| |
|
|
Aspendos'ta Bir Yaz Gecesi Rüyası!..
Antalya'ya yazın gitmişsem.. Gitmek zorunda kalmışsam, daha uçağın merdivenlerinin ilk adımında geri dönmek hissi çöker içime.. O kapıdan dış dünya ilk temas, çocukluğumda babamla gittiğim çarşı hamamlarını hatırlatır bana.. Soğuklukla aradaki kapıyı aştınız mı, suratınıza ıslak ve sıcak bir hava çarpar aniden.. Geri dönüp kaçmamı önleyen şey, babamın otoritesidir sadece.. Bu defa da yazın gitmek zorundayım.. İki sebebten.. Bir defa yıllar önce Rengim Gökmen ve Yekta Kara'nın bu ülkeye kazandırdıkları en güzel en anlamlı festivallerden biri bitiyor.. Uluslararası Opera ve Bale Festivali, On Birinci Aspendos kapanıyordu. Ben bu yıl iki geceye yazılmıştım.. Kirov'dan Kuğu Gölü ve Milano Scala'dan Bir Yaz Gecesi Rüyası.. Birincisi bizim ilk üçüncü kuşak düğününe rastlayınca, Kirov dansçılarını seyretmek yerine, Ömer'le Başak'ın gecesinde Harmandalı oynadık. O zaman, kapanış ve final farz oldu.. İkinci sebeb.. Dünya dursa hatırlarını kıramayacağım Halkla İlişkilerci dostlarım var. Alfabetik sıra ile Ayşe, Berna, Feride ve Feza.. İşte bu Feride, hem de geçen yıl Ercan'la o son Fethiye tatilini yapmamı sağladığı için, dünya bir araya gelse "Hayır" demeyeceğim Feride açıldığı günden beri bana bu Su Otel'i tanıtmak ister.. Atlata atlata, atlatamaz hale gelince, bir taşla iki kuş vurup, Aspendos'ta Bir Yaz Gecesi Rüyası seyretmeye, Su Otel'de de iki Yaz Gecesi Rüyası yaşamaya karar verdim.. Uçakta yol boyu hep o kapıyı düşünüyorum.. Yüzüme çarpacak ıslak, sıcak havayı.. En önde de oturuyoruz. Kapı açıldı.. İlk biz.. Yüzüme, tatlı, serin bir meltem çarpmaz mı?.. Bu ne?..Uçağı mı kaçırdılar?.. Yanlış yere mi indik?.. Hayır.. Antalya.. Allah yüzüme güldü bu defa.. Bulutlarını ve meltemini gönderdi.. "Hemen plaja" dedim.. "30 yıldır bu kentte plaja hasretim.." Otelin bahçesine, oradan havuzun kenarına.. Oradan yola.. Yaşamla denizi ayıran bu yol yakında kalkıp arkaya alınacakmış.. Harika.. Oradan plaja.. 30 yıldır ilk defa Konyaaltı'nın kumlarına basıyorum. Dolaşıyorum, geziyorum.. Sonra oturup bir Frozen Daquiry içiyorum.. O da neredeyse 25 yıldır ilk.. Holly yapardı evde.. Sonra ver elini Aspendos.. Felix Mendelssohn'un dünya durdukça duracak melodileri eşliğinde George Balanchine'in adımları ile Teatro alla Scala Balesi Bir Yaz Gecesi Rüyası oynuyor.. Bitmesin istediğiniz bir rüya gerçekten.. Hele o Pas de deux, yani ikili dans.. Beş dakikacık.. Ama tüm ömre bedel beş dakikacık.. Nasıl rüya bir danstır bu.. Ve gecenin sürprizi.. İtalyan dansçılara, Antalya İkizler Özel Bale Okulu'nun öğrencileri eşlik ediyor. Balede önemli rolleri var çocukların.. Nasıl oynuyorlar.. Nasıl uyumlular.. Sanki Scala'da doğmuş, onlarla büyümüş gibiler.. Programda yazmasa, Antalya'nın minikleri olduklarına inanmak güç.. Dahası.. Orkestra da Türk.. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Orkestrası.. Antalya Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü Korosu.. Aspendos zaten bir rüya alemi.. Burada tek başınıza oturup doğayı dinleseniz senfoni gibi gelir insana.. Öyle çarpar insanı binlerce yıllık doğal dekor.. Daha ne olsun?.. Daha ne ister insan mutlu olmak, "Ne mutlu bana bunları yaşıyorum" demek için..
|