AB sürecinde en büyük sıkı müzakereler tarımda yaşanacak. Doğudan giren kaçak hayvanlar bile gündem konusu olacak.
Türkiye, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecindeki en kritik eşiklerden birisini önceki gün atlattı. Ancak, önümüzde Gümrük Birliği veya Kopenhag Kriterleri'nden çok daha zorlu bir süreç olduğu da muhakkak. AB ile, malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı başta olmak üzere şirketler hukuku, rekabet politikası, tarım, balıkçılık, ekonomik ve parasal birlik gibi 31 ana başlık altında yürütülecek müzakereler, bizi hayli terletecek. Müzakere sürecinde Türkiye'yi en fazla zorlayacak konu tarım ve tarım politikaları. AB mevzuatının neredeyse yarısını tarım politikaları oluşturuyor. Komisyon, İlerleme Raporu'nda devlet yardımlarından, doğu sınırından yapılan hayvan ticaretine kadar çok geniş bir alanda tarıma atıfta bulunarak şu noktaya dikkat çekiyor:
DESTEK SAĞLANACAK "Türkiye'de tarım, en önemli ekonomik ve sosyal sektörlerden birini oluşturuyor ve özel dikkat gerektiriyor. Ortak tarım politikasına başarılı katılımı sağlayacak en iyi şartların yaratılması için, Türkiye'de kırsal kalkınma için sürekli çaba göstermesi ve idari kapasitenin iyileştirilmesi talep edilmeli. Türkiye, tarımla ilgili bazı sektörlerin rekabet gücünü artırmak için uzun süreye ihtiyaç duyacak. AB'deki mevcut sistem çerçevesinde Türkiye bu konuda önemli destek alabilecek. Hayvancılık alanında, hayvan sağlığını geliştirmeye, ve katılım sonrasında ortaya çıkabilecek ciddi sorunları önlemek için doğu sınır noktalarındaki kontrole yönelik ciddi çaba harcanması gerekmekiyor. Avrupa Birliği'nde nüfusun yüzde 6'sı tarımla uğraşırken Türkiye'de bu oran yüzde 35 gibi oldukça yüksek seviyede. Bu da 25 milyonluk bir nüfusa denk geliyor. Gelir ve eğitim seviyesindeki düşüklük, küçük sermayeli tarım işletmelerinin çokluğu sorunları daha çetrefilli hale getiriyor. Tarım Bakanlığı bünyesinde, müzakere sürecine hazırlık için yedi ayrı alt çalışma grubu oluşturuldu.