| |
Çeşme kimindir?
Bir bardak suda fırtına koparmaya meraklıyız ya, şu sıralar Çeşme'nin kime ait olduğu tartışmaya giriştik. Efendim, Çeşme, İstanbullular tarafından işgal ediliyormuş... İzmirliler de buna gıcık oluyorlarmış... İstanbullular, "Çeşme bizimdir, bizde kalacaktır" diyorlar mı, hayır... Sadece oraya gidip tatil yapıyor. Fakat bazı "fanatik" İzmirliler, İstanbulluların Çeşme'ye karargah kurmasına gıcık oluyorlarmış... Hatta bir grup İzmirli "Go home 34" pankartı açmaya kadar vardırmışlar işi... Sanki İstanbullular Türkçe bilmiyor yahut da Çeşme'ye giden İstanbulluların hepsi farisi ingilizce konuşuyor. Biraz deşelim. Fanatik İzmirli'de, bir miktar İstanbul gıcıklığı hep vardır. Ortalama İzmirliler, yazın kavurucu sıcaklarında bir ağaç gölgesine sığınmaktan başka çarenin ve konuşacak konunun kalmadığı zamanlarda, muhabbet olsun diye aynı konuyu açar ve birbirine İzmir'in ne kadar da "Ege'nin incisi" olduğunu anlatırlar. Aslında herkes görmektedir ki, ortada "inci"lik bir durum kalmamıştır. Yeşili katledilmiş, betonlaştırılmış ve gecekondulaştırılmış İzmir'in ırzına çoktan geçilmiştir. Sadece, Yeşildere'yi, Tepecik sırtlarını ve Kadifekale iskanlaşmasını izleyen bir İzmirlinin, şehri bu hale getirenlerin yedi sülalesine rahmet okumaması imkansızdır. Fakat İzmirlilere bunları anlatıp da düşman kazanmanın da alemi yoktur. Çünkü İzmir'de gerçekten bir İzmir fanatizmi vardır. İzmirlilerde İstanbul gıcıklığı yaratan iki sebepten söz edilebilir. Biri, İstanbul Boğaz'ının muhteşemliğidir. Türkiye'de İstanbul'dan başka hiçbir şehirde yoktur böyle bir ihtişam... İzmirli, Boğaz'ı bir miktar kıskanır yani... Diğeri ise, ortalama İstanbullu'nun, yaz tatillerinde gittiği yerlerde sergilediği kısmi şımarıklıktır. Daha dingin ve siestacı olan İzmirli, İstanbullu'nun bu köşe kapmacılığına ve acüllüğüne bir anlam veremez. Fakat; nasıl Bodrum'un içine edenler İstanbullular değil de, Bodrum belediyesi idiyse, Çeşme'nin içine edilecek olursa da sorumlular yerli yöneticileri olacaktır. Fanatik İzmirliler'in, Çeşme'nin sadece güneşini, kumunu, denizini ve rüzgarını sahiplenmeleri hoş bir şeydir. Ama ekonomik yaşamını da düşünmeleri gerekir. Çeşme'yi kışın gidip görenler, ne demek istediğimi daha iyi anlarlar. Çeşmeliler, yazın 4-5 ayında kaç kuruş kazanırlarsa, bütün kış onu katık ederler. Şehir tam bir sessizliğe gömülür, hayat durur. Yazın serin Çeşme gecelerinde göbek atan İzmirliler, imdadına yetişemez Çeşme ekonomisinin... Yabancı turistler olmasa, Çeşme'nin berberleri bile aç kalır. Çünkü Çeşme'de İzmirliler değil Norveçliler traş olmaktadır. Son 20 yılda ekonomik felce uğratılan İzmir'de, ancak bir avuç insanın elinde kalmıştır Çeşme'de harcayacak para... İstanbullu turistlerin, tatil yörelerindeki şımarıklıklarına hayır!.. Tamam... Ama, İstanbullu'nun Çeşme'yi keşfetmiş ve beğenmiş olması, bu yöreye hayat öpücüğü anlamındadır. Lüzumsuz afra tafraya gerek yok... İstanbullu kazandığı parayı getirip Çeşme'ye ve dolayısıyla İzmir'e bırakıyorsa bundan mutlu olmak gerekmez mi?
|