|
|
|
|
|
Ben seksi bir kadın değilim
|
|
'Seksi' aktrist Angelina Jolie'den SABAH'a özel: Beni niye sürekli en seksi kadın seçiyorlar ki; değilim.
Türkiye'ye gelmek isterim. Çok erkek hayranımın olduğunu biliyorum. Oralara gelip hayranlarımı yakından görmeliyim. Kendimi seksi bulmuyorum. Tek başına çocuk büyüten bir kadınım, bir anneyim. Bu nasıl seksi olur? Nasıl beni en seksi seçerler? Kadın hayranlarımın da çok olduğunu biliyorum. Kadınların ilgisi beni şaşırtmıyor, tahmin edebiliyorum.
Sizce ben seksi miyim?
Bu soru hemen her ülkede dünyanın en seksi kadını seçilen Angelina Jolie'ye ait. Şaka mı yapıyorsunuz diye cevap veriyorum, gülüyor Jolie, Türkiye hakkında bir çok şey duyduğunu ama fırsat bulup gelemediğini söylüyor ve ekliyor "Orada hayranım çoksa mutlaka gelmeliyim".
Birazdan dünyanın en seksi kadınıyla görüşeceğim. Nasıl heyecanlıyım anlatamam. En seksi erkekte böyle hisseder miydim onu bile bilmiyorum. Önce Angelina Jolie'yi tanımayanlar için kısa bir özet. 1975 Los Angeles doğumlu. Zengin bir aileden geliyor. Angelina daha çok küçükken anne ve babası boşanıyor. Angelina ise aktrist olan annesi Marcheline Bertrand'ın yanında kalıyor. 11 yaşında tiyatro okuluna gidiyor. 16 yaşına geldiğinde ise evi terk edip kendi başına yaşamaya başlıyor. Para kazanmak için de modellik yapıyor. Aynı zamanda New York Üniversitesi'nde sinema okuyan Jolie'nin Hollywood'a adım atmasını sağlayan film Cyborg II. Film eleştirmenlerce çok kötü bulunmasına rağmen, Jolie'ye büyük ün getiriyor. Ardından oyuncu Jonny Lee Miller ile evleniyor. 2000 yılında ise boşanıyorlar. Jolie'yi bugünlere taşıyan filmleri arasında kuşkusuz biseksüel bir top modeli canlandırdığı GIA ve başrolünü Winona Ryder ile paylaştığı Girl Interrupted var. Hatırlarsanız bu son filmde akıl hastası bir genç kızı canlandırmış ve Oscar'ı evine götürmüştü. Jolie, sinema kariyerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler'in iyi niyet elçisi olarak da adını çokça duyuruyor. Özellikle Tanzanya, Pakistan ve Sudan'a yaptığı ziyaretler dünya basınının çokça ilgisi çekmişti. Jolie 2001 yılında Kamboçya'ya yaptığı ziyaretlerden birinde Maddox isimli bir çocuğu evlat edindi. Aynı ziyarette Tomb Raider filminden kazandığı 12 milyon doların 5 milyon dolarını Kamboçya Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne bağışladığını açıklamıştı. Karşımda hem güzel hem seksi hem de yaptıklarıyla melek lakabını alacak bir kadın var yani. İsminin de anlamı buymuş aslında, sonradan öğreniyorum. Jolie'nin karşısına röportaj için oturduğumda garip bir şaşkınlıkla her yerini incelemeye başlıyorum. Ne giymiş, saçları nasıl, parmakları gerçekten de söylenildiği kadar uzun mu? Angelina Jolie alışık, bir süre onu baştan aşağı süzmeme izin veriyor sonra soruyor: "Türkiye'den mi geliyorsunuz gerçekten? Biraz uzak değil mi?" Jolie ile büyük İskender filminin basın haftası çerçevesinde bir sohbet gerçekleştirdim. Etkilenmedim desem yalan olur çünkü bu küçük ve narin gözüken kadında müthiş bir şeytan tüyü var.
HER KADIN GİBİYİM BEN DE
Bu kadar güzel olmak için ne yapıyorsunuz? Yani nedir sırrınız? (Başını öne eğiyor utanmış gibi yapıyor ve gülüyor. Sonra gerçekten soru mu bu diye bir süre bakıyor. Ciddi olduğumu anlayınca cevap vermeye karar veriyor.) Hiç özel bir şey yapmıyorum. Gerçekten de... Ben de her kadın gibi kendime dikkat ediyorum kadar. Ama biliyor musunuz, anne olmak insanı güzelleştiriyor. Şimdi bir oğlum var ve onun beni güzelleştirdiğine inanıyorum.
Doğurmak güzelleştirir derler aslında, siz ise onu evlat edindiniz. Bence bir çocuğa bakmak, onunla ilgilenmek, sürekli onunla olmak önemli, doğurmak değil. Onunla olduğum için mutluyum huzurluyum ve bu beni güzelleştiriyor. Bunu çok iyi biliyorum.
