|
|
|
|
|
|
Marmara Denizi'nin gönüllü koruyucuları
Deniz Arama Kurtarma Derneği, 24 saat Marmara Denizi'nde nöbet tutuyor. Derneğin üyeleri bugüne kadar 300 deniz kazasında onlarca kişiyi kurtarmış.
Gemi kazaları ve intihar olaylarının en çok yaşandığı Marmara Denizi, gönüllüler tarafından gözetleniyor. Üyeleri işadamları, emekli deniz generalleri, öğrenciler, şirket yöneticileri ve ev hanımlarından oluşan Deniz Arama Kurtarma Derneği (DAK-SAR) gönüllüleri 24 saat boyunca Kalamış'ta bulunan harekat merkezinde nöbet tutup kazalarda ve intihar vakalarında acil müdahalelerde bulunuyorlar. Sahil Güvenlik ve Kıyı Emniyeti Gemi Kurtarma ile koordineli çalışan Deniz Arama Kurtarma Derneği'nin gönüllü hayat kurtarıcıları, Tuzla- Büyükçekmece arasında her yere 20 dakikada yetişebiliyorlar. Üç yıl önce kurulan derneğin üyeleri bugüne kadar 300 deniz kazasına müdahale edip onlarca kişiyi hayata döndürdü. Derneğin şu anda iki kurtarma botu, üç yardımcı teknesi ve bir palamarı var. Bunlar İngiliz Royal National Life Boat Institution tarafından acil durumlarda kullanılmak üzere DAK-SAR'a hibe edilmiş. Deniz Kuvvetleri de bir çıkartma gemisi hibe etti. Her liman ve marinada bir tim oluşturarak denizlerimizdeki güvenliği dünya klasmanında üst sıralara çıkarmayı hedefleyen DAK- SAR'ın şu an bin 600 gönüllü üyesi bulunuyor. Bunların 320'si derneğin açtığı ücretsiz kurslarda eğitilerek deniz kazalarında müdahale edebilecek seviyede profesyonel olarak yetiştirildi. Bu gönüllü hayat kurtarıcılarından 100'ü fiili olarak çalışıyor. DAK - SAR'da çalışan işadamları patronluktan sıyrılarak, bir takım gibi çalıyorlar. Derneğin genel koordinatörü Sevgi Gürlen halkı eğitmek için geliştirdikleri projeyi şöyle anlatıyor; "Önce denizi sevdirip tanıtacak ufak broşürler hazırladık. İkinci olarak denizi, sportif ve amatör amaçla kullanan kişilerin, denizde hareket tarzını bilmesi gerektiğine inandık. Nasıl karada araba kullanırken uyulması gereken trafik kuralları varsa, denizde de kaideler var. Bu kaideleri içeren kitap ve broşürler hazırlayarak dağıttık. 40 bin adet böyle kitapçık dağıttık. Üçüncü olarak da denizi kullanan kişilerin, herhangi nedenle denizde başına bir şey geldiği zaman, telefonu kaldırdığında kendisini kurtaracak birileri olduğunu, bir emniyet şemsiyesi altında olduğunu hissettirmek. Bu çalışmalara, denize çıkan kişilerin daha fazla artacağını, amatör denizciliğin ve dolayısıyla denizciliğimizin de gelişeceğini düşünerek girdik.
ÖZEL GÖREVLERİ VAR Tuzla, Ataköy Marina ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü girişine kadar olan mesafede, kendinizi güvende hissedebilirsiniz" diyen Gürlen "Bu belirlediğimiz alan içerisinde en uzak mesafeye 20 dakika içerisinde ulaşabiliyoruz. 20 dakika canlı kalabilmek adına sizi 24 saat koruyoruz diyebiliriz. Bunların haricinde özel görevlerimiz de var. Bir takım organizasyonlara refakat botu olarak da gidiyoruz. Tamamı gönüllülerden oluşan dernek bağışlarla ayakta duruyor" diyor. Denizde Arama Kurtarma Teşkilatı'nda görev almak isteyen gönüllüler teorik ve pratik olarak 2 aşamada eğitimden geçiyorlar. Sevgi Gürlen eğitim aşamasını şöyle anlatıyor; "Denizde hayat kurtarmaya giden bir kişinin kurtarılmaya muhtaç bir hale düşmemesi için bilgilendirilmesi gerekli. Tıpkı araba kullanmanın kuralları olduğu gibi, botu kullanan kişinin de uyması gereken kurallar var: Seyir, gemicilik, navigasyon, denizde çatışmayı önleme kurallarını anlatıyoruz... Meteorolojiden denizde nasıl haberleşileceğinden bahsediyoruz. Ayrıca, gönüllülerin öğrenmesi gereken en önemli şey ilk yardım. En önemlisi de denizdeki canlı olan kişiye ulaşabilmek için kurtarma tekniklerini öğretiyoruz. Panik halindeki kişiye nasıl yaklaşılır, nasıl sakinleştirilir, nasıl alıp bota çıkartılır, botta ne yapılır gibi teorik eğitimlerimiz var. Bunun haricinde, teorik eğitimin bitiminde de 3 hafta süreli, botu kullanma eğitimi veriyoruz 18 yaşından büyük olan herkes gönüllü olabiliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|