|
|
Unutulmaz ve vahim ekran öyküleri!
Unutulmaz ve vahim ekran öyküleri! Robert De Niro'nun başrol oynadığı "15 Dakika" filmi, birkaç gün önce sinema kanallarından birinde yine karşıma çıktı... "Sihirli Kutu" denilen televizyonun nelere kadir(!) olduğunu pek iyi anlatan filmdir 15 Dakika... Şimdi uzun uzun öyküsünü anlatmaya gerek yok ama "ekran"ın, istenirse nasıl muazzam bir "silah"a, "kötülük imparatoru"na ve "yaramaz eller"de "canavar"a dönüştüğünü gösteriyor.. Ama en estetik, en naif, bir o kadar da "paramparça" bir anlatımla.. Film bitince aklıma bir iki ekran hikâyesi geldi, paylaşmak istiyorum... Merak etmeyin, bizden değil(!) Sıralayacaklarım, şeytana pabucunu ters giydirenlerden. Bizimkilerse "cin olmadan şeytan çarpmak isteyenlerden" olduğu için daha tarihe geçecek cinsten değil! 5 Şubat 1990 akşamı.. İtalyan Rai-2'deki haftalık magazin haber programı Mixer'in sunucusu Gianni Minoli, o akşam "çok önemli bir belge" sunacaklarını duyurdu.. Ardı ardına yapılan anonslardan ve epeyi "az sonra"lardan sonra "belge" yayınlanmaya başladı.. Aslında bir itiraftı.. Yargıç Sansovino'nun itirafı.. Sansovino, ekranda Minoli'yle konuşurken, 1946 yılında yapılan ve İtalya'nın monarşiyi yıkarak cumhuriyeti kurmasını sağlayan referandum sonuçlarında diğer yargıçlarla anlaşarak hileye başvurduğunu itiraf ediyordu. Program bitti, milyonlarca İtalyan seyirci, şaşkın vaziyetteydi.. 50 yıl önceki bir sahtekârlığı "henüz" öğrenmenin ezikliği altında donup kalmışlardı.. Reytingin rekora çıktığı zaten belliydi! Ama birkaç dakika sonra Minoli, aynı ekrandan aynı seyirciye, bir açıklama yapmaya başladı.. "Şu ana kadar izlediğiniz her şey bir yalan ve yutturmaca.. Televizyon haberiyle ne ölçüde oynanabileceğini (Ve tabii ki gerektiğinde nasıl reyting alınabileceğini) kanıtlamak istedik. Bundan böyle televizyondan, bize gösterilen görüntülerden (kimi televizyon gazetecilerinden) kuşkulanmayı öğrenmemiz gerekiyor!" Evet, Minoli, bu açıklamayı yaparken, o sırada bıyık altından gülen "Sansovino", sahiden de yargıç falan değildi.. Program boyunca ekrana gelen siyah-beyaz eski belgeler de figüran kullanılarak stüdyoda çekilmişti.. Ve daha pek çok şey sahteydi. Minoli'nin son dakika yaptığı veciz konuşma dışında! Bu malum "ders" programından tam bir ay önce ise, dünya televizyonları, Romanya'nın Timoşara kentinde, bir başka "sanal" haberin tuzağına düşmüş ya da tuzak kurmuştu! Bu habere göre, Çavuşesku Romanyası' nda bir toplu mezar ortaya çıkarılmıştı.. Ceset sayısı da 4000'di! Timoşara'da, beyaz kefenlerin üzerine yanyana dizilmiş cesetler, "Sosyalist" Çavuşesku yönetiminin kurşuna dizdiği muhaliflerdi. Ama bu "olay"da, "pazar", ekranlardaki görüntü ve kelimelerin üstünden daha 20 gün geçmeden unutuldu.. Evet, kimi aklıevvel televizyon yönetici ve muhabirlerinin planladığı "toplu mezarlık", tamamen sahte ve yutturmacaydı... Çavuşeskular'ın, yönetimden alınıp kurşuna dizilmeleriyle biten Romanya darbesi sırasında elbette cesetler de vardı, akıl almayacak olaylar da yaşanmıştı ama söz konusu kentte, Timoşara'da, toplu mezar falan yok, yoksullar mezarlığından çıkarılıp "doğal stüdyo"ya getirilen çürümüş kemikler vardı sadece.. Bu "olay" bir reyting harikası olarak "ekran tarihi"ne geçti.. Bir de politik entrikaların içine düşen kimi medya baronlarını açığa çıkardı! Not; Sadece okuyunuz, denemeye kalkmayın, tehlikeli maddedir çarpar!
|