Attilâ İlhan'a ayıp edildi!
Hem de çok! "Sevda şiirlerinin ağır kaptanı", siyah beyaz ekran yıllarımızın "unutulmaz senaryo yazarı" Attilâ İlhan'a karşı, TRT, büyük ayıp yaptı!. İlhan'ın, yıllardır TRT 2'ye yaptığı "Zaman İçinde Yolculuk" programı, sorgusuz, sualsiz, nedensiz(!) ve birdenbire kaldırıldı. Kaldırılmakla kalmayıp, "Şair"e, haber de verilmedi, en küçük bir incelik de gösterilmedi, "kaldırıyoruz" diye bir telefon etme zahmetinde de bulunulmadı! Ve zaten, "büyük ayıp" da buydu!
*** Şimdi, "sana mı düştü tasası" diye sorabilirsiniz! "Ekranlarda her gün, her saat bir şeyler girip çıkıyor, iniyor, kaldırılıyor(!) Attilâ İlhan'ın programı da onlardan biri" der geçersiniz belki. Ama "hayır"; Az biraz ayrıntı hatırlatırsak öyle olmadığını siz de anlayacaksınız.
*** Gelin, sakin düşünelim. Attilâ İlhan, "Zaman İçinde Yolculuk" programını tam 11 yıldır hiç aksatmadan sürdürüyordu. Ne yapıyordu? Haftada bir, yarım saat ekranın karşısına geçiyor, 40'lı yıllardan günümüze uzanan siyasi, kültürel, edebi tanıklıklarını anlatıyor, tarihsel ayrıntılara giriyor, 80 yıllık Cumhuriyet'e ilişkin o hafta gündeme gelen bir meselede geçmişe dönerek analizlerde bulunuyor. Kısacası, "zaman içinde bir yolculuğa" çıkarak "hoş bir sada" niyetine birikimlerini paylaşıyordu. Seyirciyle, okuruyla. Bazen de "cebinde" her daim bulundurduğu şiirlerinden, tadımlıklar da okuyordu, akıcı Türkçe'siyle.
*** Peki? Koca TRT... Toplam altı kanalıyla görkemli bir kurum Halktan ve devletten aldığı vergilerle belli bir "misyon" edinmesi şart bir ekran topluluğu! Her kanalında, her saat, iyi, ya da kötü programlar gelip geçen, özel ekranlardan farklı olması gereken köklü bir kuruluş. Elbette, kendine has kuralları, kendine has yönetmelikleri, kendine has "ticari kaygılar"ı da olan bir şirket! O halde, şimdi, bir seyirci, bir yurttaş olarak sormak gerek!
*** Attilâ İlhan, tüm bu "şart" ve "ilke"lerin dışına nasıl çıkıverdi? Seksenine merdiven dayamış, "bin yıllık" birikimlerini sunma, paylaşma konusunda hevesli görünen ve hiç aksatmadan haftada bir stüdyolara taşınan (üstelik tüm bu çalışmaların karşılığında üç otuz para alıp bunu da hiç önemsemeyen ) Attilâ İlhan, nasıl oldu da, bazen zırvalıkların da gelip geçtiği toplam altı kanallı TRT'de yer bulamadı! Peki, 70'lerden, 90'lara kadar olan dönemi, yani, hem siyah beyaz hem de renkli TRT yıllarını, senaryosunu yazıp, yönetimini tasarladığı birbirinden özel ve muhteşem dizilerle dolduran ve bir TRT emektarı sayılan, hatta TRT'den her daim vefa görmesi beklenen Attilâ İlhan'ın haftada bir, yarım saat konuşmaya hiç mi hakkı yoktu? 60 yıla yakındır şiirleri ve romanlarıyla "yıldızlaşan bir kültür adamı" düşünceleriyle de tartışmalar yaratmış bir fikir adamı olan Attilâ İlhan, yani hiç de şana, şöhrete alkışa ihtiyacı yokken, minik bir stüdyoya kapanıveriyor, dünyasını paylaşmayı kabul ediyor, (ki Avrupa ve Amerika TV kanallarında ünlü, deneyimli, kıdemli bir yazara böylesi bir programı yaptırmak mümkün olamazken) peki TRT kurmayları, bunun ağırlığını hiç mi hissetmiyor?
*** Diyelim ki yer bulmadı. Diyelim ki hakkı yoktu. Diyelim ki ağırlığını hissettirmiyor. Peki, hiç mi nezaket yok. Peki, hiç mi elinizin altında telefon yok! Peki, hiç mi "racon" yok! Peki, hiç mi vefa yok! Peki, hiç mi "şiirler" hatrına saygı yok Hatta hiç mi sevgilinize bir Attilâ İlhan şiiri okumuşluğunuz yok... Peki hiç mi kıdemli, tecrübeli, hani derler ya "tarihe tanıklık eden" bir şahsiyete hürmeten bir haber verme yok. Bence, olmalıydı.. Üstad'a söylenmeli, "Zaman İçinde Yolculuk'u kaldırıyoruz Hocam" denmeliydi. O da hiç olmazsa "demek ki buraya kadarmış" diye cevap verebilmeliydi... Hoyratlıktan(!) zaman bulup, kibarca iletmeliydiniz! SİZ BUNA MECBURDUNUZ!
|