|
|
Ateş Hattı-2 yarın SABAH'ta
12 yıl önce Atina'dan yeni dönmüştüm.. Yedi yıllık değişik bir Atina macerasından sonra, TRT benden program yapmamı istedi.. Amerika'da çok sevdiğim bir program vardı.. CNN'de Pat Buchanan'la Micheal Kinsley'in her gün 19'da yayına soktukları Cross Fire'dı bu programın adı.. Müthiş keyifli, zeki ve dinamik tartışmaların yaşandığı, tartışmacıların felaket hazır cevap olduğu bir tartışma programıydı.. Programı izlerken, nefes alamazdınız.. O derece heyecanlıydı.. Amerikan tartışma programını Türkiye'ye uyarlamak çok zordu.. Çünkü Türkiye'de konuşmacılar sözü bir aldılar mı, "Önce beni buraya davet eden TRT'ye çok teşekkür ederim" diye teşekkür faslına başlıyorlar, ağır ağır üniversite kampüsünde ders verir gibi, hikaye okuyorlardı.. Tartışmanın hazır cevaplılığı, nüktesi, esprisi, lafı tam gediğine oturtması, fazla münazaraya alışmamış Türk toplumuna çok uzak geliyordu.. Amerika'daki programın temposunu bildiğimden çok zorlandım.. Programa yabancı olanlar, durumu anlamıyordu, "kavga ettirmeye çalışıyor" diyordu.. Oysa kavga etmek değildi konu.. Tartışmanın müthiş bir zeka, hazır cevaplık, espri yeteneği ve bilgiyle tempolu yapılması gerekiyordu.. Rahmetli bir meslektaşm ise şöyle söylüyordu ilk günler: "Bu Reha Muhtar Türk televizyonlarında ilk defa bir şey yaptığını söylüyor.. Bizim bildiğimiz açık oturumlar yıllardır yapılır TRT'de.. Bunun yaptığının neresi farklı.." Sonra.. Sonra çoook başka şeyler de söylendi.. Ama 12 yıl boyunca sürdü gitti Ateş Hattı.. Bir marka oldu, bir klasik oldu çıktı.. Arthur Schopenhauer'in söylediği gibi.. Tüm gerçekler üç adımda gelirler.. Önce alay edilir.. İkinci olarak şiddetle karş çıkılır.. Üçüncü olarak, zaten belli olan bir şey denir ve kabul edilir.. Yüzlerce Ateş Hattı programı içinde en akılda kalanı, Mehmet Barlas-Emin Çölaşan tartışmasıydı.. Kaderin garip bir tecellisi işte.. Gazetedeki ilk Ateş Hattı'nın konuklarından biri de yine Mehmet Barlas.. Emre Aköz'le kadın dırdırını tartışıyorlar.. Var mı yok mu?.. O keyifli tartışmayı Sabah AKTÜEL'de okursunuz.. Ben onları yakalamışken, Hande'nin evliliğindeki sözleşmeyi de sordum.. Evlenirken ileride benden para istemeyeceksin diyen erkek haklı mıydı.. Tartışmaya Emre'nin eşi, gazeteci yazar Nur Çintay da katıldı.. O da kadın gözüyle cevaplandırdı.. İşte o sohbeti yarın Sabah gazetesinde okuyabilirsiniz.
|