|
|
Elem tere fiş, kem gözlere şiş!
Kötülüklerden korunmak mümkün mü? İnsan tahtalara vurarak, nazar boncuğu takarak ya da muska taşıyarak kendini sakınabilir mi? Son günlerin popüler deyişiyle 'negatif enerji', pozitif düşünceyle kovulabilir mi? "Ay bize kocakarı muhabbeti yapma Ayşe" demeyin. Bu işlerle en dalga geçenlerin bile gün gelip 'Naz Suresi' okuduğunu bilirim (bkz: babam). Valla ne yalan söyleyeyim, nazar-göz muhabbeti en büyük kötülüktür benim için. Kem gözle bakanın gözü çıksındır yani. Sizin inancınız nedir, nasıldır bilemem ama Ressam Günseli Kato, bu enerji-sakınma- korunma durumlarına manzara koymuş. Hafta sonu Maçka G-Mall'da sinemadaydık. 'Kutup Çizgisi Aşıkları'nda. Hani bazı filmlerden sonra birkaç saat kendinize gelemez, bir kadeh içmek ya da yalnız kalmak istersiniz. Kısaca filmi sindirmeye ihtiyacınız vardır yani. İşte tam da öyle bir film arkası, sersemlemiş dolanırken baktık G-Art'da Günseli Kato'nun sergisi var. 'Sakınmak'. Eserlerde balıklar, muskalar, nazarlıklar, kalpler, haçlar, kuşlar sonra Hz. Süleyman'ın ayağı, kınalı eller... Kısaca bin yıllardır insanoğlunun korkulardan, kötülüklerden arınmak için kullandığı semboller, idoller, tılsımlar kullanılmış. Biraz daha bilgi edinesim tutmuşken, Günseli Kato'yu yakaladım ve kaynadım. Kato 1981 yılında Topkapı Sarayı minyatür sanatı uzmanıyken burs kazanıp Japonya'ya gitmiş. Orada 70 yaşındaki kayınpederi Takuo Kato ile tanışmış. Takuo Kato'nun İslam seramiği müzesi varmış. Günseli Hanım kendisinden o kadar etkilenmiş ki, seramik sanatını öğrenmek için yanında çalışmaya başlamış. "Takuo Kato'ya aşıktım, hâlâ da aşığım" demez mi? Tabii aşk denince kadın-erkek vaziyetlerine kafam çalıştığı için küçük çaplı bir şok geçirdim. Oysa onun kayınpederine aşkı; sanata aşkmış. Bir öğrencinin öğretmene aşkı, hayranlıkmış. Ve on beş sene Günseli Kato, Japonya'da yaşamış. "Beni ben yapan Japonya'dır" dedi. "E niye döndünüz?" Japonya'da kadınlara çok kötü davranılırmış. Kocaya 'geyşalık' durumu yani. Sanatını ancak geceleri yapabiliyormuş. Kızı da olunca bir gün "Türkiye'ye tatile gidiyorum" diye çıkmış, bir daha geri dönmemiş. 'Kızım Olmadan Asla' hadisesine çeyrek kalmış yani. Boşanması iki sene sürmüş. Hatta hâlâ Japonya'da boşandığı bilinmezmiş. Çünkü boşanmak ayıpmış... Tüm bunları şaşkınlıkla ve tabii ki de merakla dinledim. Ha bu arada saniyede beş soru sorup ressamımızı bayıltmış olabilirim tabii. 'Sakınmak' sergisinin en önemli motifi su. Her resimde mutlaka su işlenmiş çünkü Kato esas suyla tüm kötülüklerin gideceğine inanıyor. Valla suyla, nazarlıkla, muskayla, balıkla... Hiç fark etmez. Aslında işe yarayıp yaramadıkları da mühim değil. Her ne takacak, okuyacak, üfleyeceksek gönlümüze ferahlatsın yeter. Bir de gereksiz bilgi; hiç dikkat ettiniz mi Sumo güreşçileri, güreşten önce avuç avuç bir şeyler atarlar. Hah! İşte attıkları tuzmuş. Japon inancında tuz kötü enerjileri dağıtırmış. Ayrıca Japonya'da her sabah, sokak kapılarının önüne öbek öbek tuz dökülürmüş. Bu Japonlar da bir alem yani. Unutmadan sergi 5 Kasım'a kadar her gün 10.00- 21.00 arası Maçka G-Mall'da. Eserlerin satışından elde edilecek gelir Anne Çocuk Eğitim Vakfı'na (AÇEV) bağışlanacak.
|