
Umrumda değil.
* Niye aşk köpekliktir peki?
'Aşk köpekliktir'in doğru bir tarafı da şudur, sadakat. Aşık olan bir insan körü körüne sadıktır, her şeyden vazgeçer, brak başkalarıyla beraber olmayı, beslenmeyi, yemeyi, çalışmayı unutur. Ama sonra öfkelendiği zaman köpekten daha zalim olur, parçalar, öldürür. Yanlış bir şey değil mi bu. Sert bir şey ama bazen sert söylemek lazım. 'Aşk çok güzel' diyorlar. Bu yalan! Olmuyor böyle şeyler. Flört, sevgiler kendi içinde güzel olabilir, benim bahsettiğim gerçek aşk! Bütün benliğinden vazgeçmekten söz ediyorum.
* Sizin yaşadığınız böyle bir aşk mıydı?
E tabii. Aşk öyle olacak zaten. Başka türlü aşk yaşanmıyor. Her şeyden vazgeçeceksin, hayatını riske edeceksin. Aşk bence budur, aşk o zaman aşk olur.
Röportaj: ŞİRİN SEVER
|
