Aradaki fark
Lig maratonunda sergilenen futbol bir takımın genel görüntüsünü yansıtır. Fenerbahçe sezon başından beri ligde bir beraberlik hariç hep 3 puan kazandı. Ama saha içi görüntüsü, günümüz futbolunun istediği ilkelerin bir çoğunu taşımıyordu. Hücum organizasyonu yetersizdi, zayıf rakipler karşısında bile kolay pas hataları yapılıyordu. Orta sahanın defasif yükünün bütün ağırlığı Aurelio'nun sırtına yükleniyor, takım savunması arızalar gösteriyordu. Gol atmada en büyük silahta duran toplardı. Dün gece Old Trafford'daki rakip, sistemi oturmuş günümüz futbolunun istediği ilkelere sahip makina gibi bir ekipti. İşte iki takım arasındaki büyük farklılık skorla ortaya çıktı. F.Bahçe'nin de saha içi rahatsızlıkları açıkça görüldü. Fatih'in oyuna çıkarken kaptırdığı topla yenen erken gol oyun disiplinini bozdu. Devrenin sonuna kadar bir varlık gösteremeyen F.Bahçe aynı zamanda da tuzağa düştü. Manchester United'ın presi çok önde yapmayışı akılcı bir uygulamaydı. Kendi alanlarında yaptıkları etkili pres kolay top kaybetmeye alışmış F.Bahçe için büyük handikap teşkil etti. Geniş alanda dengesiz yakalanıp, tehlikeli ataklarla karşılaştılar ve ilk yarı farklı bir skorla bitti. Fenerbahçe ikinci yarıya golle başlayanca morallendi. İlk yarıdaki farkla rehavete giren Manchester oyundan düştü. Fakat frikikten yenen gol tekrar işleri bozdu ama ardından bir gol daha buldu ve ondan sonra büyük bir hırsla rakibinin üstüne gitmeye başladı. Tabii bu arada bütün riskleri de aldılar. Bir kontraatakta Nistelrooy'un attığı gol ise herşeyin bitişiydi. Yazımızın başında söylediğimiz liglerdeki Fenerbahçe analizi aynen görüntülendi. Takım savunması arızalar gösterdi. Oyuna çıkarken yapılan pas hataları sürekli baş ağrıttı. Aurelio yine sahada basmadık yer bırakmayarak müthiş bir mücadele örneği gösterdi. Atılan 2 gol de takımın en büyük silahı duran toplardan geldi.
|