kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Nebil Ozgenturk @ SABAH
 

Ahmet Mekin hoş geldi...

Kimi aktörler vardır; bazen tek bir filmle ve o filmde hafızalara yerleşen "kahraman"la "unutulmaz" olurlar! Hatta bir seyirci olarak bir başka filmde oynamasını, bir başka kimliğe bürünmesini dahi istemezsiniz..
Kalbinize aldığınız o kahramanın tüketilmesinden, o kahramanın öldürülmesinden korkarsınız çünkü! "Hep öyle, sadece o rolle kalsın" dersiniz..
Marlon Brando, göçüp gidince bunları düşündüm bir an.
Baba'da, sinema denen büyülü dünyanın, "bin yıl geçse de hep seyredilecek" filmi "Goodfather"da, Marlon Brando'nun çizdiği karakter ve oyunculuk dehası üstüne söylenecek bir şey var mı bilmem!
(Gerçi, Barando'nun hakkı üç diye düşünüyorum; kim unutulabilir Zapata'yı, kim unutabilir İhtiras Tramvayı'nı..!)
Brando'nun ölümünün ardından, yaştı kimi sinemacılar ve onunla birlikte aynı seti payla- şan oyuncular,özellikle Baba'yı işaret ettiler ve Brando'nun "muhteşem ötesi" oyunculuğuna "Baba"nın baş kahramanı Don Carlaone'ye atıfta bulundular genellikle; Ve son noktayı ortak bir sözle koydular; O zirveydi, oyunculukta daha ötesi yoktu!
Ne kadar haklıydılar..
Bi vesile, sinemanın bu asi çocuğunu, iflah olmaz muhalifini "bir Marlon Brando fanatiği" olarak saygıyla, sevgiyle uğurluyorum!

***

Doğrusunu söylemek gerekirse sözü Ahmet Mekin'e getireceğim...
Her koşulda söylerim, yeryüzünün en yoksul sinemalarından biri olmasına rağmen, bizim sinemamızın, hadi adını verelim, Yeşilçam'ın, yoksulluğuyla hiç de paralel olmayan çok zengin bir aktörler topluluğu vardır. Kimse burun kıvırmasın, alay etmesin; öylesine zengin, öylesine imkansız ötesi, vefakar, cefakar ve muhteşem bir topluluktur ki bu, kimi zaman en yeteneksiz "başrol oyuncusu"nu dahi oyunculuğuyla adam edecek kadar ve kimi zaman fena ötesi, abuğun abuğu bir filmde "tek başna kahramanca direnecek" kadar!
Bu sütunda liste yapmanın tabii ki manası yok. Göçen göçmüş, kalan sağlar bizim olmuştur nasılsa! Ama listenin tepelerinde bir yerlerde duran Ahmet Mekin'i "bi hoş geldin" diye selamlamanın anlamı var!
Ne güzel ne hoş bir haber;
Ahmet Mekin, Ahmet Abim, Cemşit'im, 15 yıldır hiç çıkmadığı sığınağından fırlayıp setlere koşmuş. İstanbul'un kimi sokaklarına (!) küsmesinin ardından gittiği Erdek'ten, yeniden dönmüş topraklarına!
O'nu bize tanıştıran, bizimle buluşturan ama O'nu çok da üzen Yeşilçam sokaklarında bugünlerde yine iki filmin peşine, iki kahramanın izine düşmüş Ahmet Mekin.
Halen çekimleri süren filmlerin nasıl olacağını, Ahmet Mekin'in kimi, neyi, nerede oynadığını bilemem ama Cemşit'i de unutamam!
Zaten belki de bir tek Cemşit için "aktör" olmaya değer Ahmet Mekin için galiba!
Ve Ahmet Mekin, bi tek Cemşit için kalplerde olacak hep, bir tek Cemşit için dahi unutulmaz ve bin yıl geçse de "kahramanımız" kalacaktır!
Peki, kim mi bu Cemşit

***

Hiç de sürpriz değil.. "Sevgi neydi? Issız akan bir dere, sessiz rüzgar, okyanusun kıyısında kum tanesi, portakal çiçeğindeki yağmur damlası. Sevgi emekti. Sevgi ardından gidilen ve bir türlü benim olmayan bir şeydi.. Sevgi Cemşit'ti"
Hatırladınız değil mi?
Selvi Boylum Al Yazmalım filminin o muhteşem sahnesini, o mırıldanarak söylenen olağanüstü sözlerini Ve Cemşit'le vücut bulan, Cemşit olan Ahmet Mekin'i hatırladınız değil mi?
Ali Özgentürk'ün senaryosunu yazdığı, Atıf Yılmaz'ın yönettiği filmde hoyratlığa boğulmuş köylü kızı Asya'ya, (Türkan Şoray) yüreğini ve evini açan Cemşit'i, Ahmet Mekin'i yüreğinize bir yerlere koymuşsunuzdur sanırım..
İşte..
Benim için Ahmet Mekin, bir tek o rolüyle dahi hep zirvede kalacak ve unutulmayacak, yoksul sinemamızın zengin aktörü olarak hafızalara yerleşecektir.
Evet.. Ahmet Mekin, İstanbul'a setlere geldi şimdi; doğrusu Cemşit'i öldürecek diye korkarım!
Ama latife bir yana.. İyi ki geldi.. Hoş geldi sefa geldi

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hızlandırılmış karikatür!   / 24-07-2004
 Yıldızlarla, yıldızların altında   / 18-07-2004
 Sakin bir "Ada" yazısı!   / 17-07-2004
 Ahmet Mekin hoş geldi...   / 11-07-2004
 Senaryo sıkıntısı çekenler için!   / 10-07-2004
 'Komşu'yla ayrımız, gayrımız!   / 04-07-2004
 Yaşar Kemal'le sokaklarda...   / 03-07-2004
 Hayatımız roman!   / 27-06-2004
 Attila İlhan'a dertleşme niyetine   / 26-06-2004
 Unutulmaz ve vahim ekran öyküleri!   / 20-06-2004
ERDAL ŞAFAK
Bir lidere veda yazısı
Son dakikada kendine ve değerli...
AHMET HAKAN COŞKUN
Tren ve ideoloji
AK Parti hükümetinin bu zamana kadar...
MEHMET BARLAS
"Ölüm" olabilir ama "istifa" olamaz şeyler mi?
Refik...
ÖMER ÇELİK
Büyük acıya karşı insanlık borcu...
Acımız gerçekten...
REHA MUHTAR
35 yaş ve kadın..
Cahit Sıtkı, "Yaş 35.. Yolun...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Yağmurdereli'yi hatırlamak
Şu gelip geçen günler bir kez...
REFİK DURBAŞ
Üniversite değil, fabrika...
SABAH Posta Kutusu'nda...
SAVAŞ AY
Kimi kanlı kimi imanlı kulvarlar
Çin ve Japon halk...
HINCAL ULUÇ
Sevginin ve değerin ölçüsü...
Üniversite yıllarımız..
Dere geçerken at değişmez
Dere geçerken at değişmez
Yöneticiler, Hagi'nin gönderilmesinden yana. Ama Canaydın, kulübün...
Hagi sağlam basıyor !: 2-0
Hagi sağlam basıyor !: 2-0
Ergun Gürsoy ile bağları kopma noktasına gelen ve istenmeyen adam...
Avrupa'dan 'insani değer' uyarısı geldi
Tren kazasının, Avrupa medyasında gün boyu "İhmal nedeniyle...
Bülent Ecevit 50 yıl sonra çekiliyor
Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Hanım, 50 yıllık aktif siyasi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.