|
|
|
|
|
|
Diziyi sinema gibi yapıyorum
TV dizileri bu kadar artmasa eski oyuncular hatırlanır mıydı? Kimse açlıktan ölmüyordu, bir yaşam biçimleri var, devam ettiriyorlardı yaşamlarını ama belki bu kadar keyif almıyorlardı hayattan, belki üretkenlikleri durduğu için mutsuzlardı. Onlara bir canlılık kattı tabii.
* TV dizisinden alınan keyifle sinemadan alınan keyif aynı mı? Ben 'Gülüm' filmi için Zeki Ökten'den teklif aldığımda, 10 dakikalık bir rolüm vardı. Ama hikayenin tutucu sütunlardan biriydi. Üç gün uyuyamadım, o kadar heyecanlandım. Sinema tabii ki başka. Ben diziyi yaparken sinema gibi yapıyorum; o emeği veriyorum.
* 90 film yaptınız ama çoğu için 'ayağı yere basmayan filmlerdi' diyorsunuz. Tepenizde Yılmaz Güney gibi bir hoca olmasına rağmen neden tercihlerinizde yanıldınız? Benim dönemimde ne kadar çok film yaparsan o kadar aranılan sanatçı olursun. Bir teklif geldiği zaman, bir haftada ne yapabilirsiniz? Sinemacılık oynuyorlardı. Bugün oyunculuk yaparken sete gittiğim zaman Hollywood'dayız sanıyorum! Makyözünüz, kuaförünüz, sanat yönetmeniniz var. Oysa üstümüzü giymek için kapı çalardık, 'acaba sizde üstümüzü değiştirebilir miyiz' diye eskiden. O kadar yokluk içindeydik. Fakat arkaya dönüp bakıyoruz, o saçma bulduğumuz sinemayı bugün liseye giden çocuklar izliyor! O dönemin sinemasını seviyorlar, çünkü orada bir romantizm var, bir masal var. Bugün kaybolan bir şey...
* Yılmaz Güney'den ayrıldıktan sonra sahneye çıktınız, hiç tepki göstermedi mi buna? Aksine bana açtığı telefonlarda bu işi çok seviyeli yürüttüğümü, beni izlemek istediğini söylerdi.
* Bir gün hapisten çıktığında sizi sahnede izlemeye gelmiş. Ne hissetiniz o an? Uff.. Çok feci heyecanlandım.
Fotoğraflar: KORKUT KALAYCI
|
|
|
|
|
|
|
|
|