| |
Kaset olayının toplumsal ruhu
Aşağıdaki yazı bir seks yazısı değildir. Ana gazetede, seksüel analiz yapmak teamüllere pek uymaz. O sebeple biz, şantaj kasedinin "sosyal-ekonomik" anatomisi üzerinde duracağız. Jön prömiyer Tamer Karadağlı'nın şahsi duruşu değil "toplumsal sendrom"dur bizi ilgilendiren... Ele geçeni linç etme sendromu... Ele geçmemiş olanlardaki tadını çıkarma sendromu... Ele geçebilecek olanları da tehdit sendromu... İkisi de şöhretli bir evli çiftin kafasına seks kaseti düşmüş... Evet, çok travmatik bir durum. Ama "onların" olması gereken travma nasıl oluyor da, toplumun sorunu haline geliyor. Yazarından, reklamcısına, kalaycısından, lehimcisine kadar, millet konuya amansızca abandı ve her türlü görüş, düşünce sergilendi. Bir kere bu bir "haneye tecavüz"dür. Ayrıca toplumsal küstahlıktır, ayrıca da merak edipedimisidir. Kimbilir kaç kişi de kasetteki görüntüleri merak ediyordur. İnsanlar, olayda yine kamplaştılar. Objektif yaklaşma feraseti sıfır. Bu da bizim öteki salgın hastalığımız. Mutlaka taraf tutmak ve tutmadığını asmak. Bakıyorum da, çoğu kimse, bu konuda seçtiği "duruş" ile "işte ben buyum" mesajı vermeye çalışıyor. Halbuki, evli barklı bir kadının, bu olayda Tamer Karadağlı'ya öfke duyması, erkeğinin aynı herzeyi yemesini engellemez. Kadının bu yaklaşımında, bir caydırma ve tehdit unsuru saklıdır, görürsün gününü şeklinde... Evli erkeğin de, "Karısı, derhal bu herifi sepetlemeli" diye babalanması, onu "aziz" haline getirmez. Komşu toplantısında, "Benim kocam Tamer Bey'e çok kızdı" diye böbürlenen kadın da halis salaktır. Bir dizi aktörünün, "çirkin" ilişkilere girişmekle, millete veya çocuklara kötü örnek olacağını, söylerseniz, bu sözler size bir hava verebilir ama beş paralık realitesi yoktur. Senin çocuğun raydan çıkmak için Tamer Bey'in rezil olmasını bekliyorduysa zaten tren yola çıkmış demektir. Veya kocan gelip, salya sümük "Vallahi ben de Tamer beyi örnek almıştım" dediğinde inanacaksan, o senin bileceğin bir iştir! M. Ali Erbil 40 evlilik yapsa, örnek mi alacağız? Şöhretlileri seyredenler ve faturasını ödeyenler, ellerine bir fırsat geçtiğinde, bunun intikamını feci biçimde alırlar. Olayımızda işleyen kural da işte budur! Dizide oynayıp yüzbinlerce dolar kazanarak şöhret olursun, kimse ses çıkarmaz. Bir fay hattı gibi sessizce beklerler. Ama yakalanırsan yağlı ip boynundadır. Bu kitlesel tepki "ekonomiktir" aslında..., Kitleler verir, değerini bilirsen sende kalır, bilemezsen geri alır, hem de feci biçimde... Neden çeteler karpuzculara şantaj yapmıyor? Çünkü orada risk, ödeme potansiyeli ve intikam faktörü yoktur ki!..
|