|
|
Bunun adı 'Kentsel' sürünme!
Dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Küçükçekmece Belediyesi'nin ortaklaşa düzenledikleri bir basın toplantısı vardı. Adı ve içeriği gerçekten etkileyici: Kentsel Dönüşüm Projesi ... Biz de bu basın toplantısına davetliydik. Sabah toplantıya yetişmek için yola çıktığımızda şaşkına döndük. Ataköy'den Levent'e gidilecek güzergahların tümü kilitlenmişti. İstanbul hareket etmiyordu. Ve İstanbul'un yolları metalleşmişti.... Ataköy'den İncirli'ye yarım saatte varabildik. Aynı saatlerde Kilyos'tan yola çıkan bir arkadaşım aradı. O bölgede kar yağışının yoğunluğu daha fazlaydı ve trafik hiç hareket etmiyordu. Arkadaşım 1.5 saatte Maslak yoluna çıktığını ve orada beklediğini söylüyordu. Karşılıklı adım adım İstanbul'un merkezine ulaşmaya çalışıyorduk. Saat 11.00'da Başkan Topbaş'ın katılacağı toplantıya yetişmem mümkün değildi. Çünkü o saatte ben ancak Haliç Köprüsü'ne ulaşabilmiştim. Haliç Köprüsü'nden Dolapdere sapağına yarım saatte ulaşabildim ve oradan çıkış yolu bulmaya çalıştım. Dolapdere, Harbiye, Nişantaşı yolundan Fulya'ya indim ve ara sokaklardan Balmumcu Camhan'a 2 saat 30 dakikada ulaştım. Anadolu Yakası'ndan Avrupa'ya geçenlerin yaşadıkları ise tam bir felaket. Yaklaşık 5 saatte karşıya geçebildiler... Sabah Gazetesi'nin merkezine ulaştığım saaatlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da Levent'teki basın toplantısına yeni gidebilmişti. Tam 1.5 saat gecikmeyle... Şimdi bir kent düşünün ve onun tepesindeki yönetici saatini önceden açıkladığı bir toplantıya 1.5 saat geçikmeyle gidebiliyor. Bu ne anlama geliyor? Bunun anlamı açık, artık İstanbul bu yükü kaldıramıyor. Peki şimdi ne yapılmalı? Geçmişte İstanbul'u yönetenler temel çözümler yerine kavşak ve üst geçit yapımıyla uğraştıkları için bugüne geldik. Artık geçmişe atıflar yaparak İstanbul'un geleceği kurtulamaz. Bugüne ve geleceğe bakmalı. Başkan Topbaş, Kentsel Dönüşüm Projesi'ni anlatırken önemli bir tesbitte bulunuyor: "İstanbul'a artık neşter vurmanın zamanı geldi." Evet vurmalı. Peki bunu kim yapacak? İstanbullu sizi bunun için seçti. Ne yapılması gerkiyorsa, yapın. ' Neşter' mi vuracaksınız, 'plansız' alan mı bırakmayacaksınız, o sizin işiniz. Sözün bittiği yer burası işte. İstanbullu söz değil, icraat bekliyor...
|