Dil bozumu
Utanmalı mı, öfkelenmeli mi? Utanç hak edenin olsun, bize öfke düşsün. Onlar da bugün "Atatürk'ü anacak". Lakin, savaş kaybedip işgal edilmiş bu topraklarda Mustafa Kemal'in ilk kimliğinin "direnişçi" olduğunu düşünmeden, Irak'taki "direniş"e işgalci diliyle "operasyon düzenlemek" demekten utanmayacaklar. Adı "özgürlük" olan "büyük gazete"nin diline bakınız.
*** Başlık: "Felluce Savaşı". Sayıca, silahça üstün işgalci ordu da buna "savaş" diyor. Oysa karşısında ordu yok; sadece direnişçi var. Fotoğraf: Minare hizasında mevzide ABD askerleri. Fotoğraf başlığı: "Ev ev, oda oda direnişçi avı". Minare gölgesinde, başka bir dinin sloganları ile minareli kentin insanlarına bomba, kurşun yağdıran, evlerini, odalarını işgal edenlerin tek sıfatı "avcı". İşbirlikçi olmaktansa, topraklarını, evlerini, odalarını, minarelerini savunmak isteyenler ise "av". Hiçbir tiksinme yok. Kusmuk bir dil! Spotlar: "Savaş başladığından beri en büyük operasyon"... "Hedef, Cellat Zerkavi"... "İlk gün 42 direnişçi öldürüldü, 10 bin sivil kaçtı"... "6000'e yakın direnişçinin 2 hafta içinde temizlenmesi bekleniyor"... "ABD Savunma Bakanı Rumsfeld 'sonuna kadar gideceğiz' dedi". İstila ve işgalin adı "savaş". İşgalcinin, işbirlikçi kuvvetlerle, direniş sembolü kente saldırması ise "operasyon." İzmir'e taşıyın bu dili, Antep'e, Maraş'a, İstanbul'a, Aydın'a, Manisa'ya, Adana'ya. Tarihinizi, işgalcilerin ülkenizdeki ilerleyişini bu gazete diliyle, "operasyon" diye okumayı deneyin! Yapabilir misiniz? "Hedef, Cellat" olacak ki, "operasyon" meşru olsun. "Terörizmle mücadele" olsun. Meçhul bir katilin kimliğinde, işgale direniş için silaha sarılan, canını hiçe sayanlar da aşağılansın. Nitekim iç sayfada "direnişçiler" şöyle tanımlanıyor: "Amaç, koalisyon güçlerine saldıran, canlı bombalar yerleştiren, adam kaçıran, Türkler de dahil olmak üzere rehinelerin kellelerini kesen direnişçilerin yuvalarını yok etmek". Bu dili direnişçi arılar soksun, e mi! "Siviller kaçacak". Ama neden kaçtıkları, evlerini, odalarını kimin bombaları yüzünden terk ettikleri önemsiz. Direnişçilerin de "sivil"olduğu, kaçanıyla kaçmayanıyla o halkın parçası olduğu silinecek. "2 hafta içinde temizlenmesi". Demek öyle. Demek bu ancak "temizlik" olabilir. Silahının kanıyla işgalci ve dilinizin kiriyle siz "temizlik"ten söz edeceksiniz. 100 binden fazla ölünün üstüne yenileri, "temizlik" sayılacak. ABD öyle diyecek ve siz bu ülkede, bir Evanjelist komutan, kendisini Tanrı sanan bir Bush, bir işgalci diliyle kusacaksınız. "Sonuna kadar gideceğiz". Demiştir. Onun "son"u ne? Bir fikriniz var mı? Belki bir İngiliz, İtalyan, Fransız, Yunanlı komutan da bir zamanlar öyle demişti. Nedir son? Kaç bin ölü, işgal altında kaç ülke? "Komutanlar 'Tarih yazacağız' diye moral veriyor." Demek tarih böyle yazılır. Kimin tarihi? Nasıl bir tarih? Siz bir işgal tarihinin işbirlikçi katibi misiniz? Bozuk, ayıplı, yamuk gazete dili zaten haberin içinde tam sürçüyor: "Allavi basın toplantısı yaraka...". Aynen öyle. Gazetenin haberinde, işbirlikçi kuklanın "yaparak"ı işte bu hale gelmiş. Artık "yalaka" mıdır, başka şey mi, bilmiyorum. O dile münasip!
*** Türkiye gibi bir ülkede, bir gazetenin, işgalin kanlı, iğrenç sayfasını bu dille anlatması ayıptır. Aynen, tam da işgalcinin direnişe saldırdığı gün, Başbakan'ın Bush'u arayıp seçim için tebrik etmesi gibi!
|