Peki bu kadar seksi gözükmek için özel olarak ne yapıyorsunuz? Yani belli bir bakış, bir duruş, dudakların daha dolgun gözükmesi falan... Yani şunun sırrını bir söyleyiverin. Çoğu kadın sizin gibi gözükmek istiyor. (Minik bir kahkaha atıyor, sonra bir süre susup gözlerimin içine bakarak soruyor) Sizce ben seksi miyim?
Ciddi olamazsınız. Herhalde dalga geçiyorsunuz. Hayatımda sizden daha seksibir kadın görmedim. Ben kendimi seksi bulmuyorum.
Nasıl yani? Kendimi seksi bulmuyorum. Niye sürekli beni dünyanın en seksi kadını olarak seçiyorlar bilmiyorum. Yani evli değilim, tek başıma bir çocuğu büyütmeye çalışıyorum yani bir anneyim. Bu nasıl seksi olur ki?
Siz olsanız en seksi olarak kimi seçerdiniz? Benim dışında herhangi biri olabilirdi.
Türkiye'de çok hayranınız var. Sadece erkekler değil kadınlar da çok beğeniyor sizi. Bu ilgi sizi şaşırtmıyor mu? Kadınların ilgisi beni şaşırtmıyor, tahmin edebiliyorum.
Bunun biseksüel olduğunuza dair açıklamalarınızla ilgisi olabilir mi? Olabilir. Kadın hayranlarımın çok olduğunu biliyorum.
Dünyanın çok değişik ülkelerini gezdiniz. Niye hiç Türkiye'ye yolunuz düşmedi? Olmadı gerçekten de. Gelmeyi çok isterim. Çok anlatan var. Hem siz de çok hayranınız var diyorsunuz, özellikle erkekler (gülüyor). Ben de belki oralara gelip hayranlarımı yakından görmeliyim.
Büyük İskender filminde İskender'in hırslı annesi annesi Olympias'ı canlandırıyorsunuz. Anne olmanızın bu role bir etkisi oldu mu? Kesinlikle. Herkes Olympias'ı fazla hırslı hatta kötü buluyor ama ben onu bir anne olarak anlayabiliyorum. O döneme bakıldığında yalnız, kocası tarafından aşağılanmış ve elinden hakları alınmış bir kadın portresi çıkıyor önümüze. Elindeki tek şey oğlu İskender. O da oğlu için bir takım hırslar barındırıyor içinde. Bundan daha doğal bir şey göremiyorum ben.
BAŞKA ÇOCUKLAR DA İSTERİM
Siz de oğlunuz için hırslı mısınız? Kim olmaz ki? Tabii ki o dönemdeki gibi olmaz ama benim da başka hırslarım var. Örneğin iyi yetişsin, mutlu olsun gibi...
Oğlunuz daha çok küçük ama sizinle bütün setlere geliyor. Ne iş yaptığınızı biliyor mu? Hayatımda ondan başka hiçbir şey yok. Hep onunla olmak, bütün saatlerimi onunla geçirmek istiyorum. Bu yüzden benimle setlere bile geliyor. Ne yaptığımı bilip bilmediğine gelince galiba daha algılayamıyor. Televizyonda beni gördüğünde benim oradaki kadın olduğuma inanmıyor. Geçenlerde bir arkadaşının annesi benim ne iş yaptığımı sormuş. O da bilmiyorum diye cevap vermiş. Komik değil mi? (Gülüyor)
Sizin başka çocuklar da evlat edinmek istediğinizi duymuştum. Hatta Rusya'da bir çocuk bulmuşsunuz ama size vermemişler. O Rusya işi tamamen yalan haber. Öyle bir şey asla olmadı. Oraya gittim ama ziyaret içindi. Başka çocuklar evlat edinme konusuna gelince, evet çok istiyorum. Bakalım başarabilecek miyim?
Hakkınızda sürekli haberler çıkıyor. Bir gün onunla bir gün bununla, öteki gün çocuk evlat ediniyor diye. Bunları nasıl karşılıyorsunuz? Ne yapabilirim ki izliyorum. Hayatımda sadece oğlum var ama basın bazen beni çok yoruyor.
Büyük İskender filminde canlandırdığınız karakter bir sürü yılan besliyor. Yılanlı sahnelerde korkmadınız mı? Yılanlara bayıldığımı söyleyemem ama galiba iyi anlaştık. Filmdeki sahneler çekilmeden önce yılanlarla epey bir süre çalıştım. Nasıl tutmam lazım, nasıl davranmam gerekli , hangi hareket onları ürkütür diye... Sonuç başarılı oldu. Pek bir problem yaşamadık, kardeş kardeş geçindik gitti. (Gülüyor.)
Filmde en zorlandığınız sahne hangisiydi? Colin (Farrell) ile olan kavga sahnesinde zorlandım. Çünkü o sahnede hem şiddet hem adrenalin hem de duygusallık vardı. Evet kesinlikle en zor sahnem o oldu diyebilirim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|