Vallahi Ferdi Özbeğen değil
Geçen hafta bir Bodrum yazısı yazdım, okuyanlar güldü eğlendi. Ama bilet yine bana kesildi. Fatih Ürek, "Siz Ferdi Özbeğen aleyhinde ne anlattıysa yazmışsınız. Bir de Bodrum'un minnoş köyü Torba'da olup bitenleri benden dinleyin" dedi. Efendim, Torba'da bugünlerde yeniden sahneye çıkacak olan bir şarkıcı varmış. Bu adam piyanoya oturup çalmaya başlayınca, dinleyenler, "Vallahi kuşlar şakıyor" derlermiş. Bu romantik, kadife sesli şarkıcının eli biraz sıkıymış; ama zeki olduğu için, içine düştüğü durumlara pratik çareler üretirmiş. Ferahlasın diye haftada bir gün psikoterapiye gidiyormuş. Her gidişinde uzanıp doktorun kanepesine başlıyormuş rüyalarını anlatmaya. Rüyalar da oldukça açık saçık... Seansın sonunda rüyanın zirvesine gelirmiş. Doktor da heyecandan coşmuş, kaptırmış kendini... "Sonra yavaşça lambayı söndürdüm, yatakta çırılçıplak uzanmış, o muhteşem vücudun yanına uzandım. Dudaklarını dudaklarıma doğru uzatırken eli vücudumun alt tarafına doğru kaymaya başladı" deyip birden divandan kalkarmış. "Tamam doktorcuğum seans bitti. Zaten bir seans ücrete bile ağır geliyor bana. Ben fazla zamanınızı almayayım, ikinci seansa geçmeyelim" diyormuş. Doktor coşmuş, rüyanın sonunu dinlemeden bırakır mı? "Sen anlat kardeşim bu seans benden" diyormuş. Bizimki rüyanın sonunu doktoru kendinden geçiren bir biçimde bağlıyormuş. Fatih, "İnanmazsın ağbi iki yıldır doktora bir lira vermeden terapi oluyor" dedi. "Peki iyileşme var mı?" diye sordum. "Eh bilirsiniz bedava etin yahnisi nasıl olur" dedi. "Kim bu?" dedim. "Vallahi Ferdi Özbe- ğen değil" dedi. Bu Fatih çok dedikoducu canım. Adı, Ferdi, olmayan bu ünlü şarkıcı akşamları gelip sevgili dostumuz Ahmet Sezerel'in Torba Sanat'taki barına oturup Ahmet'le yarenlik ediyormuş. Bu yaz ilk oturuşunda Ahmet'e diyesiymiş ki: "Çok sevdiğim eski bir müzisyen arkadaşım var. Durumu müsait değil. İçtiğini ödeyemeyecek durumda. Evden de çıkamıyor." Ahmet anlamış, "Ayıp ettin ağbi, arkadaşının içtikleri benden" demiş. Bizim ki o günden sonra her akşam gelip, yalnız başına bara çöreklenip, "Bana iki tek viski" diyormuş. Ahmet "Niye iki tek? İkisini bir bardağa koyalım, duble olsun, yuvarla" deyince de, bizimki "Yoo, biri bana biri arkadaşıma" diyormuş. Ardından da arkadaşınınkini içip, "doldursana arkada- şıma bir tek daha" diyormuş. Onu da içip "Benim canım içmek istemiyor. Ziyan olmasın, dökün bunu şişeye" deyip, beş para vermeden gidiyormuş. İki aydır hep arkadaşı içtiği için, o bir kuruş vermiyormuş.
DEDİKODU FAYDALIDIR "Kim bu" dedim? Fatih atladı lafa, "Vallahi Ferdi Özbeğen değil" dedi. Ahmet kaptı lafı, "Olayın zirvesini benden dinle" dedi. Bizimki gelmiş dün gece bir tek viski söylemiş. Ahmet de "Hayrola ağbi arkadaşın öldü mü?" demiş. "Yoo, doktor bana içkiyi yasakladı" demiş. "Yahu Ahmet, sahi kim bu?" dedim. Ahmet Sezerel, "Vallahi Ferdi Özbeğen değil" dedi. Bu Ahmet de çok dedikoducu canım. Bir eski dostu olarak olan biteni ilettim Ferdi'ye. "Buraya gelen yakın arkadaşların, Fatih Ürek, Fedon, Ahmet Sezerel, en yakın arkadaşın Lusi Kalemenos hep seninle ilgili olaylar anlatıp ortalığı karıştırıyorlar" dedim. Ferdi de "Hakkında kimse konuşmuyorsa, dedikodu yapmıyorsa sen asıl o zaman kork" dedi. Ferdi Özbeğen ve Fatih Ürek bu hafta Bodrum'un en güzel kulübü Zevk-i Sefa'da sahneye çıkmaya başlıyorlar. Fatih hafta sonları, Ferdi de haftada bir gün, salı geceleri sevenleriyle, dostlarıyla, hayranlarıyla buluşacaklar. Dayanamadım Ferdi'ye sordum: "10 yıl sonra sahneye çıkıyorsun. Bıraktığında, 'niye' dedim, 'Müzik bilgim, kafam, piyanistliğimi, parmaklarımı geçti, ondan bırakıyorum' demiştin. Şimdi ne oldu? Durdu durdu, lafını iyice tarttı, dedi ki "Dönüyorum çünkü parmaklarım ve sesim müzik bilgime başkaldırıyor. İçimde müziğimi dinlendirdim, beni Ferdi Özbeğen yapanlara yeniden merhaba demek istiyorum" dedi. Hemen, Fedon'a sordum... "Bunlar aynı yerde çalışacaklarmış, iş yaparlar mı?" dedim. Fedon, "İki günde birbirlerinin gözünü oyarlar. Zaten ben varken Bodrum'da kimse iş yapamaz..." dedi. Bu Fedon da çok dedikoducu canım.
|