Yalan mı yazalım!
Hürriyet, Milliyet ve Radikal gazetelerinin ekonomi müdürlerinin yerinde olmak istemezdim. Çünkü onlar, Çukurova Grubu'nun BDDK, TMSF ve Yapı Kredi Bankası ile yaptığı anlaşmayı yeterince irdelemedikleri ve bazı gerçekleri yazamadıkları için suçlanıyorlar. Suçlayan kişi Hürriyet Gazetesi'nin yazarı Fatih Altaylı. Altaylı diyor ki; "Ekonomi yazarları, ekonomi servislerinin yöneticileri, halkın parasının, bu ülkenin parasının bir kez daha peşkeş çekilmesine seyirci kalıyorlar, hatta alkış tutuyorlar. Bu rezaletin boyutunu yazacağım. Ve ekonomi yazarları bakalım o zaman ne diyecekler?" Altaylı son bir haftadır konuyu köşesinde sürüklüyor. Çukurova Grubu'nun borç yapılandırması hakkında pek çok yazı yazdım. O nedenle Altaylı'yı dikkatle takip ediyorum. Altaylı "işte gerçekler" diyerek ortaya bazı iddialar atıyor ve üzerine yorum yapıyor. Ama iddiaları doğrulanmıyor, hatta yalanlanıyor. Çalıştığı gazetenin ekonomi servisi bile iddiaları ciddiye almıyor. İddiası şu: "Çukurova, devlete olan borçlarına karşılık 2003'te 240 milyon dolar ödemesi gerekiyordu. Bu paranın sadece 28 milyon dolarını ödedi. Bir de 99 milyon dolarlık Turkcell hissesi rehin etti. Hem de bankalar kanuna aykırı bir şekilde geri alım garantisi ile. Ayrıca vadesi gelen 120 milyon doları da ödemedi. " TMSF Başkanı Ahmet Ertürk (hemen her gün bir televizyon kanalında olmasına ve sorulan onca soruya rağmen) Çukurova'nın borç ödeme takviminde aksama olduğunu teyit etmiyor. Turkcell hisselerinin geri alım garantisi ile rehin verildiği teyit edilmiyor. Zamanı geçmiş bir alacak olduğu bilgisi teyit edilmiyor. Tam tersine, yalanlanıyor. Bu durumda biz de dahil, Hürriyet veya Milliyet'in ekonomi müdürleri ne yapsın? Bile bile yalan mı yazalım? Haklı olduğu bir nokta var: Kamuoyu, Çukurova'nın Yapı Kredi ve TMSF'ye olan toplam borçlarına yapılan iskonto oranı hakkında detaylı bilgiye sahip değil. Altaylı da bilgi sahibi değil. Sadece, bir dönem Karamehmet'in yöneticiliğini yapmış ve "Keşke bu ülkede 10-20 tane Karamehmet gibi yatırımcı olsaydı" diyen bağımsız milletvekili Emin Şirin'in sorusu var. Şirin, "Devlet Çukurova'nın alacağına yüzde 2 faiz uygulayarak 15 yıla yaydı. Şimdi aynı borçları yüzde 11 iskonto ederek 2 yıla indirdi. Bu nasıl iş" diyor. Daha önce yazdım. 100 liralık 15 yıla yayılmış bir borç, 10 lira olarak da geri alınabilir. Bu tamamen ekonomik bir olay. Erken tahsilat neticesinde kasanıza giren paranın aktif getirisi, iskonto ettiğiniz miktardan daha fazla olabilir. TMSF iskonto oranını nasıl hesap ettiğini, kamuoyunu ikna edecek şekilde açıklamalıydı. Aynı Şirin, şu soruyu da gündeme getiriyordu: "Çukurova Grubu'na ait Pamukbank'a IMF'nin direktifiyle el konulmuştur. 17 Haziran 2002 tarihinde Yapı Kredi ile Pamukbank'ın birleşmesine izin verilmiş olsaydı, ortaya bütün rasyoları tutan doğru dürüst bir banka çıkacaktı. Buna kim ve neden engel oldu? Bu konu neden araştırılmıyor?" Gerçekten bu iki banka birleşmiş olsaydı, Çukurova'nın yüzde 2 ile 15 yıla yayılan grup borçlarının toplamı, mevcut durumdan daha düşük olacaktı.. Tartışılacak çok konu var. Sorgu ve süphe işimizin bir parçası. Ancak ekonomi servislerini körlükle suçlayan Altaylı, kamuoyu önüne, yorumlarını doğru çıkartacak bilgiyle çıkmalıydı. O zaman onu kıskanır ve peşine takılırdık. Şimdi ise sadece kişiselleştirilmiş bir kavgaya ve kendi grubunda bile ciddiye alınmayan iddialara tanıklık ediyoruz.
|