| |
Sarıgül olayı
Önümüzdeki günlerde medyanın ve siyaset çevrelerinin hayli uzunca sorun listesine bir madde daha eklenecek: Şişli'nin CHP'li Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün başlattığı hareketin siyasal tanımını yapmak veya adını koymak... Akla gelen olasılıkları sıralayalım: * Yeni bir "Karaoğlan" hareketi mi? Hayır. Öyle olsa ilçe kongrelerinden başlayarak CHP'ye ağırlık koymanın planlarını yapması gerekirdi. * Genel Başkan Deniz Baykal'a meydan okumak mı? Tam değil; çünkü bunun yolunun yine kongrelerden ve kurultaylardan geçtiğini bilecek kadar kıdemli (30 yıllık) bir siyasetçi. * Peki yeni bir siyasal oluşum mu? Kesinlikle hayır, çünkü gerek ilk meydan sınavında, gerekse yol sohbetimizde, "Gençlik kollarından beri CHP'ye biriken borcunu ödemek istediğini", birçok kez tekrarladı ve bunu yazmamız beklentisini, dirseğiyle sık sık dürterek belli etti. Sanırız, olaya proje gözüyle bakmak, yanıt bulmayı kolaylaştıracak. Şişli modelini Türkiye'ye uyarlamak ve Şişli'deki başarıyı (tüm partilerin tabanından oy alarak yüzde 70'le seçimi kazanmak) ülke genelinde tekrarlamak iddiasına dayanan bir proje bu. Şişli'de nasıl kapı kapı dolaşıp oy istediyse, şimdi de kent kent dolaşıp "Özel bir çoğunluk" oluşturmayı hesaplıyor. Zira CHP'nin daracık tabanıyla amacına ulaşamayacağını görüyor. İşte bu maratonun startını Sivas'ta verdi. (Sivas gözlemimiz: Havaalanında yüzlerce araçlık konvoy karşıladı. Mitingte diri ve heyecanlı bir topluluk vardı. Yol boyunca balkonlardan içten sevgi gösterileri geldi. Halkın miting yorgunu olduğu, siyasetin yaz tatiline girdiği dönemde, niyetini belli etmeyen, sadece ilçe belediye başkanı sıfatıyla yollara düşen bir CHP'li için iyi, hem de çok iyi bir başlangıç. Üstelik Sivas gibi CHP'nin 25 yıl önce elini ayağını çektiği bir yerde... Sarıgül'ün çok hızlı koşması gerekiyor, çünkü ipi göğüslemek için kendine sadece 4 aylık süre tanıdı. Sivas'tan sonra 31 Temmuz'da Erzurum var. Onu 7 Ağustos'ta Trabzon, 16 Ağustos'ta Hacıbektaş izleyecek. Daha sonra Batman, Şanlıurfa, Çorlu... Arada da 28 kente günübirlik nokta geziler yapılacak. Her kentte en az 15 sokak ev ev taranacak. Sarıgül buna "Halkı ilmik ilmik örmek" diyor.
Kime niyet, kime kısmet? Ekim sonuna kadar sürecek bu gezilerde bir fırtına estirecek kadar taban enerjisi biriktirebilirse, sıra niyeti açıklamaya gelecek: CHP'yi teslim almak. Bu mutlaka genel başkanlık anlamına gelmiyor. Batı'daki gibi, genel başkan ile başbakan adayının ayrı kişiler olmasını kabul ettirirse, sorun yok. Ancak bu formül geri çevrilirse, güç denemesine de hazır olduğunu gizlemiyor: "CHP kurultaylarından seçilecek genel başkanın biyografisinde artık muhalefette yaptıkları değil, başbakanlıktaki projeleri ve icraatları yazmalı." Düğümün çözüleceği tarih neden Ekim sonu? Çünkü Sarıgül, gelecek yıl baskın seçim bekliyor. Ve kendisinin bu seçimde CHP'yi 1950'dan bu yana ilk kez tek başına iktidar yapabileceğini söylüyor. Bu büyük iddiasına öyle inanıyor ki, iktidar hazırlıkları için bir düzine kadar proje üretim grubu oluşturdu. Bu grupların koordinatörü konumundaki "gizli beyin" ile tanıştık. Şöyle dedi: "Bizim için işin en zor bölümü, CHP'deki mücadeleyi kazanmak. Ondan sonra Başbakanlığa giden yolu aşmak çocuk oyuncağı olacak" Aşk ve ihtirasın büyük işlerin kanatları olduğu söylenir. Sarıgül'de ikisi de var. Bakalım kanatları onu gözünü diktiği ufuklara ulaştırabilecek mi?
|