|
|
Neden Beşiktaş'a yönetici oldum?
Benimle yapılan röportajlarda sıkça sorulan bir soru Beşiktaş'taki yöneticilik görevim.. "Neden" diyorlar Beşiktaş'ta yöneticiliğe soyundun.. Geçen gün Ali Kırca'yla da aynı şeyi konuştuk.. "İnsan" dedim "Hayatta uzun yıllar başarılı olmak için çalışır.. Maddi kazanç elde eder.. Başarının kişiliğini doyuran manevi mutluluğundan haz alır.. Ama bunları önemli ölçüde sağlayabilmişsen, senin için önemli saydığın başka unsurlara da bir şeyler vermen gerekir.. Hayatta hep almayacaksın, biraz da vereceksin.. İnsanın hayatta değişmeyen çok az şeyi var.. Annesi babası değişmiyor.. Büyük olasılıkla vatandaşlığı değişmiyor.. Bir de çocukluğundan itibaren tuttuğu takımı.. Eğer o takım sizin 40 yılınızı sarmalamışsa.. Kendinizden çok şeyleri onunla özdeşleştirmişseniz.. O stada gittiğinizde kendinizi bir başka hissediyorsanız.. O size mutluluk veriyorsa ve yıllarca o mutlulukla yaşamışsanız.. Yıllar içinde eşiniz, sevgilileriniz değişmiş, ama o hep aynı, yanı başınızda kalmışsa.. Ona da kendinizden daha fazla bir şeyler vermenin zamanı geldi demektir.. Bu benim için Beşiktaş.. Başkası için başka takım olabilir.." Ali'nin aynı duygularla Galatasaray'a bağlı olduğunu biliyorum.. "Bence kendin için Galatasaray yöneticiliği'ni düşün" dedim.. Çünkü onun çok iyi bir Galatasaray'lı olmanın ötesinde, agresif olmayan her camiaya saygı duyan kişiliğini çok iyi biliyordum.. Türk futbolu için en uygun yönetici profiliydi Ali.. Aklı yattı gibi geldi bana ama, "Bizim Galatasaray'da işler Beşiktaş'dan farklı yürüyor" dedi.. Herhalde bir bildiği vardı..
|