| |
|
|
Sevgi'nin Günlüğü
Musti'yi Öperim Şu Mustafa Sandal'ı ben sevmeyeyim de kimler sevsin?. "İstersen dağlaar dağlar, yerinden oynaaar oynar" çığırdı çığırdı... Sevgi'yi gazladı. Aylardır beynimi kemiriyordu. Kopsam mı? Kopmasam mı?. Kolay değildi hani tek başına yaşamak, tüm sorumluluğunun omuzlarına binmesi. Annem yok. "Onu isterim, bunu isterim", "semizotu yemem, bamya nerdeee?" demek. Uzun listelerde siparişler verip, eve teşrif buyurduğumda tımarhane odamı çiçek gibi bulmak. Ama çok da canım çekiyordu yani. Peki nasıl?. Ya annemin ve saz arkadaşlarının beyaz gelinlikle evden ayrılmam hayalleri? Yok kızım Sevgi silkelen ve kendine gel. Tamam tüm mal varlığım; kılıklarım ve ne işe yaradığı meçhul kozmetiklerim. Yani ev kurmaya yarayacak zırıltılar na nay, e bir de para!! Musti gazı verince, şu dağları bir de Sevgi oynatsın dedim. Vurdum yumruğumu masaya (ba ba baa). Allah Allah. Babam ve annem ne zamandan beri meditasyona başladı?. Bizimkiler dondu abicim, yahu bir mimik oynar yaa. Aman! içindeki şüpheyi ve korkuyu çakarlarsa ayvayı yersin. Çok kararlı, inandırıcı olmalısın. Bu ebeveyn kısmının gizli güçleri vardır. Sesinin tonundan, bakışından maazallah tüm foyanı çıkartıverirler. İşte hayatımın konuşması. Kararlılık, tam güven ve bol çene. Ve gooll!. Bizimkiler elde var bir. Ama Bodrum'a gidecekler. Hemen gözleri devirip "Anneciğim, siz tatilinize bakın, bana Allah yardım eder" demagojisini çaktık. Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Annelerin hası bana bir hafta tanıdı. Üç beş kabus ev peşine, tam da aradığımı buldum vallahi. Hemen kontrat. Yumurta kapıya dayandı, beni ter bastı. Ev sahibi beni sorgulayacağına, ben ev sahibini geriyorum. Hani bir noter getirtmediğim kaldı. Şimdi aklım sıra ev döşemek kolay sanıyorum ya. Gençlik başımda duman. On beş dakikada bir annem telefonda abuk sabuk sorular soruyor. Misal "Apartman boşluğundan giriş var mı?". Hö? Hani eğer varsa arka cama demir yaptıracakmış. Niyee? Sonra perde, koltuk ne renk olsun? Ne bileyim yaa açık bir şeyler işte. Yahu açık dediğin bin ton falanmış. Sonunda "Anam sen kafana göre takıl, benden cacık olmaz" dedim. Ve elini ayağını öptüğüm annem üç gün dolandı. Beş saatte de evi donattı. Bitki çaylarına, makasına, buzdolabı süsüne kadar. Hey yavrum hey. Şimdi sorarım ana gibi yar var mı? Büyüyorum valla. Beş gecedir evimdeyim. Tek başıma. Kabul çenesi düşük, ilgi arsızları için biraz hırpalayıcı. Ama benim evim. İnsanın kendini dinlemesi ne hoşmuş meğer. Hem de çok gır gır. Misal geçen gün ev sahibini arayacakken, boyacıyı aramışım "Ali Bey bizim duşa kabin noldu?", cevap "Bilmem noldu?". "Abi yapma Allah aşkına", cevap "Abla kızma yaa lazımsa duvara rötuş yaparız icabında"... "Aaa Kadir Usta sen misin?" Ya da iş çıkışı markette sizin gibi yalnız yaşayanlarla alışveriş yapıp laflamak. Her şeyin ötesinde, kimseye yaslanmamak ve kendine bağımlı olmak. Size Beboş muamelesi yapanlar daha kendi hayatlarını toplamayı beceremiyorlar. İsteyin, odaklanın ve yürüyün arkadaşlar. İstersen dağlaar dağlar... e-mail: sevgunluk@yahoo.com
|