| |
Başbakan'ın evi...
İşin içinde askeriye varsa reflekslerde gözle görülür bir yavaşlama oluyor... Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her kurum gibi demokratik denetime ve eleştiriye açık olduğunun kabulü belli ki bir zaman alacak. Üstelik TSK'nın başında, bunun böyle olması gerektiğini her vesileyle beyan eden, AB standartlarında bir Genelkurmay Başkanı var.
*** Perşembe günkü gazetelerin çoğunun birinci sayfalarının en göze çarpan yerlerinde, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın evine 150-200 metre uzaklıktaki Aksa Camisi'nin minaresinin ucuna Cumhuriyet Bayramı provası yapan bir Fantom uçağının çarptığı yer aldı. Kazanın hemen ertesinde, Milli Güvenlik Kurulu toplantısı için evinden ayrılan Başbakan Erdoğan'ın vatandaşların toplandığı olay yerine gelip bazı parçaları arabasına koydurarak MGK'ya götürdüğü de yazıldı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı kazayı "istem dışı" olarak niteledi. Açıklamasını uzatmadı. Halbuki, olayı nakleden gazetelerde, uçuş eğitimi yapan savaş uçaklarının 67 metrenin altına inmemesi gerektiği, minarenin alemini uçuran uçağın ise bu kuralı delerek belirlenen yüksekliğin 29 metre altına indiği yazıldı.
*** Cuma günkü gazetelerde "Keçiören halkının yüreğini ağzına getiren olayla ilgili olarak Hava Üs Komutanlığı'nın soruşturma başlattığı, olayla ilgili detaylı bir rapor hazırlanacağı" belirtildi. Cumartesi günkü gazetelerde ise minarenin alemini Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın tamir ettireceği yer alıyordu. Milliyet gazetesi ise, Aksa Camisi'nin boynu bükülmüş aleminin üzerinden uçan askeri uçakların resmini koyduğu haberinde şunları vurguladı: "Cumhuriyet provaları sırasında Başbakan Erdoğan'ın, Subayevleri semtindeki evinin yakınlarındaki Aksa Camisi'nin alemine çarpan F-4 tipi uçaklar, dün de aynı güzergahı kullandı. Minarenin alemini Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın tamir edeceği öğrenilirken, kaza yapan pilotun dün de aynı uçakla uçtuğu belirtildi."
*** Bizde uzun bir süredir "fikri takip" ölmüş vaziyette... Örneğin, KKTC'de C-4 bombaları ile yüklü bir araba tespit edilmiş, sahibinin subay olduğu anlaşılmış ama arkasından ses soluk çıkmamıştı. Şimdi açılan soruşturmanın ve sonuçlarının da takibi yapılmadığı için kamuoyuna yansımaması ihtimali var. Başbakan'ın evinin yanı başında bu kadar alçaktan uçarak uçuş talimi yapmak normal midir? Bunu herkes özel konuşmalarda ısrarla sorsa da, sorunun cevabının açıkça verilmediği görülüyor. "İstem dışı" kazayı yapan pilotun ise aynı uçuşu önceki gün gerçekleştirdiği, gene gazete haberlerinde yer almakta...
*** Demokrasi saydamlık rejimidir... Vergiyi verenin bunun peşine düştüğü, olup biteni tüm ayrıntılarıyla öğrendiği rejimdir... Hava Kuvvetleri ile ilgili son kaza haberinin yanında, Ege'de de gittikçe dozunu artıran bir Yunan-Türk gerginliğinden söz ediliyor... Yunanlılar, Türklerin hava sahalarını ihlal ettiğini ileri sürerek ortalığı ayağa kaldırıyor, Türkiye ise "Olimpiyat Oyunları nedeniyle azaltılan uçuşların eski haline döndüğünü" söylüyor... Bu konuda da geniş ve doyurucu bir bilgi alınamıyor.
*** Türkiye kritik bir eşikte... 17 Aralık AB Zirvesi yeni bir dönemin çok önemli bir durağı... Bu noktada Ege'de ortaya çıkacak gereksiz bir krizin, Başbakan'ın evinin üzerinden yapılan alçak uçuşun riskleri daha ciddi bir şekilde ele alınmalı... "İstem dışı" kaza istenmiyorsa, istem dışı olaylara yol açacak tutumlardan da kaçınılmalı.
|