| |
|
|
Atatürk'e saldıranlara tarih tokadı
Dün bu köşeden Atatürk'ün ölüm saatiyle ilgili dedikoduları ve saçma sapık iddiaları sona erdirecek kanıtları sunmuştum. Bugün yine bir başka saçmalıktan söz edeceğim size. Neymiş öldükten sonra siyah takım elbiseler giydirilerek tabuta konmuşmuş(!) Bakın tarihçiler ne diyor: "Bu zırvanın irdelemesine hiç girmeden doğrudan, öldükten sonra Atatürk'e neler yapıldığını verelim. 11 Kasım sabahı; gerekli devlet töreni nedeniyle, defin işleminin uzun zaman sonra olabileceği düşüncesiyle hekimler, Atatürk'e tahnit yapılması (vücudun bozulmasını önlemek için ilaçlanması) kararına varırlar. Çünkü cenaze töreni için yabancı konukların gelmesi, gömülecek yerin belirlenmesi ve mezarın hazırlanması zaman alacaktır. Tahnit kararı için yazdıkları 11 Kasım 1938 tarihli raporda: 'Aşağıda imzası bulunan tabipler, Atatürk'ün tedfin merasimi yapılıncaya kadar naaşın muhafazası için aşağıda yazılan mahlul ile usulü dairesinde Gülhane teşrihi marzi (patolojik anatomi) Profesörü Dr. M. Lütfü Aksu tarafından tahnit yapılmasına karar verilmiş ve bu tahnit derakep (hemen) yapılmıştır' (15) denilir. Kullanılan sıvının birleşimi verilir ve 10 doktorun imzası yer alır.
15 yıl sonra tabut açılınca!..
Tahnit işlemi 11 Kasım öğleden evvel yapılır. Tahnitten sonra yapılan diğer işlemlerin neler olduğunu, yani bu arada, Atatürk düşmanlarının dediği gibi, elbiseler giydirilerek tabuta konup konmadığını sonraya, tabutun açılmasına bırakalım. Tahnitten sonra tabuta konan naaş, 16 Kasım'dan 18 Kasım gecesine kadar halkın ziyaretine açılır. 19 Kasım'da cenaze namazından sonra Ankara'ya yola çıkarılır. 20 Kasım'da Ankara'da törenle karşılanır ve TBMM önünde katafalka konur. 21 Kasım'da geçici kabir olarak belirlenen Etnoğrafya Müzesi'ne getirilir ve hazırlanan mermer lahdin üzerine konur. Anıtkabir'e defnine kadar 15 sene tabut içinde buradadır. 9 Ekim 1944'te Anıtkabir inşaatına başlanır ve 1953 Kasım ayı başında bitirilir. 10 Kasım 1953'te de Anıtkabir'de mozolenin altındaki özel yerde toprağa verilir. Toprağa verilmeden bir gün önce de İstanbul'da hazırlanan tabut, bir kurul huzurunda açılır. Kurul Üyeleri: Adnan Menderes - Başbakan Refik Koraltan - Meclis Başkanı Kemal Zeytinoğlu - Bayındırlık Bakanı Kemal Aygün - Ankara Valisi Atıf Benderlioğlu - Ankara Belediye Başkanı Abdulhalik Renda - Meclis eski Başkanı Naaşın muayenesi için görevliler: Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu Doç. Dr. Cahit Özen Dr. Şeref Yazgan Salih Kebapçı (Otopsi Teknisyeni) (16) Bu kurul tabutu, Prof. Dr. Mutlu'nun teknik nezaretinde, 15 yıl sonra açar. Tabutun açılma olayını, hem Mutlu, hem Özen ayrı ayrı yazarlar ve yayımlarlar. Ayrıca kurul tarafından açılma olayı bir raporla tespit edilir. İki tıp adamının yazdıkları, gözledikleri durum yönünden birbirinin aynıdır. Tabutun açılmasından sonra görülenleri anlatabilmek için bazı cümlelerini aktaralım. Aktaralım ki, tabuta elbise ile mi konmuş, yoksa başka şekilde mi konmuş görelim. Bu arada şunu anımsatalım. Atatürk'ün naaşı, ölümünden yaklaşık 24 saat sonra tahnit edilir, tahnit işleminden sonra, şimdi açılmasını anlatacağımız tabuta konur. Arada başka işlem yoktur. Yani elbise giydirildiyse, tabut açılınca bunun görülmesi gerekir." Sözü, sonradan Adli Tıp Başkanlığı da yapan Prof. Dr. Cahit Özen'e bırakalım:
Yüzü bütün hatlarıyla belliydi
"Etnoğrafya Müzesi holünde mermer bir set üzerine konulmuş bulunan ve gül ağacından yapılmış Atatürk'ün tabutu Prof. Dr. Kamile Mutlu'nun verdiği direktif üzerine vidaları sökülerek açıldı. Tahta tabut içinde madeni bir sanduka bulunuyordu. Sanduka, içinde gaz birikmiş olması olasılığı düşünülerek, önce bir burgu ile delindi. Gaz ve koku çıkmadığı anlaşılınca (madeni) sanduka kısmen açıldı. İçi muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı ile dolu idi. Tahta talaşı sandukanın alt kısmına (ayak kısmına) doğru toplan(dı)... Önce tahta talaş içinde cesedin sarılı bulunduğu muşamba ve sonra beyaz kefen içinde, parafinli sargılarla sarılmış bulunan, Atatürk'ün yüzü göğsüne kadar açıldı. Derisi hafif kahverengi bir hal almıştı.Fakat yüzü gayet iyi ve bütün hatları ile bozulmadan duruyordu. Prof. Dr. Kamile Mutlu: 'Tahnit çok iyi yapılmış, ceset bu şekilde bozulmadan yüzyıllarca kalabilirdi, keşke bu tahnit bozulmasaydı' dedi. Merasimin yapılacağı 10 Kasım günü sabahı, tahnit tamamen açıldıktan sonra cesedin tekrar kefenlenerek başka bir tabut içine konulacağı bildirildi. Madeni sanduka tekrar lehimlenerek kapatıldı..." Görüldüğü gibi Atatürk'ün naaşına elbise giydirilmemiş, normal kefenlenmiş, tahnit yapıldığı için kefenin yanı sıra ek işlemler yapılmış. Tahnitten sonra vücut parafinli sargılarla sarılmış, sonra kefene konmuş, kefen muşamba ile sarılmış, madeni sanduka içine konmuş ve etrafı ilaçlı talaşlarla doldurulmuş ve örtülmüş, madeni sanduka hava almayacak şekilde lehimlenmiş, sonra bu sanduka gül ağacından yapılmış bir tabutun içine konmuş. Raporlara göre: "Kurşundan mamul (yapılmış) olan ikinci tabut ve bunun içindeki kauçuk örtü, yine huzurumuzda açtırılmış ve içinde aziz Atatürk'ün kefene sarılı tahnit edilmiş naaşı hiç bozulmamış bir şekilde görüldükten sonra, bu kurşun tabuttan çıkarılarak ebedi istirahatgahına tevdi edilmek üzere yeniden yaptırılmış olan ceviz ağacından mamul tabuta alınmıştır."
|