Hüzünle besleniyor
"Korkum Yok" albümünü çıkaran Demet Sağıroğlu "Acı ve gözyaşı olgunlaştırır" diyor.
Dört yıl aradan sonra dinleyicinin karşısına "Korkum Yok" albümüyle çıkan Demet Sağıroğlu, kendisine ait olan beş parçadan dördünün hüzün ve acı anlattığını söylüyor.
* Son albümünüzün üzerinden dört yıl geçti. Neden bu kadar ara verdiniz? İlk iki senesi şirket değişikliği, son dönemse repertuvar ve stüdyo çalışmalarıyla geçti. Aslında biraz aksilikler de oldu. Stüdyo İngiliz Konsolosluğu'nun olduğu sokaktaydı. Patlamalarda stüdyo da zarar gördü, akustiği bozuldu. Bu nedenle uzun süre çalışmalarımıza ara vermek zorunda kaldık.
* Artık sahne şovları da çok önemli. Sahnenizi nasıl renklendirmeyi düşünüyorsunuz? Sahnede kullanmak için Latin ve tango dans dersleri aldım. Tabii sahnede baştan sona dans etmeyeceğim ama bunun elime, koluma, zerafetime yansıyacağına inanıyorum.
* Sahneyi özlediniz mi? Aşık insan sevgilisini özler. Benim için de aşk müzik olduğu için şu an tek özlemim seyirciyle olan bire bir diyaloğum. Müziğimle, dansımla, sahnedeki görüntümle ve aldığım dans dersleriyle sevgilime hazırlanıyorum.
* Bu albüm için "Kınalı Bebek gibi olacak" diyorsunuz. Aradaki üç albüm içinize sinmemiş miydi? Kınalı Bebek ilk olduğu için çok özeldi. Bu albüme de en az onun kadar emek verildi. Artık her notası, her kelimesi hücrelerime işledi. Diğer albümlerimde bu kadar uzun çalışma süresi yaşamadığım, içime sineni tamamiyle gösteremediğim için özellikle bu iki albüm üzerinde duruyorum. Onlarda biraz da prodüktörlerin etkisinde kalmıştım, ama bu albümde daha çok Demet sözü geçti.
İÇİM KIPIR KIPIR * Albümde hareketli parçalar ağırlıkta. Oysa biz sizi hep sakin, melankolik bir kişi gibi görüyoruz. Biz mi sizi yanlış tanıyoruz? Bana hep "Gerçek hayatında çok farklısın" diyorlar. Benim içim çocuk, kıpır kıpır. Ama aynı zamanda ağır olmam gerektiğini düşünüyorum. Bu seyirciye, dinleyiciye saygıdır bence. Normal zamanda, arkadaşlarımla birlikteyken ağaçlara çıkarım, parendeler atarım. Ama bunu az insan görüyor. Beni soğuk olarak nitelendiriyorlar. Aslında ruhumdaki sıcaklığı göremiyorlar. Gözümdeki, yüreğimdeki sıcaklığı görseler çok daha farklı düşüneceklerine eminim.
* Soğuk görünmenin dezavantajını yaşadınız mı? Hayır yaşamadım. Aslında o biraz da kendini korumadır. Çünkü ben çok duygusal bir insanım. Yüreğimi çok çabuk açarım ve bunun zararlarını çok gördüm maalesef, özellikle bu camiada.
* Hayatınızda biri var mı? Bir ilişkim vardı ama bitti.
* Hayatınızda birinin olmaması yazdığınız sözleri, yaptığınız besteleri nasıl etkiliyor. Bu şarkılar nasıl bir ruh haliyle yapıldı yani? Bu şarkıların kimini aşıkken, kimini kavgalıyken, kimini ayrıldıktan sonra, kimini artık ümidi kestiğim zaman yazdım. Yani benim bütün şarkılarım o an ne hissettiğimi, ne demek istediğimi anlatıyor.
* Peki bu albümde mutluluğun ürünü olan şarkılar mı ağırlıkta, mutsuzluğun ürünü olanlar mı? Beş tanenin bir tanesi mutluluk şarkısıysa, dört tanesi hüzün ve acı şarkısı. Çok nadir zamanlarda yakaladığımız mutluluklarda, tüm çabamla mutlu olmaya çalıştığım için yeteneğim kısıtlanıyor benim.
* Yani sizi besleyen mutsuzluk mu? Mutsuzluk demeyelim de acı, hüzün, gözyaşı gibi yaşadıklarım. Bunlar aynı zamanda büyütüyor, olgunlaştırıyor da beni. Yani acı ve gözyaşından da mutluluk çıkartabiliyorum artık.
Eylem Bilgiç
|